Bazı insanlar vardır, “iktidar” olurlar, ama “muktedir” olamazlar. Bazı insanlar da vardır ki, hem “iktidar” hem de “muktedir” olurlar. Belediyeciliğin, şehirciliğin ve sporcu toplumunun önünde düşünmesi ve yürümesi buna neden. Öyle gökten zembille inmedi eldeki nimet. Kerameti kendinden menkul. Onun için ötesi yok. İstiyor ki, Konya, spor şehri olarak da anılsın. İstiyor ki, Konya’nın nimetlerinden Konya’nın sporu da faydalansın. İstiyor ki, Konyalı artık kendi ayağına kurşun sıkmasın. İstiyor ki, Konya’nın da bir spor politikası olsun. İstiyor ki, Konyaspor, şehrin arka bahçesi ya da şehrin sırtında bir kambur gibi görülmesin. Bu manada Saadet Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Mustafa Özkafa ile bir söyleşi yaptık. Sevgili başkan, Konya ve spor adına önemli tespitlerde bulundu. Ben bu söyleşiden büyük keyif aldım. Umarım sizler de keyif alırsınız.
Konya’nın tarihine geçen, öyle ya da böyle günde 3-5 bin kişinin girip çıktığı, spor yaptığı Atatürk stadının başka bir yere taşınması gündemde. Sayın Başkanım siz bu konuda ne diyorsunuz? Dahası stadın başka bir yere taşınması ne kadar doğru?
Bu stat bu şekilde kullanılsın ama yeni bir stat yapalım diye bir düşünce var. Ama ben tamamen karşıyım. Ben bu stadyumda hiçbir trafik sıkıntısı olmayacağına inanıyorum. Stat şehrin içinde yer alacaksa bu stadyumun şimdiki bulunduğu yerdir. Başka bir yer değil. Sakin olmak ile ulaşılabilir olmak arasında tatlı bir denge var. Biz Aslanlı Kışla’yı Belediye binası yapmak üzere takas yaptık. Ama sonradan vazgeçtim. Çünkü, belediye binası, adliye binası, postane gibi binalar şehrin merkezinde olmak zorundadır.
Kayseri kaliteli ve büyük bir stadyuma sahip oldu. Kayseri’nin Adanalı Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Avrupai tarzda büyük bir stadyum yapması şahsen beni kıskandırdı. Bizim stadın zemini geçtiğimiz haftalarda oynanan Konyaspor-Galatasaray maçının önüne geçti. Ulusal medyada bu konu sık sık işlendi. Konuyla ilgili üzücü cümleler kuruldu. Bunun yanında maçın oynandığı saha ile tribünler arasında atletizm ve bisiklet pisti var. Maç izleyen için sıkıntılı bir durum.
Bir stadyumun en önemli anı müsabakanın oynandığı bölümdür. Stadın kalbi budur. Yani stadyumun en aktif olduğu can alıcı olduğu an o 90 dakikanın bir, bir buçuk saat öncesinden başlayıp, yarım saat sonrasına kadarki süreyi kapsar. Bunun ayrı bir hususiyeti vardır, stat için. O zaman siz bu iki buçuk saat bölüm nasıl yaşanması gerekiyorsa, öyle yaşandığı bir atmosferi meydana getirmek zorundasınız. Bunu bütün dünya böyle yapıyor. Yıkılıp yeniden yapılan stadyumlardaki temel espri budur. Sağlamlığın sağlanması elbette önemlidir. O en heyecanlı atmosferin sağlanacağı akustiğin sağlanması ise işin en mühim noktasıdır. Bizim bu stadyumda o noktalara varma şansımız teknik olarak yoktur. Çünkü bizim stadyumumuz daha özel veledromu da olan bir stattır ve bu nedenle tribünler sahaya yatay bir açıyla uzanır. Halbuki o anki heyecanı tam olarak sağlayabilmek için sahaya sıfırdan başlayan tribün dizaynının ele alındığı konforlu bir stat gereklidir. Hani bir söz vardır ‘futbol artık endüstri haline gelmiştir, bacasız fabrikadır’ diye. İşte bu endüstrinin bütün enstrümanlarının kullanılabileceği şekilde dizayn şarttır. Stadyumların içinde bir tribün bölümü ve diğer alanlar var. Yani bir stadyumu inşa ettiğiniz zaman tribün yapma mecburiyetinizden dolayı pek çok kapalı alan meydana geliyor. Öyleyse siz o kapalı alanları da en mükemmel şekliyle dizayn etme imkanına sahipsiniz. Sportif faaliyetler olsun, alışveriş yapılabilecek merkezler olsun, stadyuma gelenlerin yararlanabileceği bütün ünitelerin olduğu bir tasarım uygulanmalıdır. Bu bir vizyon ve tasarım meselesidir. Dünyanın en iyi stadyum tasarlayıcılarını bulursunuz, dünyada ve Türkiye’de en çok göze batan ve en çok beğenilen stadyumu hangisiyse uzman üç beş arkadaşa gezdirirsiniz. Ve diğer modern stadyumlardan herhangi birine yakın bir modeli burada uygularsınız. Yani, Konya’nın yeni bir stadyuma ihtiyacı var. Ama bu stadyum eskisinin yıkılıp yerine yeni ve mükemmel bir stadyum yapılması ile gerçekleştirilebilir. Vaziyet planı ve çevre tasarımı yapılmalıdır. Bu Konya için harika bir yatırım örneği olacaktır.
Stadyumumuzun tribünlerinin altında yaklaşık 30 tane amatör spor kulübü var. Bunun içinde futbol, boks, halter, güreş, bisiklet ve benzeri bir çok spor dalında faaliyet gösteren kulüp var. Peki yeni dizaynda bu kulüplerin yeri nasıl olacak?
Şimdiki dizaynda bu spor kulüplerinin bulunması faydalıysa bunu olgunlaştırmak ve geliştirmek lazım. Yine bunun çözümü farklı bir alanda uygunsa farklı bir alana taşımalı ve çözümü buna göre yapmalıdır. Ben şuna katılıyorum, katılımcılığı bu projede ortaya koymak gerekir. Yani bir stadyumun hangi ünitelerden oluşacağı, amatör sporların nasıl destekleneceği, profesyonelliğin nasıl ele alınacağı ve bütün bölge halkının yararlanabileceği bir alan haline nasıl getireceğiz. Şimdi, en güzel atmosferin sağlandığı bir stadyumda 35-40 bin kişinin müsabaka seyretmesi bütün herkesi memnun eder. Çünkü her hafta aynı kişiler gelmeyeceğine göre bir sezonda 100-200 bin Konyalı ve dışardan gelen misafirlerle birlikte belki 500 bin insanın o atmosferi yaşayabilmesini sağlamak büyük bir başarıdır. Ama iş bununla bitmiyor. O müsabakanın haricinde bütün Konya halkının ve bilhassa o bölgeye yakın halkın her türlü sportif faaliyetleri için yararlanabileceği bir durumu nasıl dizayn edebiliriz. Bu da katılımcılıkla ilgilidir. Amatör kulüplerin bu alanlardan yararlanmasını nasıl sağlayabiliriz. Öyleyse bunu bu işe gönül vermiş uzmanlar ve ilgi duyanlarla proje safhasında buna iştiraki sağlanıp, proje müellifi ile Konyaspor kamuoyunun görüşlerinin meczedildiği bir ortak proje ortaya çıkarılmalıdır. Yani kesin ve net olarak, stadın bütün alanıyla beraber yeniden ele alınması ve yenilenmesi taraftarıyım. Ama bunu yaparken asla mesken, alışveriş merkezi ve benzeri amaçlar doğrultusunda kullanılmamalıdır. Bu çok büyük bir hata olur.
Başkanım şimdi Konyaspor konusuna gelelim. Konyaspor sizin büyük desteklerinizle uzun yıllardan sonra Turkcell Süper Ligi’ne yükseldi. Konyaspor bazı insanlar tarafından bir amaç değil de araç olarak kullanılıyor. Sizin Konyaspor’a bakış açınız nedir?
Şimdi, Belediye Başkanlığı, Valilik ve belli görevlere sahip olan insanların şehrin takımına sahip çıkması ve desteklemesi faydalı bir faaliyettir ve buna saygı duyarız. Ama bizim Konyasporla bağlantımız sadece görevle değildir. Bendeniz hasbelkader 10-11 yaşlarından itibaren Konya İdmanyurdu ve Konyaspor’un maçlarını seyretmiş biriyim. Konyasporlu kaleci Fethi ile başlar bu iş, İdmanyurtlu kaleci İsmail Algaç, Mustafa Cambaz, Küçük Hasanlarla devam eder benim Konyaspor sevdam. Bir zamanlar Eskişehirspor’dan transfer edilen Nuriler, İlhanlar ve Nihatlarla devam eder gider. Konyaspor 2 nolu sahada idman yapardı. Biz o idmanları seyrederdik. Resmi görev aldığımız zaman ise biz Konyaspor’u sadece Büyükşehir döneminde değil, Karatay Belediye Başkanlığımız döneminde de yönettik. O zaman da bu görevi isteyerek sırtımıza aldık. Şampiyonluk Büyükşehir Belediye başkanlığımız döneminde nasip oldu. Bir de Kombassan’ın mali imkanlarının daha yüksek olduğu dönemde sadece ara dönem olarak belli bir süre Kombassan ilgilendi. Bunun haricinde hep Konyasporla ilgili olduk. Şimdi, futbol kulüplerinin dünyada şehirlerin isimlerinin önüne geçtiği herkesçe bilinir. Mesela bugün Barcelona ismi İspanya’nın büyük bir şehri olduğu için değil, futbolundan dolayı duyulmuştur. Çoğu zaman Barcelona şehrinin önüne geçiyor. Şimdi bu bir realiteyse Konyaspor da artık dünyada bilinen bir takım olmalıdır. Dünyada başa güreşen takımların şehirlerin nufüsları 300 bindir, 500 bindir, 1 milyondur. Konya’nın da nüfusu 1 milyondur ve potansiyeli vardır. Türkiye 1. liginin süper lig olduğu zaman da dahil içine alın, ligde 50-60 yıldır tartışılmaz İstanbul takımlarının üstünlüğü vardır, ama bu dönem bitmiştir, ‘bitmiştir’ derken Fenerbahçe ve Galatasaray’ın önemi yadsınabilir mi, biz bunun ortadan kalkmasını ister miyiz, tabii ki hayır. Spora gönül verenlerin bu şehirde iki takımı var, biri Konyaspor diğeri Beşiktaş, Galatasaray veya Fenerbahçe’dir. Futbol gönüllüsü insanlarımız mutlaka bu takımlara sempati duyarlar. O takımların da var olması ülke adına önem arz eder. ‘Şimdi bir dönem bitmiştir’ derken şunu söylüyorum. Bu sezona kadar baktığımızda Fenerbahçe, Galatasaray ardından diğer takımlar sıralanıyordu Bu durumun bitebileceğinin örneğini biz bu sezon yaşıyoruz. Ligin 24.haftasında Sivasspor takımı, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın önündedir. Trabzon bu beş takımın içindedir. Ligin bu durumu 10.haftada olsa ben bunu abartmam ama ligin 24.haftasında bu böyleyse ‘artık üç büyük takım şampiyon olacak’ denilemez. Bu bir şekilde Anadolu’nun da şahlanışı anlamına geliyor. Bir anlamda üç büyükler Anadolu’ya gelirken, daha tedirgin geliyorlar. O zaman Konyaspor’da bu kategorinin içinde yer alabilir, yer almalıdır. Biz Konyaspor ile ilgili şampiyonlar ligi hedefinden bahsettiğimiz zaman bunu bazı arkadaşlarımız uçuk ve afaki olarak görmüş olabilir. Ama şu anda bu ihtimal Sivasspor için geçerlidir. Sivasspor için geçerli olan bir ihtimalin, Trabzonspor için geçerli olan bir ihtimalin Konyaspor için tasavvur edilmesi suç mudur, afaki midir, hayali midir? Asla
Onun için buna yönelik bir adım atılmalıdır, bu potansiyel vardır Konya’da. Biz dönemin Valisiyle beraber, organize sanayimizi, büyük iş adamlarımızı gezdik, meşru ve helal yolla Konyaspor’u şampiyon yaptık. Bu başarının daha büyüğünü rahatlıkla yapabiliriz. Artı bu stadyum projesi içinde Konyaspor’a kalıcı gelirler sağlayacak çalışmaları da yaparsınız. Yönetimi de en mükemmel şekilde dizayn edersiniz ve Konyaspor kendi gelirleriyle yoluna devam eder.
Sayın Başkanım, Konyaspor’u sevdalısı insanlar sezon ortalarında Konyaspor düşecek mi, düşmeyecek mi diye papatya falları açmamalı. Benim en büyük tedirginliklerimden birisi de bu. Bu şehrin takımının düşme sendromu yaşamasını istemiyorum. Çünkü, bu şehre yakışmıyor bu durum. Sportif başarı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Şampiyon olur mu olmaz mı diye papatya falı açsak olmaz mı? Aynı tedirginlikleri ben de yaşıyorum. Orada bir ilavem daha var Konyaspor ile ilgili. Siz şimdi bir rahatsızlığınız olduğunuzda Allah vermesin en uzman bir doktoru bulmaz mısınız? Sağlık önemlidir. Şehircilik önemlidir, ekonomi önemlidir. Her meselede işin bir numaralı kişisini bulursunuz. Konyaspor’un papatya falı açmaması için en mükemmel bir şekilde yönetilmesi için yapılması lazım gelen işlerden birisi de Konyaspor’a futbolcu yetiştirecek bir alt yapının kurulması gerekir. Bakınız bu tek yönlü de değil. Alt yapıyı kurdunuz, buradan size hemen dünyanın en klas futbolcuları da gelmeyebilir. Bin tane oyuncu bulursunuz, bunlara çok büyük emek ve sevgi verirsiniz, ama beşinden verim alırsınız, bu iş öyledir zaten. Bunu bazı kulüpler yaptı. Yani en objektif davranabilen, hiçbir çıkar gözetmeyen, en keskin zekalı, en ileri görüşlü Konyaspor sevdalısı ekip buldunuz ve çalışma yaptınız. Bu çalışmaların yüzde yüz karşılığını öyle ya da böyle alırsınız. Konyaspor’a az maliyetli olacak, futbolcu budunuz, iyi transferler yaptınız, kulübü iyi yönettiniz bitti bu iş. Ondan sonrası Allah kerim Dünya’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Futbolun ileri gelen kulüpleri bunu yapıyor.
Altyapı meselesine biraz derinden bakmak gerekir Sayın başkanım. Yanılmıyorsam 3 büyülerin böyle bir lisesi var. Şehrimizde de Konyaspor lisesi kurulabilir. Altyapıdaki yetenekli çocuklar bir taraftan futbollarını geliştirirken bir taraftan eğitim alırlar.
Bizler, ‘ilim Çin’de de olsa alınız’ diyen bir inancın mensuplarıyız. Herhangi bir alanda kim hangi noktaya gitmişse, onu mütalaa etmek son derece basit bir iş. Çok kıymetli spor adamları, teknik adamlar, ülkemizde var. İşte görevlendirirsiniz. Dünyada bu konuda örnek olmuş kulüpler varsa siz de aynısını yaparsınız. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bir kulüp nasıl yönetilecekse bunu belirlersiniz, projenizi ortaya koyarsınız. Bir kulüp en başarılı olacak futbolculardan nasıl oluşur. Bir, transfer yaparsınız, iki alt yapınızı kurarsınız futbolcu yetiştirirsiniz. Üç, kabiliyeti olan futbolcuları hesaplı olanları keşfederek takıma kazandırırsınız ve takımı kurarsınız. Bunun haricinde bir yol var mı?
Benim kafama hep takılmıştır Sayın Başkanım. ‘Konyaspor’un neden bir müzesi yok’ diye. Yeniden yerinde yapılacak stat içerisinde neden bir de Konyaspor müzesi olmasın? Bizden sonraki nesiller en azından Konyaspor’un bu anlamda tarihini de öğrenmiş olurlar, dolayısıyla da o tarihe sahip çıkarlar.
Konyaspor’un kurumsallaşması yolundaki önemli adımlardan biri daha atılmalı. Konyaspor’un da bir müzesi olmalı. Müze, geçmişten geleceğe çok önemli köprüdür. Geçmişten ders almayan uluslar, kurumlar ve kuruluşlar geleceği sağlıklı kucaklayamazlar. Konyaspor’un müzesi “yaşayan” özellikte olmalı. Bu yüzden katkı koymak önemlidir. Eski anılar canlandırılmalıdır. Çağdaş müzecilik, toplanabilen objeleri belli disiplin içinde sergilenmeli. Teknoloji üst noktada kullanılmalı. Görsel malzemeyle dün anlatılmalı, bugün fotoğraflanmalı. Konyaspor’un mutlaka bir müzesi olmalı ve bu müze genişletilmelidir. İşin uzmanları ile plânlamalar yapılmalı. Örneğin, Konyaspor üzerine yazılanların bir elektronik arşivi bu müzeye bağlı geliştirilecek kütüphanede ya da elektronik arşivde mutlaka bulunmalıdır. Buradaki interaktif bölümde Konyaspor’un kasasından yapılan ödemelerle ilgili faturalar ve bu ödemelerin kimlere yapıldığına ilişkin belgeler de mutlaka yer almalı. Divan Kurulu’nda alınan kararla hazırlanan mali raporla tüm bilançolar müzede sergilenmeli. Teknoloji şimdi gelişti. Konyaspor’un Müzesi’nde forma aşkına elde edilen başarılar kadar Konyaspor’da kimler neler yapmış, Konyaspor’a kimler gerçek manada hizmet etmiş, bunlar da sergilenmeli.
Sayın başkanım, insanların daha sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için sporun önemli bir yeri var. Bu anlamda insanların rahat bir şekilde spor yapabileceği alanlar oluşturacak mısınız? Bununla ilgili bir projeniz var mı?
Hem var hem de kesinlikle olmalıdır. Neden, bugünün şehirleşme yapısı, bilhassa çok katlı binaların bulunduğu bir dünyada insanların sporla iç içe olmamaları halinde bedenen ve ruhen sağlıklı olması mümkün değildir. Sizin babanız bizim ahbabımızdır. Bizim babalarımız, dedelerimiz bağda bahçede zinde kaldılar, bahçelerinde sebze ve meyve yetiştirerek, bedensel faaliyetlerde bulunarak zinde kaldılar, Şimdi bir insan sadece zihinsel faaliyetlerde bulunarak, ruhen ve bedenen bir olamaz. Çok yönlü varlıklardır insanlar, bu yönün en önemlisi bedendir, beden ve ruh bir bütündür. İnsanın bedeni sağlıksız olursa ruhu da sağlıksız olur. Istıraplı bir insandan hiçbir alanda fayda bekleyemezsiniz. Zihinsel melekeler bakımından. Şu anda apartmanların böylesine yaygınlaştığı bir dünyada her semtte her bölgeye kafi spor alanları oluşturmak çetin bir sorumluluktur, bu yapılmalıdır. Biz bu alanda adımlar atmış bir yönetimiz. Biz Konya Atatürk Stadyumu’ndaki çim sahayı yapmış yönetimiz. Ama, bizden sonra bozuldu orası. Biz Selçuklu ilçemize stadyum, kapalı spor salonları yapmış bir yönetimiz. Bizim bu alandaki projemiz şudur. Biz yeşil alan ve oyun alanı olarak bin metrekare bir yer yaptık 1989’da. Her zaman bunu söylüyorum, biz bu yeri davulla zurnayla açtık, şimdi aynısını yapabilir misiniz? Öyleyse sporda yaptığımız bu işlerin aynısını yapacağız demenin hiçbir heyecanı olmaz. O zaman biz neyi tasavvur ediyoruz çok sayıda insanın aynı anda pek çok fonksiyonu yerine getirebileceği devasa kompleksler yapmak istiyoruz. Bunun içinde futbol, basketbol sahaları tenis kortu, yüzme havuzu, dinlenme alanı, yürüyüş alanı da olacak. İnsan gittiği zaman 5 saatini, yarım gününü bir gününü müsaitse o alanlarda geçirebilecek. Bu nedenle biz her spor alanında bir seferberlik anlayışı içindeyiz. Heyecanlanıyoruz. Bunların hepsinin yapılması için önce heyecanlanmak gerek. Şimdi siz 5 çim saha yapıyorsunuz, futbolla ilgili diğer sahalar yapmışsınız. 15 basketbol sahası, 10 voleybol sahası yapmışsınız, bunların bir kısmı kapalı, bir kısmı yaz aylarında bir kısmı kış aylarında kullanılacak. Bir gencimiz spor yapıyor, 45 yaşında bir hanım ve bir tüccar yürüyüş yapıyor tasavvur ediniz, durum budur.
Benim annem şalvarlı, yaşlı bir kadın, ama annemin sağlığı açısından yürümeye ihtiyacı var. Sadece benim annemin değil, bu şehri yöneten, bu şehrin kanaat önderleri olan insanların annelerinin de kendi çaplarında yürüyüşe ihtiyacı var. Benim annemin bu ilerlemiş yaşında stada gitmesi mümkün değil.
Herkes yaşlı genç yürüyecek. Her semtte çeşitli büyüklerde, yürüyüş alanları olacak. Bu benim anlattığım en büyükleri. Siz başka bir semte, 3 futbol sahası, 3 voleybol sahası, 3 tenis kortu yürüyüş alanı bulunan 40 bin metrekarelik bir alan yapabilirsiniz. Bu da faydalı olur ama, bir yere de 100 hektarlık, bir yere de 50 hektarlık spor alanı yapmalısınız. Sahanın büyüğü, küçüğü her hizmet bulunduğu yerde dizayn edilmelidir. Bu bulunulan yerin durumuna ve konumuna göre değişebilir. Şimdi siz sabah 9’da işyerine gideceksiniz. Sabah 8’de kalktınız. 5 kilometrelik uzaklıktaki bir spor kompleksine 5 dakikada ulaşacağınız bir mevkideki yere eşofmanınızı giyerek 20 dakikada ulaşabilirsiniz. Bu herkes için önemli.
Konya’da yaklaşık 30 amatör branşta faaliyet gösteriliyor. Özellikle Konya’nın amatör branşlardaki bisiklet, güreş, boks gibi spor dallarında inanılmaz bir düşüş var. Örneğin ülkemizde bisiklet denince akla Konya gelirdi. Ama bugün maalesef bu konuda Konya başka şehirlerin arkasında tabiri caizse toz yutuyor. Bisiklet, boksun, güreşin kalkınması için ne gibi projeleriniz var?
Bu meseleleri bilimsel olarak tahlil etmek gerekir. Bakın bir zaviyeden baktığınızda profesyonel futbol, yani Konyaspor her şeyin üzerinde görülüyor. Doğru mu? Şehrimizin takımı şampiyonlar liginde marka olmuş bir takımla karşılaşıyor, bunun yerini başka bir şeyle dolduramazsınız. Fakat siz sporu kitlelere yaymak çok sayıda insanın bu işi yapmasını sağlamak açısından başka bir noktadan baktığınız zaman amatör spor öbürünün önüne geçemiyor. Hepsinin yeri ayrıdır, her şey yerinde ağırdır. Onun için amatör spor, profesyonel futbol hiçbirisi bir diğerinin önünde değildir. İnsan hayatı da böyledir. İnsanın beslenmesini ele alalım. ‘Ekmek, önemsizdir, et, tavuk, balık önemsizdir’ diyebilir miyiz, diyemeyiz. Hepsinin oranı var. Hayatta böyledir. Ticaretin bütününe ağırlık verelim, sanayi ve tarımla uğraşmayalım, böyle bir dünya olabilir mi? Ticaretin olabilmesi için tarımında, sanayinin de hayvancılığın da olabilmesi gerekir. Hepsi yerinde mühimdir. Sporda bir bütündür, bireysel sporlar da, takım sporları da önemlidir. Voleybol, boks, tenis, bisiklet, halter hepsi önemlidir ve hepsinin ayrı bir yeri vardır. İnsanların yaratılışları, fıtrat dediğimiz şey de farklılık arz eder. Birisi yıldız çiçeği yetiştirir, birisi gül yetiştirir. Sonuç olarak bizim için her spor branşı önem arz ettiği ölçüde bizim için değerlidir.