Konya Ovası'nın en önemli su kaynaklarından Suğla ve Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynağı Beyşehir Gölü'nde, yer yer kıyıdan 100 metreye kadar çekilmelerin olduğu gözlendi.
Konya ve bölge halkı için hayati önem taşıyan, balıkçıların geçim kapısı, birçok canlı türünün yaşam alanı ve tarımsal sulama ile içme suyu kaynağı olan göllerin her geçen gün küçülmesi tedirginlik yaratıyor.
Önceki yıllarda su seviyesindeki iskeleler ile göl arasında onlarca metre mesafe oluşurken, yeterli derinliğini kaybeden göllere balıkçı tekneleri de açılamaz duruma geldi.
- "Hiç böyle kuraklık olmamıştı"
Seydişehir ilçesindeki Suğla Gölü'nde 20 yıldır balıkçılıktan geçimini sağlayan Abdullah Alkan, AA muhabirine, göle açıldıkları kıyıdan suyun metrelerce çekildiğini söyledi.
En kurak yılı yaşadıklarını ifade eden Alkan, "Ben Susuz Mahallesi'nde yaşıyorum ve balıkçılıktan geçimimi sağlıyorum. Suyun çekilmesinden dolayı tekneler karada kaldı. Gölde su yok. Suyumuz yolun bir metre yakınına kadar geliyordu. Şimdi yoldan itibaren 50-60 metre çekildi." diye konuştu.
Gölün, gün gün küçülmesini üzüntüyle izlediklerini kaydeden Alkan, şöyle konuştu:
"Allah rahmet verirse suyumuz çoğalacak. Vermezse daha da kuruyacak. Çok küçüldü. Artık teknelerimiz yüzmüyor. Şu anda kuraklıktan dolayı yeterli su yok. Eskiden 5-6 metre derinlik vardı. Şimdi yarım metreye kadar düştü. Gölümüz yavaş yavaş çöl oluyor. Kuruyacak diye çok korkuyoruz. Herhalde yakında hayvanlar yayılacak. Umudumuz Allah'tan. Rahmet yağarsa olacak, yağmazsa kuruyacak. 20 yıldır balıkçılık yapıyorum böylesini görmedim. Geçenlerde iki gün balığa çıktım, yiyecek kadar bile çıkmadı. Hiç böyle kuraklık olmamıştı. Bu sene durumumuz çok kötü."
Eşiyle balıkçılık yapan Mahide Alkan da "Bu sene çok kurak gitti, işimizi yapamıyoruz. Gölümüz çok güzeldi. Geçinip gidiyorduk. İyice küçülmeye başladı. Balık azaldı. Tekneler yürümüyor. Sonu nereye gidecek bilmiyoruz." dedi.
- "Böyle giderse daha vahim çekilmelerle karşı karşıya kalabiliriz"
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Nalbantçılar ise değerlendirmelerinin, kuraklığın etkilerini devam ettireceği yönünde olduğunu bildirdi.
Küresel ölçekteki iklimsel değişimlerin mevsimleri kaydırması nedeniyle yağış periyotlarının geciktiğine dikkati çeken Nalbantçılar, bunun etkilerinin, hava sıcaklıklarının sürmesi ve sonbaharda beklenen yağışların düşmemesi olarak yansıdığını dile getirdi.
Nalbantçılar, "İlerleyen aylarda gelebilecek bol yağışların, kuraklığın etkisini kırmasını arzu ediyoruz fakat şu an yaptığımız değerlendirmeler, kurak sezonun hüküm sürdüğü şartların devam edeceği yönünde. Ümit ediyoruz ki böyle bir kurak dönemin ardından yağışlı bir sürece gireriz. Yoksa kuraklık böyle birkaç yıl daha devam ederse daha vahim su çekilmeleriyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu da mevcut sulak alanların kaybolmasına ve tarımsal aktivitelerin azalmasına neden olacaktır." sözlerine yer verdi.