Bu şehrin bugünkü ekonomik sanayi sosyal hizmetler yönünden geçen yazımızda bahsettiğimiz gibi diğer şehirlerden geri kalmışlık halinden kurtarılması için bir değişim gerektiğine inanılıyorsa, yaşanacak değişimin türüne o şehrin en üst düzey kurum ve kuruluşlarının değil hemşerilerinin karar verilmesi gerekiyor kanaatindeyiz.
Çünkü değişim için uygulanacak strateji şehirde arzulanan değişimin türüne göre değişecektir. Bir şehirde yapılara dokunmadan sadece süreçleri etkileyecek tür bir değişim söz konusuysa, projeyi delege edebilirsiniz ancak hedeflenen değişim o şehrin tüm süreç, yapı ve insan kaynaklarını büyük boyutta etkileyecekse (transformasyonel değişim) işi birkaç kişi veya kuruma delege edip sorumluluktan kaçmamanız gerekir.
Özellikle sanayi ve ekonomik alanda son zamanlarda Konya’mızı geride bırakan şehirlerdeki örneklerde şehrin sivil kesimi ile yöneticilerinin işin sonuna kadar ipleri bırakmadıkları, hem zihnen, hem de bedenen değişim lideri modeli sergiledikleri görülmektedir.
Bizim şehrimizde kurumların amirlerinin yani vali ve belediye başkanlarının düzenlenen açılış toplantılarında çok güzel konuşmalarına şahit olmayan hemen hemen kimse yoktur.
Sonra ne olur?
Açıkladıkları proje ve yatırımların hiçbir aşamasında gözükmelerine rağmen, başarısız diye kendi atadıkları proje yöneticilerini tenkit ettiklerini hatta değiştirdiklerini görürsünüz.
Hâlbuki değişim ve dönüşüm lideri olabilen yöneticiler kendi davranışlarıyla değişim sürecinden etkilenecek iş arkadaşlarına rol model olmalı ve değişim sürecinde onları destekleyeceğini yalnız bırakmayacağını göstermelidir ki değişimi yaşayacak ve yaşatacak olan kadrolarda bu katara dâhil olabilsin.
Çünkü ekip diye ilan edilenler sadece başarıyı sahiplenen değil aksine kendilerine örnek olan ve daima yanlarında olan takım liderlerini severler ve onu desteklerler.
Bütün şatafatlı açıklamalar ve nerede ise bir yıldır çalışan kurum ve kuruluşların yeniden açılışlarının yapılmasına rağmen bugünkü durumumuz nedir diye baktığımızda özellikle yerel idarelerde kelimenin tam anlamı ile bir değişim ve dönüşümüm gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Gerçekten değişim gerekiyor mu? Niçin değişim gerekiyor? Değişmezsek ne olur? Değişmemenin maliyeti nedir? gibi sorulara verecek cevabı olmayanlar bu şehri diğer büyükşehirler arasında üst seviyeye yükseltmek bir yana arka sırlara mahkum edenlerdir.
Bu hatalar zincirinde sorumluluk Kime Ait?
- Şehirde bırakın diğer kamu kurum ve kuruluşlarını mevcut yerel yönetim birimleri ile bile güçlü bir yönetim koalisyonu kuramayanlarındır.
- Her şey benim etrafımda gerçekleşir düşüncesiyle, hemşerilerine ve çalışanlarına tepeden bakan bu günkü buyurgan yönetim sistemini tesis edenlerindir.
- Projelerini çoğunlukla kendi liderliğinde veya atadığı bir veya iki kişinin liderliğinde başlatıp işlerin devamında üst ve orta kademe yöneticileri ile işyeri temsilcilerini değişim ekibine almayanlarındır.
- Seçim döneminden buyana nerede ise 2 yıl geçmesine rağmen parmakla sayılacak kadar az sayıda projenin aynı anda yürütülmesinde bile yorgun düşenlerdir.
- Yukarıda bahsedildiği gibi kamu kurum ve kuruluşları ile münasebetlerini bir düzeye oturtamadığı gibi çalışanlarını bile uygulayacakları stratejilerden haberdar etmeyenlerdir.
- Şehrin yönetiminde ben merkezli bir kurumsallaşma tesis edip, başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere hemşerileri ve çalışanları ile iletişim kanallarının çift yönlü olarak açık tutmayıp var olan kanalları bile tıkayanlardır.
- Yaptığı yatırım ve faaliyetlerin basın yayın organları ile kamuoyunda yeterli karşılığı görmediğinde gelecek yıllar için iktidar kaygıları nedeniyle ayak sürtmeye devam edenlerdir.
- Değişimin gerçekleşmesinde ortaya çıkan engellerin arasında görülen orta ve üst kademe yöneticiler varsa, değişimin prestiji sarsılmayacak bir şekilde yoldan çekilmeyenlerdir.
- Şehirde yaşanacak değişim çok karmaşık ve çok fazla parametresi olan bir alan olması sebebiyle, projelerdeki eksiklikler bir yana değişim lideri olduğunu iddia edenlerin yaptığı hataların bu kadar olmadığını ama yaşanan tecrübeler asıl sorumluların “Köle Karakterli İnsanlar” olduğunu ortaya koymaktadır.
Köle karakterli insanlar kimler midir? Onları şimdilik bir başka yazıya bırakalım.
Çünkü değişim için uygulanacak strateji şehirde arzulanan değişimin türüne göre değişecektir. Bir şehirde yapılara dokunmadan sadece süreçleri etkileyecek tür bir değişim söz konusuysa, projeyi delege edebilirsiniz ancak hedeflenen değişim o şehrin tüm süreç, yapı ve insan kaynaklarını büyük boyutta etkileyecekse (transformasyonel değişim) işi birkaç kişi veya kuruma delege edip sorumluluktan kaçmamanız gerekir.
Özellikle sanayi ve ekonomik alanda son zamanlarda Konya’mızı geride bırakan şehirlerdeki örneklerde şehrin sivil kesimi ile yöneticilerinin işin sonuna kadar ipleri bırakmadıkları, hem zihnen, hem de bedenen değişim lideri modeli sergiledikleri görülmektedir.
Bizim şehrimizde kurumların amirlerinin yani vali ve belediye başkanlarının düzenlenen açılış toplantılarında çok güzel konuşmalarına şahit olmayan hemen hemen kimse yoktur.
Sonra ne olur?
Açıkladıkları proje ve yatırımların hiçbir aşamasında gözükmelerine rağmen, başarısız diye kendi atadıkları proje yöneticilerini tenkit ettiklerini hatta değiştirdiklerini görürsünüz.
Hâlbuki değişim ve dönüşüm lideri olabilen yöneticiler kendi davranışlarıyla değişim sürecinden etkilenecek iş arkadaşlarına rol model olmalı ve değişim sürecinde onları destekleyeceğini yalnız bırakmayacağını göstermelidir ki değişimi yaşayacak ve yaşatacak olan kadrolarda bu katara dâhil olabilsin.
Çünkü ekip diye ilan edilenler sadece başarıyı sahiplenen değil aksine kendilerine örnek olan ve daima yanlarında olan takım liderlerini severler ve onu desteklerler.
Bütün şatafatlı açıklamalar ve nerede ise bir yıldır çalışan kurum ve kuruluşların yeniden açılışlarının yapılmasına rağmen bugünkü durumumuz nedir diye baktığımızda özellikle yerel idarelerde kelimenin tam anlamı ile bir değişim ve dönüşümüm gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Gerçekten değişim gerekiyor mu? Niçin değişim gerekiyor? Değişmezsek ne olur? Değişmemenin maliyeti nedir? gibi sorulara verecek cevabı olmayanlar bu şehri diğer büyükşehirler arasında üst seviyeye yükseltmek bir yana arka sırlara mahkum edenlerdir.
Bu hatalar zincirinde sorumluluk Kime Ait?
- Şehirde bırakın diğer kamu kurum ve kuruluşlarını mevcut yerel yönetim birimleri ile bile güçlü bir yönetim koalisyonu kuramayanlarındır.
- Her şey benim etrafımda gerçekleşir düşüncesiyle, hemşerilerine ve çalışanlarına tepeden bakan bu günkü buyurgan yönetim sistemini tesis edenlerindir.
- Projelerini çoğunlukla kendi liderliğinde veya atadığı bir veya iki kişinin liderliğinde başlatıp işlerin devamında üst ve orta kademe yöneticileri ile işyeri temsilcilerini değişim ekibine almayanlarındır.
- Seçim döneminden buyana nerede ise 2 yıl geçmesine rağmen parmakla sayılacak kadar az sayıda projenin aynı anda yürütülmesinde bile yorgun düşenlerdir.
- Yukarıda bahsedildiği gibi kamu kurum ve kuruluşları ile münasebetlerini bir düzeye oturtamadığı gibi çalışanlarını bile uygulayacakları stratejilerden haberdar etmeyenlerdir.
- Şehrin yönetiminde ben merkezli bir kurumsallaşma tesis edip, başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere hemşerileri ve çalışanları ile iletişim kanallarının çift yönlü olarak açık tutmayıp var olan kanalları bile tıkayanlardır.
- Yaptığı yatırım ve faaliyetlerin basın yayın organları ile kamuoyunda yeterli karşılığı görmediğinde gelecek yıllar için iktidar kaygıları nedeniyle ayak sürtmeye devam edenlerdir.
- Değişimin gerçekleşmesinde ortaya çıkan engellerin arasında görülen orta ve üst kademe yöneticiler varsa, değişimin prestiji sarsılmayacak bir şekilde yoldan çekilmeyenlerdir.
- Şehirde yaşanacak değişim çok karmaşık ve çok fazla parametresi olan bir alan olması sebebiyle, projelerdeki eksiklikler bir yana değişim lideri olduğunu iddia edenlerin yaptığı hataların bu kadar olmadığını ama yaşanan tecrübeler asıl sorumluların “Köle Karakterli İnsanlar” olduğunu ortaya koymaktadır.
Köle karakterli insanlar kimler midir? Onları şimdilik bir başka yazıya bırakalım.