Mutlu, huzurlu, kavgasız gürültüsüz, dedikodusuz bir yol ayrılığının ardından değil… Konyaspor’un o çok konuşulan genel kurulunun ardından, taraflar her ne kadar saflarını belli ettilerse de, kurt elmanın içine girmişti o dönemlerde…
Sonrası mı?
Zaman zaman bir araya geldiklerinde, göstermelik de olsa, dışarıya, “birlik-beraberlik” mesajları vererek, Konyaspor’un zarar görmemesi adına, önemli bir misyonu üstlendiler…
Konyaspor’un Tatlıcak tesislerinde çekildi bu fotoğraf… Çeşitli nedenler ile yeni yönetimde bulunmayanların, takımın antrenmanı esnasında…
Konyaspor’un Asya’dan Avrupa’ya taşınmasında, özellikle kritik yükselme maçları öncesinde futbolcuların “Ömer Ağabey varsa” diye birbirlerine “teminat” gösterdikleri Ömer Atiker…
Yeşil-beyazlı ekibin, öyle böyle değil, şampiyonluğunda büyük rol oynayan, deyim yerindeyse, “cebine anahtar uydurulan” Süleyman Işıkçeviren…
Parasıyla puluyla, koşturmasıyla, yönetimin kendi içerisindeki sorunları çözmesiyle, adeta bir “çimento” görevi yapan Mustafa Küçüksöker…
Oturmasıyla kalkmasıyla, konuşmasıyla dinlemesiyle, Konyaspor’a uzun yıllar hizmet verebileceği imajını veren, Işıkçeviren’in de, Atiker’in de, Küçüksökerin’de “inşallah küstürülmez” dediği Harun Aydın…
Cengiz Yönet ile Alper Güçlü’nün de bulunduğu fotoğraf…
Ve Bahattin Karapınar da…
Ömer Atiker’i, Ekrem Coşkun’u, Süleyman Işıkçeviren’i ve Mustafa Küçüksöker’i bugünlerde mumla arayan Konyaspor Başkanı Bahattin Karapınar…
Kendilerine yapılan yanlışlara rağmen, “tık”ları çıkmamış o insanların, bugün bile Konyaspor’un yanında olması, antrenmanları izlemesi, öyle candan, öyle samimi ki, insanın aklına “helal olsun” demekten başka bir şey gelmiyor…
Kongre aşamasında, “ketenpere”ye getirilişlerine, başkalarına “tercih” edilişlerine ve Konyaspor’un başarısı için verdikleri emeklere rağmen, bugün bile bu takımın yanında olmaları, Konya sorumluluğu değil de nedir?
Ama ne mutlu onlara ki, “kaos”tan beslenme yerine, baskın olan “sevgi” ve “saygıyı” ve takımın yanında olma yürekliliğini ön plana çıkardıkları için…
Eski yöneticilerden Hilmi Kulluk’a, Zeki Çimen’e, emeği geçen herkese hizmetlerinden dolayı teşekkür edilmesini bile hazmedemeyen, dolayısıyla da bu teşekkürü eden Ekrem Coşkun’a tavır alan, ama bugün aynı Ekrem Coşkun’u dürbünle arayan Bahattin Karapınar, bu fotoğrafı evinin, iş yerinin ve kulübün en görülen yerlerine asmalı ve o fotoğrafı her gördüğünde, onlara vefasızlık yaptığını düşünmeli…
Eğer vefalıysa…
Bahattin Karapınar, kriz üreten değil, kriz tüketen, kriz çözen bu insanlara ve şansına dua etsin ki, sezon içerisinde yaşanan onca fiyaskonun ardından gelen şampiyonlukla elini güçlendirdi…
Yükselme grubu maçları öncesi güç futbolcuların elinden çıkıp, Bahattin Karapınar’ın eline geçmişse, onun tek nedeni Ömer Atiker ve arkadaşlarıdır… Kendilerine vefasızlık yapan başkanın elini güçlendirenler, ona bu gücü verenler, hala bugün onunla aynı karede buluşuyorlar ise Bahattin Karapınar “velinimetlerine” saygıda kusur etmemeli…
Bahattin Karapınar, Konya ve Konyaspor’u seviyorsa, sadece bu fotoğraftaki insanlara değil, bu kulübe hizmet etmiş herkese kucak açmalı… Bu kulüp işte o zaman gerçek anlamda 2-3 yıl sonra Avrupa hayallerini gerçeğe dönüştürür…