Çocukluğumuzda saklambaç oynar, gözüyumuk duvara yapışır, sayar sayar daha sonra da “Sağım-solum, önüm-arkam ebe sobe” der oyuna başlardık. Onun gibi şimdi sağımız solumuz, önümüz arkamız adım başı esnaf dolu.
Bu sözü anlamakta zorlandıysanız örnek veriyim: Sabah yataktan kalktık elimizi yüzümüzü yıkadığımız çeşme “Sıhhi Tesisatçılar Odası” kahvaltıya oturduk yediğimiz ekmek “Fırıncılar Odası” et “Kasaplar Odası” domates-biber… “Pazarcılar Odası” yola çıktık giydiğimiz ayakkabı “Kunduracılar Odası” pantolon-ceket “Terziler Odası” bindiğimiz araba “Şoförler Odası” oturduğumuz koltuk-sandalye “Mobilyacılar Odası” tekrar acıktık, girdiğimiz çorbacı-etlekmekçi “Lokantacılar Odası” saçımız uzadı “Berberler Odası” akşam eve döndük yatağa girdik “Yorgancılar Odası”…. Derken nereye el atsanız, ne yapsanız karşınıza bir esnafın işi çıkıyor ve bu esnaf ta Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın bir üyesidir.
İster ağa-paşa ol, ister zengin-fıkara, ister kadın-erkek, ister yaşlı-genç… çocukken bindiğin beşik, ölünce bineceğin tabut ta yine ya “Marangozlar” ya “Demirciler” odasına üye bir esnafın işi.
Efendim, sözü nereye mi getireceğiz? Geçen gün 42 Konya TV Genel Müdürü Ahmet Turan ve ekip arkadaşlarımızla birlikte Konya’da bütün bu işleri yapan 80 küsür odanın ve 50 bin küsür üyenin birlik başkanı olan Ali Osman Karamercan Bey’i ziyaret ettik.
Kendisi tepeden inme, sonradan olma değil, taa çocukluğunda sabah namazı vakti esnaf dükkanının önüne gelip esas duruşta patronu bekleyen çekirdekten yetişme bir esnaf. O günlerden bugüne tam bir “ahilik” anlayışıyla işini yürütmüş, Allah ta “yürü ya kulum” demiş ve şu an Konya’nın marka bir işyerinin sahibi olmuş.
Yıllarca Lokantacılar Odası Başkanlığı yaptıktan sonra şimdi de KONESOB yani Konya Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Başkanı olarak hizmet veriyor. Bu “hizmet” kelimesi herkesin ağzında bir sakız. Ama Sayın Karamercan’ın bu husustaki sözü aynen şöyle: “Allahıma bin şükür, O bana fazlasıyla para pul vermiş, bu yaştan sonra benim gayem buradan para-pul filan kazanmak değil, şu ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim Konya’ya bir şeyler yapmak. O niyetle çalışıyoruz” diyor.
Malum Türkiye’de bu tür Odalar, Birlikler paranın bol olduğu ve niyeti bozuk olan kişilerin süistimal ederek oldukça karanlık işler çevirmesine müsait olduğu yerler. Ama Sayın Karamercan’ın o taraklarda bezi yok, hatta Birlikten aldığı üç-beş kuruş parayı da nasıl değerlendirdiğini bize özel olarak çıtlattı.
Onun derdi özellikle de Konya’dan çıkmış Başbakan Davutoğlu döneminde O’nun da desteğiyle şu Konya’ya bir şeyler yapmak. Bu niyetle kolları sıvamış, tecrübeli Başkan Vekili, 2 üniversite mezunu Genel Sekreteri ve eski dostumuz Basın Danışmanı ile birlikte bizi ağırlarken ekibin yenilendiğini, önümüzdeki günlerde çok hayırlı işlere imza atacaklarını müjdeledi, biz de Konyalı olarak Konya adına memnun olduk.
Esnaflık, hele hele dürüst esnaflık, gerçekten önemli. Allah sahtekarlarla ilgili “Vay o hilekarların haline” derken Peygamberimiz de “Bizi aldatan bizden değildir” demiş ve bir başka hadislerinde de “Dürüst ticaret yapan cennette peygamberler, şehitler, sıdıklarla beraberdir” buyurmuş.
Evde, işyerinde kullandığımız binbir türlü alet, edevat, eşya, döşeme, malzeme, yediğimiz, içtiğimiz hep bu esnafın ellerinden çıkıyor. Atalarımız “Kem aletle kemalat olmaz” demişler. Yine malum “Eğri cetvelle doğru çizgi çizilmez.”
Hayatımız, her şeyimiz; doğru, sanatkar, kanaatkar, dürüst, ehil esnafın ellerinde olsun inşallah.