Kökten çözüm şart!

Af çıkması durumunda önleyici tedbirler alınmazsa cezaevlerinin 2-3 yıl içinde yeniden dolacağına dikkat çeken Avukat Özkan Öztürk, “Sebepleri konuşulmayan meseleler, çözüme kavuşturulamaz. Sorun, kökten halledilmeli” dedi

Milliyetçi Hareket Partisi'nin özellikle üzerinde durduğu af konusu ile ilgili tartışmalar bitmiyor. MHP kanadı affın bir an önce çıkması gerektiğini söylerken, iktidar konuya mesafeli yaklaşıyor. Hukukçular ise konunun derinlemesine incelenmesini talep ediyor. Avukat Özkan Öztürk de “24 Haziran seçimleri evvelinden başlayan af ya da örtülü af noktasında  ceza evlerinde bulunan mahkum ve mahkum yakınların da artık büyük bir beklenti oluşmuştur” dedi.

CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI

“Artık Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'de hiç vakit kaybedilmeden bu durum çözüme kavuşturulması gerekmektedir” diyen Öztürk, “Öncelikle teknik manada af nedir sorusuna cevap vermek gerekir. Hukuki mana da af, özel bir kanunla ve anayasamızın emri gereği TBMM'de nitelikli bir çoğunluk olan 5'te 3 çoğunluk aranan ve işlenmiş olan bir suçu tüm sonuçları ile ortadan kaldıran bir müessesedir. Bu müesseseye genel af deniliyor. Özel af ise işlenen bir suçun  sadece infazını ortadan kaldıran ve infaz dışında ki sonuçları devam eden bir düzenlemedir. Bu sıralar ülkemiz gündeminde olan düzenleme ise bazı suçlara ceza indirimi düzenlemesidir. Teknik manada bakıldığın da af düzenlemesi değildir. Lakin  burada hukuki mana da siyasilerin üzerinde önemle duracağı bir husus karşımıza çıkıyor. Anayasanın 10.maddesine bakmakta fayda var. ‘Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.’ ‘DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin hazırladığı ‘23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartla salıverilmeye, dava ve cezaların ertelenmesine dair 4616 sayılı kanun’  hazırlanırken bu ilkeye riayet edilmemesi sebebi ile Anayasa Mahkemesince anayasanın eşitlik ilkesi ihlal edildiği gerekçesi ile affın kapsamında genişlemeler olmuş ve bu genişlemeler yüzünden toplum da ciddi rahatsızlıklar oluşmuştu. Rahşan affında ilk etapta 23 bin kişi faydalanacak iken AYM'nin iptal kararları ile 45 bine sayı ulaşmıştı. Yeniden aynı hikayelerle karşılaşmamak adına eşitlik ilkesi uyarınca ceza indirimini yasal hale getirirken ceza indirimi yapılan suçlara niçin cezaların indirildiğini;diğer suçların ise niçin indirimden faydalanılmadığını hukuki ölçekler içerisinde hukuki bir gerekçeye oturtmak gerekmektedir” şeklinde konuştu.

2 YILDA CEZAEVLERİ YİNE DOLAR

Türk Ceza Yargı sisteminin yapısal sorunlarına çözüm bulunamaz ve infaz sistemi sağlıklı biçimde işletilemez ise suçla mücadeleyi sadece ve sadece kolluk ve  ceza mahkemelerine bırakılan müddetçe,suçla mücadele de önleyici tedbirler alınmadığı sürece 2 ya da 3 yıl içerisinde ceza evlerinde yine aynı doluluk oranlarına ulaşılacağını dile getiren Özkan, şunları kaydetti: “Türkiye'de 60'a yakın af ve benzeri düzenleme yapıldı. Son çıkarılan af nedeniyle cezaevinden çıkan 43 bin 967 tutuklu ve hükümlünün 3 bin 990'ı yeniden suç işlemiş. Şartlı Salıverme Yasası'nın çıktığı dönemde her 5 kişiden biri 2 yıl içinde yeniden suç işleyerek cezaevine dönmüş. Bugün neredeyse 250 bin kişinin yararlandığı denetimli serbestlik uygulamasının da doluluğu önleyemediğini görüyoruz. Üzerine basa basa  tekrar ifade ediyorum ve yineliyorum. Kolluk ve ceza suçla mücadelenin en son aşamasıdır. Yani sonuçtur. Tüm meselelerimizde olduğu gibi bizler sonuçlar üzerinden sorunlarımızı çözmeye çalışmaya kalkıyoruz ve sebepleri konuşmadığımız içinde sorunlarımız çözüme kavuşmuyor.”

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri