Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Salı sohbetlerinde eğitimci yazar Mükremin Kızılca İslâmî tebliğ esasları üzerine Hilalden Dolunay’a başlıklı bir konferans verdi. Kur’an’ı Kerim’in evrensel mesajlar ihtiva ettiğini anlatan Kızılca kılıç kullanmanın ve çok evliliğin yanlış anlaşılan konuların başında geldiğini söyledi.
Konuşmasında tebliğ hususuna öncelik veren Kızılca “Kur’an-ı Kerim’de Allah (Hiç bir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır) buyurmaktadır. Burada savaşmanın, yani kılıç kullanmanın nerede başlayıp nerede biteceği açıkça ifade edilmektedir” dedi.
İSLAM’DA KİMSENİN ÖZEL İNFAZ HAKKI YOKTUR
Tebliğ konusunda zafiyet ve bir takım sıkıntılar bulunduğuna dikkat çeken Kızılca, “İslâmî terör algısına neden olanlar, masumların öldürülmesine karışanlar var. Oysa İslâm’da kimsenin özel infaz hakkı yoktur. Yüzlerce halife çıkması da başıbozukluk halidir. Nitekim Allah Ahzap Suresinde “Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur” buyurmaktadır” diye konuştu.
Bütün insanların ilim tahsil etme imkân ve kabiliyetinde olamayacağının da altını çizen Kızılca “Toplumun bilginlere ve âlimlere ihtiyacı olduğu kadar, mesela tarım ve hayvancılık hizmetlerini görecek insanlara da ihtiyacı var. Yani herkes ilim öğrenmek zorunda değil. Nitekim Allah Tevbe Suresinde (Ne var ki mü’minlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyle ise onların her kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsalar ya) diye buyurmaktadır” ifadelerini kullandı.
Kocanın karısını dövmesi hususunun da yanlış anlaşıldığı ve aksettirildiğini anlatan Kızılca “Allah karı koca anlaşmazlıklarının düzeltilmesi için Nisa Suresinde yol gösterirken (Mecbur kalırsanız hafifçe dövün) diyor ama hafif dövmeyi de Sad Suresinde (Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir) buyurarak tarif ediyor. Burada bahsedilen, arpa yahut buğday saplarından başka bir şey değildir. Müslümanın en iyi tebliği yaşantısıyla örnek olmaktır. Müslümanı gören kişi İslâm’a imrenmelidir. Bu hâl dilidir. Ve Müslüman elinden ve dilinden insanların rahat ettiği kişidir. (Lâ ilâhe illâllah) diye sloganla metroya bomba atmak İslâm’ın reddettiği bir şeydir” dedi.
800 SENE BİRLİKTE YAŞADIK
“Dinde zorlama yoktur” şeklindeki hükmün de yanlış anlaşıldığını kaydeden Kızılca “Sille, havarilerin tebliğ için geldiği bir kasabadır. Meşhur Barnabas ve Pavlos buraya gelmişler, o devrin hak dinini anlatmışlardır. Fakat biz 800 sene bir arada yaşadığımız o insanlara İslâm’ı anlatamamış, kabul ettirememişiz. Halbuki onlar Hristiyan Türk vatandaşı olan komşularımızdı. Onlar Batı Trakya’ya ağlayarak göç ettirildi. Biz burada Hristiyan diye ötekileştirdik, gittikleri yerde de Türk oldukları için ötekileştirildiler” diyerek devam etti.
Çok evlilik konusunu da ele alan Kızılca “Nisa Suresinde (Yetimlerin hakkına riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Haksızlık etmekten korkarsanız tek kadın veya mülkiyetinizde bulunan câriye ile yetinin. Bu adalettin ayrılmamanız için en uygun olanıdır) denilmektedir. Burada yetim hakkına dikkat etmek lâzım; yetimlerin korunması için evlenilmesi hükmü var. Yine Nisa Suresinde (Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz…” diye de buyurulmaktadır. Öyle ise İslâm’ın tavsiye ettiği şey tek evliliktir” diyerek sözlerini tamamladı.
Konferans sonunda Hilal’den Dolunay’a adlı kitabını okurları için imzalayan Kızılca’ya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Altuntaş günü anısına kitap hediye etti.
HABER MERKEZİ