Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler. Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi. Bu haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor! (Kamer Suresi 1- 5)
Kıyamet günü şimdi olduğu kadar daha önceki devirlerde de merak konusu olmuş, ne zaman kopacağı konusunda hep sorular sorulmuştur? Meşhur Cibril hadisinde de Peygamber Efendimize (s.a.v) Kıyametin ne zaman kopacağı sorulmuş, O ‘da (a.s.) : "Bu meselede kendisine soru sorulan, sorandan daha bilgili değildir." (Buhârî, “Îmân”, 37; Müslim, “Îmân”, 1; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 15) buyurmuştur. Kur’an-ı Kerim de ise : "Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O, göklere de yerlere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Ama insanların çoğu bilmezler." (el-A‘râf 7/187)
Kıyametin ne zaman kopacağı konusunu Allah’tan başka kimsenin bilmediğine göre önemli olan kıyametin ne zaman kopacağı değil, kıyamete doğru giden insanın asıl yurdu olan ahiret hayatı için ne hazırladığıdır. Bu konuyla ilgili önemli bir örneklik teşkil edecek olan Enes Bin Malik (ra) dan aktarılan şu Hadis-i Şerif yerinde olacaktır. Rasûlullâh (sav) Efendimiz’e bir adam geldi ve: “–Yâ Rasûlallâh! Kıyâmet ne zamandır?” dedi. Efendimiz (sav): “–Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorunca o da: “–Allâh ve Rasûlü’nün muhabbetini…” cevabını verdi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz:“–Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın.” buyurdular. Enes (ra) bu rivâyetin devâmında der ki: “İslâm’a girmekten başka hiçbir şey bizi Allâh’ın Nebîsi’nin “Muhakkak sen sevdiğinle berabersin.” sözü kadar sevindirmemiştir. İşte ben de Allâh’ı, O’nun Rasûlünü, Ebû Bekir’i ve Ömer’i seviyorum ve her ne kadar onların yaptıkları amelleri yapamadıysam da onlarla beraber olmayı umuyorum.” (Müslim, Birr, 163)
Evet, kıyamet şu an kopsa… Nasıl bir düşünce içerisinde olurduk acaba? Pişmanlıklarımız mı çok olurdu, yoksa dünya sevgisi mi ağır basardı? Empati kurmak çok zor olmasa gerek. Dünya imtihanını kazanmış bir kul olarak, tertemiz bir kalple Allah’a koşmak ve kıyameti beklemek gerek.
İman ve istikamet üzere bir hayat yaşama nizamı ve duası ile…
Selm, dua ve muhabbetlerimle…