Tahmin edemeyeceğiniz, düşünemediğiniz zorluklarla, nice sıkıntıyla karşılaşır şaşırırsınız belki.
Karşılaştığınız sorunlar da yenidir. Muhtemelen, umduğunuz “hayaliniz” kolayca gerçekleşmemiştir. Bir kere, yayınlanması başlı başına iştir.
Onca çabadan sonra, elinize aldığınızda bir yarım kalmışlık vardır sanki.
Yeterince, ağız tadıyla sevinemezsiniz, bazı hatalar kafanızda büyür.
Ortaya çıkması asılken, teferruat kabilinden daha tali kalacak şeyler, çevrenin de tesiriyle ön plana gelir, neşenizi gölgeler.
Tam istediğiniz gibi olmamıştır. Yerli-yersiz tenkitler yüreğinize kıymık batırır. Eleştiri en kestirme iştir çünkü.
Kimse sizin neler çektiğinizi, seçme şansınızı, sadece yayıncı/piyasa nezdindeki konumunuzu değil; edebiyatın, kültür ve sanatın ülkenizdeki genel itibarını, seviyesini göz önüne hesaba almaz da, kitabın kapağına takılır mesela.
Kitaplarınızın satışıyla muhitiniz daha fazla ilgilidir; fakat olumsuz yönden.
Yakından ıraktan, hiç ilgilenmediğiniz isimlerle, yapıtlarla yan yana getirilirsiniz, yazar mukayeseleri yapılır, eşitleştirilir, çaptan düşürülür; şahsınıza ucuz fiyattan(!) taşradan(!) değer biçilir.
“Bunlar görecelidir; herkesin bir kapasitesi, nasibi vardır; bazıları yıldızdır, bazıları yaldızlıdır, neticede yollar ayrıdır. Ben mazime ve gidişime, geleceğim yere bakıyorum. Derdim kendimle; keyfim yerinde, herkes işine…” diyemezsiniz.
Birkaç şöhret hakkında fikirlerinizi, genel görüşleri yahut kimi gerçekleri dile getireceğinizde; hazımsızlık, çekememezlikle itham edileceğinizden çekinirsiniz.
İç çalkantılardan dolayı; eserinize burun kıvırmakla, göğe çıkarmak arasında gidip gelirsiniz bazen.
Kokusu üstünde, nazlı(!) bebeğiniz kollarınız arasındayken; yazılı çizili taze bir put yontmaktan korkarsınız içten. Yine de mırıl mırıl hem yazar, hem okursunuz.
Kitabınızı gözün erişebileceği yerlere koyarsınız.
Bakışlarınız hep buluşmak b(ulaşmak) ister; kusursuz bir sevgili hüviyetine bürünür ara sıra.
Müzmin dileğinizi, çocukluk hayallerinizi gerçekleştirmenin gururunu yaşarken; nice gün yüzüne çıkmamış gizli yeteneği, cevheri düşünüp içiniz sızlar karmaşık duygularla.
Bir mânâda seçilmişsinizdir işte. Ve çok şükretmeniz gerekir. Lâkin bazı kendinize; bazı, çevreye durumu anlatamazsınız.
Her şeye rağmen kitaplar, ille ilkler değil, tüm kitaplar/ınız (eksiğiyle gediğiyle, aksamalarıyla ilkmiş gibi) sizce güzeldir.
Başlangıçlarla sonuçların, türlü yorgunluk ve zahmetlerin mahsulü, sevinci tarif edilemez.
Sonra..şartlar daha da olgunlaşır. Tanınmışlıkla paralel olmasa da, edebî ilerleyişler sürer. Sesiniz güçlenir, paylaşmalar çoğalır; yeni kitaplar gelir.
Edebiyatla yürümenin zevki, kalem tutmanın kıvancı yerleşir.
Yazarlık bir bakıma, aleyhte gözüken durumlara rağmen; bu kararlılık, irade ve yoğun çalışmalardır işte.
…
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen, Selçuklu Kongre Merkezi’ndeki Konya Kitap Günleri (18-27 Ekim); yazarlar, okurlar kadar inşallah, kıymet bilir ellere düşen “kitapları” da sevindirecek. İyi ki kitaplar var.
Bütün emeği geçenleri tebrik ediyorum.