Konya’da son yıllarda Valilik-Kaymakamlıklar vasıtasıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından tespit edilen ve belediyeler eliyle dağıtılan ucuz ve kalitesiz kömürlerin kullanılması sonucunda hava kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığına dair yaygın bir kanaat var.
Bu kanaatin doğru ve yanlış tarafları olduğunu ortaya koymak gerek.
Belediyeler ilk zamanlarda oyuncakları ellerinden alınmış çocuklar gibi biraz bozulsalar da
Kaymakamlıklar eliyle temin dilen kömür yardımlarının dağıtımının kendi araçları tarafından yapılmasını bile kendi adlarına bir reklâm amacına dönüştürerek eski popülaritelerine kavuşacaklarına inandıkları için gelinen noktada çokta itiraz edememişler idi.
Kendi kasalarından hiç para çıkmaksızın sadece birkaç kamyon ve birkaç işçi tahsisi ile yaptıkları kömür dağıtım işi hayli de cazip gelmeye başlamıştı kendilerine.
Ta ki Hz. Mevlana anma törenlerinin başlayacağı günlere denk gelen ve hava kirliliğinin şehirde tavan yaptığı günlere kadar.
Şehirde hava kirliliği had safhaya ulaşıncaya kadar el kesesinden cömertlikte ön sıraları kapma yarışında olan belediyeler, kirliliğin temel nedenlerini sadece kömüre bağlamakta son derece yanılmış durumdadırlar. Bundan dolayı da aldıkları/alacakları tedbirlerin başarıya ulaşması mümkün değildir.
Konya’da hava kirliliğinin kaynakları sadece fakir fukaraya dağıtılan kömürler değildir. Tam aksine genel olarak tıkanma noktasına gelen ve hangi tür yakıt tüketildiği konusunda bir çalışma ve denetim yapılmayan şehir içi trafik ve şehir içinde kalan sanayi tesisleri kirliliğin baş sebebidir
Kış aylarında bu kirletici temel unsurlara ısınma amaçlı kalitesiz kömür yakma da eklenince bu günkü seviyelerdeki kirli havayı solumak kader olmaktadır.
Bu güne kadar belediyeler Konya’ da ki hava kalitesinin iyileştirilmesi konusunda üstlerine düşen görevleri bihakkın yerine getirmemişlerdir. Bunun en somut örneği yıllardır şehrin doğalgaz dağıtımını bir türlü istenen seviyeye getiremeyen doğalgaz şirketine karşı sergiledikleri anlamsız tavırlardır. Belediyelerin kendi bölgelerindeki doğalgaz dağıtım çalışmalarını yeterince denetleyemedikleri bir yana özellikle Büyükşehir Belediyesinin hissedar olduğu doğalgaz dağıtım şirketinin çalışmaları konusunda birkaç üstünkörü açıklamadan başka bir şey yapmadığı görülmektedir.
Büyükşehir Belediyesi doğalgaz dağıtım şirketinin % 20 ler seviyesinde hissedarıdır. Büyükşehir belediye Başkanı başta olmak üzere, Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olan İlçe Belediye Başkanları hissedarı oldukları doğalgaz dağıtım şirketinin üzerindeki denetimlerini hakkıyla yapmadıkça hava kirliliği konusunda yapacakları açıklamalar havada kalmaktan öteye gitmeyecektir.
Belediye başkanları doğalgaz konusunda üstlerine düşen vazifeleri tam olarak yerine getirmedikleri gibi hava kirliliğinin sebepleri olan kirleticiler konusunda da doğru dürüst bir envanter çalışması yapmamışlardır.
Kirleticilere göre farklılık arz etse de; kükürt dioksitte sanayi tesisleri, azot oksitler, uçucu organik bileşikler ve karbon monoksitte trafik ve partikül maddelerde sanayi işyerleri ile evsel ısınmanın envanterleri dahi yapılmamıştır. Kimin ne yaktığı bilinmemektedir.
Hatta şehrin dışına çıkardık dedikleri asfalt tesisleri ve taş ocağı - mıcır tesisleri ile Marka Kentin(!) yakın çevresinde hatta içinde bulunan ve başta seker fabrikası olmak üzere çimento fabrikasının şehir içi hava kalitesini ne kadar olumlu olumsuz etkilediği bile doğru dürüst tespit edilmemiştir.
Havaların soğumasıyla birlikte Konya’da son günlerde ciddi anlamda hava kirliliği oluştuğunu ve yaşanan hava kirliliğinin insan sağlığını da ciddi anlamda tehdit ettiğini gören(!) belediyelerin bir başka yanlışlıkları gerek valilik kanalı ile ellerine ulaşan, gerekse kendi ölçüm istasyonlarından elde ettikleri hava kirliliği değerlerini vatandaşlar ile paylaşmamalarıdır.
Başkanların bölgelerindeki kirlilik oranlarını kendileri açıklamadığı gibi, bakanlığa da göndermedikleri görülmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının internet sitesinde hava kirliliği ile ilgili Meram ve Selçuklu ilçeleri ile ilgili bilgiler varken, Karatay ile ilgili hiçbir bilginin olmaması şehirdeki hava kirliliğinin durumun vahametini yeterince açıklamaktadır.
Kirlilikle ilgili bilgileri açıklamamak bir yana, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan’ın Mevlana Anma Törenleri öncesinde tüm belediye başkanlarıyla bir toplantı yaptığı ve toplantı sonrasında yoksullara dağıtılan kömürlerin durdurulmamasına karar verilmiş olmasına rağmen, Büyükşehir Belediye Başkanının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) aracılığıyla fakirlere verilen kömürün dağıtımının durdurulduğunu yerel basına söylemesi kirlilik boyutunun iyice çığırından çıktığının bir başka göstergesidir.
Hâle bakın. Kömür dağıtılsa hava kirliliği artacak.
Kömür dağıtılmasa.17 Aralıkta Başbakan gelecek.
Biri çıkar milletin içinde Başbakanın ve başkanların yüzüne karşı “Kömür dağıtılması sen geleceksin diye sona erdirildi. Sen kömür gönderdin, bunlar dağıtmadılar. Soğukta çaresiziz. Üşüyoruz” derse halleri nice olur?
Durum gösteriyor ki başkanların bu kirlilikte üstleri başları daha çok kirleneceğe benziyor.
Bu kanaatin doğru ve yanlış tarafları olduğunu ortaya koymak gerek.
Belediyeler ilk zamanlarda oyuncakları ellerinden alınmış çocuklar gibi biraz bozulsalar da
Kaymakamlıklar eliyle temin dilen kömür yardımlarının dağıtımının kendi araçları tarafından yapılmasını bile kendi adlarına bir reklâm amacına dönüştürerek eski popülaritelerine kavuşacaklarına inandıkları için gelinen noktada çokta itiraz edememişler idi.
Kendi kasalarından hiç para çıkmaksızın sadece birkaç kamyon ve birkaç işçi tahsisi ile yaptıkları kömür dağıtım işi hayli de cazip gelmeye başlamıştı kendilerine.
Ta ki Hz. Mevlana anma törenlerinin başlayacağı günlere denk gelen ve hava kirliliğinin şehirde tavan yaptığı günlere kadar.
Şehirde hava kirliliği had safhaya ulaşıncaya kadar el kesesinden cömertlikte ön sıraları kapma yarışında olan belediyeler, kirliliğin temel nedenlerini sadece kömüre bağlamakta son derece yanılmış durumdadırlar. Bundan dolayı da aldıkları/alacakları tedbirlerin başarıya ulaşması mümkün değildir.
Konya’da hava kirliliğinin kaynakları sadece fakir fukaraya dağıtılan kömürler değildir. Tam aksine genel olarak tıkanma noktasına gelen ve hangi tür yakıt tüketildiği konusunda bir çalışma ve denetim yapılmayan şehir içi trafik ve şehir içinde kalan sanayi tesisleri kirliliğin baş sebebidir
Kış aylarında bu kirletici temel unsurlara ısınma amaçlı kalitesiz kömür yakma da eklenince bu günkü seviyelerdeki kirli havayı solumak kader olmaktadır.
Bu güne kadar belediyeler Konya’ da ki hava kalitesinin iyileştirilmesi konusunda üstlerine düşen görevleri bihakkın yerine getirmemişlerdir. Bunun en somut örneği yıllardır şehrin doğalgaz dağıtımını bir türlü istenen seviyeye getiremeyen doğalgaz şirketine karşı sergiledikleri anlamsız tavırlardır. Belediyelerin kendi bölgelerindeki doğalgaz dağıtım çalışmalarını yeterince denetleyemedikleri bir yana özellikle Büyükşehir Belediyesinin hissedar olduğu doğalgaz dağıtım şirketinin çalışmaları konusunda birkaç üstünkörü açıklamadan başka bir şey yapmadığı görülmektedir.
Büyükşehir Belediyesi doğalgaz dağıtım şirketinin % 20 ler seviyesinde hissedarıdır. Büyükşehir belediye Başkanı başta olmak üzere, Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olan İlçe Belediye Başkanları hissedarı oldukları doğalgaz dağıtım şirketinin üzerindeki denetimlerini hakkıyla yapmadıkça hava kirliliği konusunda yapacakları açıklamalar havada kalmaktan öteye gitmeyecektir.
Belediye başkanları doğalgaz konusunda üstlerine düşen vazifeleri tam olarak yerine getirmedikleri gibi hava kirliliğinin sebepleri olan kirleticiler konusunda da doğru dürüst bir envanter çalışması yapmamışlardır.
Kirleticilere göre farklılık arz etse de; kükürt dioksitte sanayi tesisleri, azot oksitler, uçucu organik bileşikler ve karbon monoksitte trafik ve partikül maddelerde sanayi işyerleri ile evsel ısınmanın envanterleri dahi yapılmamıştır. Kimin ne yaktığı bilinmemektedir.
Hatta şehrin dışına çıkardık dedikleri asfalt tesisleri ve taş ocağı - mıcır tesisleri ile Marka Kentin(!) yakın çevresinde hatta içinde bulunan ve başta seker fabrikası olmak üzere çimento fabrikasının şehir içi hava kalitesini ne kadar olumlu olumsuz etkilediği bile doğru dürüst tespit edilmemiştir.
Havaların soğumasıyla birlikte Konya’da son günlerde ciddi anlamda hava kirliliği oluştuğunu ve yaşanan hava kirliliğinin insan sağlığını da ciddi anlamda tehdit ettiğini gören(!) belediyelerin bir başka yanlışlıkları gerek valilik kanalı ile ellerine ulaşan, gerekse kendi ölçüm istasyonlarından elde ettikleri hava kirliliği değerlerini vatandaşlar ile paylaşmamalarıdır.
Başkanların bölgelerindeki kirlilik oranlarını kendileri açıklamadığı gibi, bakanlığa da göndermedikleri görülmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının internet sitesinde hava kirliliği ile ilgili Meram ve Selçuklu ilçeleri ile ilgili bilgiler varken, Karatay ile ilgili hiçbir bilginin olmaması şehirdeki hava kirliliğinin durumun vahametini yeterince açıklamaktadır.
Kirlilikle ilgili bilgileri açıklamamak bir yana, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan’ın Mevlana Anma Törenleri öncesinde tüm belediye başkanlarıyla bir toplantı yaptığı ve toplantı sonrasında yoksullara dağıtılan kömürlerin durdurulmamasına karar verilmiş olmasına rağmen, Büyükşehir Belediye Başkanının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) aracılığıyla fakirlere verilen kömürün dağıtımının durdurulduğunu yerel basına söylemesi kirlilik boyutunun iyice çığırından çıktığının bir başka göstergesidir.
Hâle bakın. Kömür dağıtılsa hava kirliliği artacak.
Kömür dağıtılmasa.17 Aralıkta Başbakan gelecek.
Biri çıkar milletin içinde Başbakanın ve başkanların yüzüne karşı “Kömür dağıtılması sen geleceksin diye sona erdirildi. Sen kömür gönderdin, bunlar dağıtmadılar. Soğukta çaresiziz. Üşüyoruz” derse halleri nice olur?
Durum gösteriyor ki başkanların bu kirlilikte üstleri başları daha çok kirleneceğe benziyor.