Kırlangıç Ağıdı ve kanatlar

Hüzeyme Yeşim Koçak

“Kırlangıç Ağıdı, alnımıza yazılan yazan yazgısının zekâtı, kalemimizden dökülen kelamın borcu… Kırlangıç Ağıdı, çocuklar gülsün diye yola çıkmış yazarların kitabesi… Bu yolculukta bir el uzatır mısınız diye kalbinin kıyısına yaklaştığımız tüm yazarların, çağrımıza karşılık gönüllü uzattıkları ellerin yankıları için onlara teşekkür ediyoruz” Eda Bildek

 

Kırlangıç Ağıdı Ahde Vefa Gecesi. 29-30 Mayıs günlerinin renkli telâşı.

İstanbul Biruni Üniversitesi’nin ev sahipliğinde kimsesiz, yardıma muhtaç çocuklar yararına düzenlenen programda; iki günde çok şey gerçekleştirilmeye çalışıldı. Söyleşiler, yazarların kitap imzaları,  ebru sanatı icrası, minyatür tabloları, resim sergisi, müzik, şiir…

Konular da muhtelifti. Aşk, çocuk eğitimi ve geleceği, kişisel gelişim, çocuk(luk)la alâkalı yaralar, aileye topluma düşen vazifeler.

Çocuk, Kâinat ve Allah… Mesuliyet, görev ve “emanet”. Türlü yaklaşımlar.

Farklı duygular. Ortak sevinmek, ortak üzülmek, müşterek koşturmak, paylaşımlar…

 Yeri geldiğinde ilk defa karşılaştığınız bir insanın gözlerinde ruhunuzu dinlendirirsiniz, bambaşka bir iletişim kurulur, yabancılıklar kırılır. Artık şahsî, size özgü, donattığınız bir vasatta bulunuyorsunuzdur.

Kiminde bir düşünce, his karmaşasıyla yorulursunuz. Ama gerekli bir muhabbetle perdeyi çektiğinizde, kabuğu kırdığınızda beliriveren İstanbul gülümsemeleri; Hak Deyişleri, mekân fısıltılarıyla sükûn bulur yoğrulursunuz.

Dönüşte ise İbn Arabî nefesiyle sıcaklaşır doyurulursunuz.

Etkinliğe Konya’dan Seydişehir’li değerli yazar Ayşe Ünüvar ve kardeşi ressam Gülşen Ünüvar’la birlikte katıldık. Daha sonra sevgili Perihan Akçay’ın aramıza iştirakiyle hoşlaştık.

Ayşe hanımefendi, “Kör Kalbe Aşk Dokunmaz” isimli tasavvufî temalı romanıyla dikkat çeken bir kalem erbabı.

Hep beraber, günden geceden kendi hesabımıza güzel paylar çıkardık. Mekânın ve zamanın bin bir yüzü vardı.

Dolgun baş(ak)ları gördük. Mânâyla dolmanın, dünyevî kimlikleri doldurabilmenin güçlüğünü, bir kere daha yaşadık.

Elde edilen gelirin Haydi Tut Elimi Derneği’ne bağışlandığı etkinlik boyunca, seçkin bir toplulukta, birbirinden değerli nice ismi izledik, tanışıp konuşma, sohbet ve istifade etme fırsatı bulduk. Değişik faaliyetlerden haberdar olduk.

Kırlangıç Ağıdı yazarlarından Nilüfer Zontul Aktaş’ın söz ettiği “Ölümün değil, acının değil, gözyaşının değil”  “Kırmızı Hayatın rengi Olsun” projesi, ilgiyi hak eden, böyle önemli bir faaliyetti mesela.

Esasen çocuklara dair sorunlarımız büyüktü. Dağa çıkarılan, terör eğitimi verilen çocuklar vardı söz gelimi;  cepheye sürülen askercikler; sömürülen küçücük işçiler; dilenciler, sürüngenlerce dursuz duraksız bir istismarla süründürülenler. Kanamalı hayat ve sönmüş biçilmiş istikballer.

Nitekim bendeniz de, yaptığım konuşma da; engelli çocuk ve gençlerimizin yaşadığı zorluklara, onlara destek vermenin ehemmiyetine bir nebze değindim. Elele tutuştuğumuz Spastik kardeşim Hande Dağ’ın yazdığı Yaşama Savaşım ve yeni kitabı Dağ Yürüyüşleri’nden bahsettim. Hande, bundan sonra yazıyla yürüyecekti.

Bu arada siyasetin, mitinglerin bazen yolları(mızı) nasıl kestiğine, maddî-manevî ulaşımı geciktirdiğine şahit kaldık.

Ben, Kırlangıç Ağıdı’nda 78 yazarı bir araya getiren ve sahip çıktığı, geliştirdiği projesini, Kırlangıç Ahde Vefa Gecesi’yle taçlandıran yılmaz Eda Bildek’e özel teşekkürlerimi sunuyorum.

Bu gecenin onurluğunu, kıymetli bir hatıra olarak saklayacağım.

 Genç yaşta ağır bir yükün altına girmek, üstün hedeflere talip olmak; çetin sınanmaları meydana getirir.

Yanlış okumalardan kaçınmaya çalışmak da bizim imtihanımızdı. Ah şu gözler!

Hepimiz ruhumuzu ve dünyamızı güzelleştirme peşindeyiz. Dengeli adımlar; ileri atılımları ve başarıyla ka(na)tlanmaları da kuşkusuz davet edecektir. Eda’nın yolu açık olsun.

Projeye bütün emeği geçenlere, Kırlangıç Ağıdı’nın biricik yazarlarına, Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel’e, yayıncımız İsmail Çalışkan Bey’e,  hiç eksilmeyen tebessümü ve yakınlığıyla İdealist Kadınlar Birliği Başkanı Aslı Karakuş’a ve felekten bir gündüz çaldığımız aziz dostum Biray Özçimi ve eşi Neyzen Sadreddin Özçimi’ye candan teşekkürler ediyorum.

KONYA ÖZEL FAYDA KOLEJİ’NDE

 

Özel Fayda Koleji, yurt dışındaki vatandaşlarımızın çocuklarına hizmet veren bir eğitim kurumumuz. Geçen Çarşamba, TYB Konya Şubesi’nden bir grup yazarla oradaydık. Tanıştık, kitaplarımızı imzaladık, söyleşiler yaptık, soruları cevaplandırdık.

Türkiye’deki gençlerimize bile istenilen düzgün, kaliteli, değerlerle yüklü eğitimin yeterince verilemediği düşünülürse.. Batı kültürünün ve taarruzunun tam göbeğindeki,  devasa bir baskıyı hissederek içselleştirmeye zorlanmış, üstelik de zırhsız sayılabilecek “Avrupalı” çocuklarımızı yeniden kazanmak, köklerimize dön(dür)mek, bir beyin ve ruh göçünü önlemek için girişilen hizmetin ve soylu amacın önemi ortada.

Olumlu izlenimlerle döndük. Başarılar diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.