Kırım’dan Konya’ya uzanan ilim yolculuğu

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Konya öğretmenlerinin bugünkü konuğu Abdulgaffar Totaysalgır. Abdulgaffar Bey 13 Cemaziyelevvel 1294/13 Mayıs 1877’de Kırım’ın Yalta şehrinin Avcıköy’ünde doğdu. Konya'da eğitim öğretim büyük katkılarda bulundu.

Abdulgaffar Bey 13 Cemaziyelevvel 1294/13 Mayıs 1877’de Kırım’ın Yalta şehrinin Avcıköy’ünde doğdu. Babası Osman oğlu Abdulcelil Ağa’dır. Annesi Zeliha Hanımdır. İlköğretimini Avcıköy ve Özenbaş köyünde okudu. Müslüman okullarında okuyan her on öğrenciden birisinin Rus okullarının birinde tahsil görmesi Rus hükümetince zorunlu tutulmasından dolayı ortaöğrenimini Yalta’da altı senelik “Zemski Skola” adındaki Rus okulunda üç yıl tahsil etti. Askerliği geldiği için okuldan askerliğe alındı. Askerliğini ise o sıralarda Rusya’ya bağlı olan Lehistan’a (Şimdi Ukrayna’ya) bağlı “Kamenets Podolsky” kazasında bulunan 86. Kırımski bölüğünde yaptı. Askerlik bitiminde memleketi olan Kırım’a döndü.

AİLESİ İLE BİRLİKTE KIRIM’DAN GÖÇ ETTİ

Rus yönetiminin baskıları sonucu ailesi ile birlikte 21 Nisan 1903’te Kırım’dan Türkiye’ye göç etti. 3 Mayıs’ta İstanbul, İzmit üzerinden Konya’ya geldi. Önce Gemalmaz Mahallesi’nde bir eve yerleştirildi. Burada birkaç ay özel ders aldı. Hükümet tarafından 12 Haziran’da ailesiyle birlikte Ereğli-Ayrancı’ya yerleştirildi. Orada bir müddet imamlık yaptı. Mahalle mektepleri kalkınca imamlığı bıraktı. 2 Aralık 1903’te okur-yazar olduğu için Ayrancı’da ekmek tevzi memuru olarak çalışmaya başladı. Yapılan öğretmenlik sınavını kazanarak 25 Teşrinievvel 1325/7 Kasım 1909 tarihinde Ereğli Kazası Osmaniye (Ayrancı) nahiyesinde ibtidai mektebinde öğretmen olarak göreve başladı. Özlük dosyasında Gaffar Bey’in bu görevde iken 250 kuruş maaş aldığı ve maaşını ahali tarafından verildiği belirtilmiş ve 1 Eylül 1333 tarihinden itibaren maaşına zam yapılarak Muhasebe-i Hususiye tarafından verilmeye başlandı.

İZMİR VE ESKİŞEHİR’DE GÖREVDE BULUNDU

Bir müddet sonra almış olduğu ehliyetnameyi kaybettiğinden dolayı Konya’ya gelerek Daru’l-Muallimin’de bir heyet önünde yeniden imtihan edildi ve “ala” derecesiyle başarı göstererek 1910’da Konya Daru’l-Muallimin’den mezun oldu. Yayınlanmamış bazı çalışmaları ise şunlardır: Sultanhanı köyü ve Sultanhanı, Akşehir İlçesinde Aramalar, Ilgın ilçesinde Aramalar, Türk Mezarları, Ayrancı’da Etiler, Ahiler, Çukurbağ (Ma-gırı-as) Balgason Köyü ve Habiller Köy Yakınlarında Eti Tapınakları, Aksaray Vilayeti, Pratik Bahçecilik 1322/1906 tarihinde evlenen Totaysalgır’ın eşi Latife Hanım, 14 Eylül 1956 tarihinde vefat etti. Ailenin iki kızı ve iki oğlu olup, büyük oğlu Osman Totaysalgır Eskişehir’de öğretmenlik yaptı. Büyük kızı Necibe (Neişçi) evlenerek İzmir’e yerleşti. İkinci oğlu Hasan Totaysalgır, Konya PTT Baş Müdürlük Muhasebe Amiri, küçük kızı Turan Totaysalgır İzmir’de hemşirelik görevinde bulundu. Afif Evren onun hakkında şunları yazmaktadır: “Eti tapınakları üzerindeki araştırmalarının özelliğini, anonim tarih kitaplarına geçmemiş, resimleri çekilmemiş olan, kayalardaki tapınaktan, kabartmaları, barınakları tanıtmış olması, kabataslak da olsa planlarını yapmış bulunması teşkil eder. Gaffar hocanın bedeninden umulmadık bir güçle dağ taş, dere tepe demeden dolanarak tanımadığımız, daha doğrusu ilim dünyasının tanımadığı Eti eserlerini buluşu, resimlerle tespit edişi, devamlı, sabırlı bir fedakârlık ve çalışmanın mahsulleridir; bir hizmet ve himmettir. Rahmetli öğretmeni yakından tanırdım.

Engin gönüllü, kendi halinde ve çalışkandı. Kırışık yüzlü, sarı benizli ve zayıf bir insandı. O’nu gören, ilk bakışta hasta bir adam zannederdi. Belki de hasta idi. Fakat sıhhatinden şikâyet etmezdi. Nerede vefat ettiğini bilmiyorum. Evvelce Ayrancı’da yerleşmiş bulunuyordu. Konya’da da bir ev yaptırmaya muvaffak olmuştu.” Celaleddin Kişmir de onunla ilgili şu bilgileri vermektedir: “Bir tarihte rahmetli Gaffar Totaysalgır’la tanışmıştım. Hastaneden yeni çıkmıştı. Zayıf sararmış bir benizle koltuğa gömülüp kalmıştı. O zaman Halkevi faal sayılırdı. Gaffar Totaysalgır benim ismimi duyunca pek sevindi. Hele bir de genç görünüşlü olduğuma iyiden iyiye memnun olmuştu: Gayrı biz geldik gidiyoruz oğul demişti iş sizlere kaldı. Çalışacaksınız yazacaksınız. Durup dinlenmeden çalışacaksınız. Gaffar Totaysalgır bir öğretmendi. Hatırladığıma göre kendisini bazı araştırmalara vermişti. Küçük tarihi araştırmalardan sayılan eserleri bilhassa yayınladığı günlerde önemli belgeler arasına girdi. Yani o mütevazı öğretmen kendi kabuğunu yırtmış faydalı olmanın yolunu bulmuştu. Arkasından ne kaldı şimdi? O küçük küçük eserleri bilmeyenler Gaffarı hele hiç bilmezler! Cumhuriyet’in ilk günlerinde bilhassa öğretmenler hep bu türlü çabalar içindeydi. Konya kültür hayatında önemli çıkışlar yapan yeni aydınlıklar getirenler öğretmenlerdi. Ferit Uğur, Abdülkadir Erdoğan, Namdar Rahmi, Hamdi Rağıb, Naim Hazım, Naci Fikret, Mithat Şakir, Memduh Yavuz Siraç Aydın Taşbaş, Şehabettin Uzluk, Feridun Nafiz Uzluk! Memduh Yavuz’un “Beyşehir” adlı eseri zamanı için olağanüstü karşılanacak kadar önemsendi. Ferit Bey’in hiçbir şey yapmamış olsaydı Konya Halkiyat ve Harsiyatı’nı toplaması yeterdi. Bugün bile o kitap Konya Folklor araştırmalarına kaynak olabilir. Abdülbaki, Sadrettin Nüzhet, Pertev Naili hep Konya’dan gitmeler, Konya’dan feyz aldılar. Bir de zaman zaman gazetelerde tetkik yazıları çıkan öğretmenler vardı. Ekekon’da Fevziye Abdullah, Nedim Güntel bunlar arasındaydı.”

KARAMAN AYRANCI’DA VEFAT ETTİ

Abdulgaffar Totaysalgır, 15 Eylül 1950 tarihinde Ayrancı’da vefat etti. Mezar taşı kitabesi şöyledir: “Burada emekli öğretmen Gaffar Totaysalgır yatmaktadır. Fatiha. Doğum: 1291/1876. Ölümü: 15 Eylül 1950” 17 Eylül 1950 tarihli Yeni Konya gazetesi “Gaffar Hocayı Kaybettik” başlığıyla verdiği haberde: “Uzun yıllar öğretmenlik yaparak binlerce bilgin geliştiren, Larende, Ağaççılık adlarında ve pek çok eserler yayınlayan Kırım Türklerinden emekli öğretmen Gaffar Totaysalgır 15 Eylül gecesi Ayrancı bucağında 80 yaşını aşkın olduğu halde vefat ettiğini teessürle öğrendik. Gazetemiz yazarlarından olan hocanın kaybı bizi içinde büyük bir ziyadır. Rahmetli hocaya Tanrıdan mağfiret kederli ailesine başsağlığı dileriz.” denilmiştir. Mehmet Önder ise onun hakkında şunları kaydeder: “Gaffar Totaysalgır beni, ben Gaffar Totaysalgır’ı on yıl aramış bir gün olsun karşılıklı oturup konuşamamıştık. Nihayet geçen yıl garip bir tesadüf bizi buluşturdu. Gaffar hoca Ayrancı’dan ben de Ankara’dan Konya’ya gelmiş her ikimizde aynı saatte Yeni Konya idarehanesine girmiştik. Meğer hoca beni arıyormuş. Ellerine sarıldım, öptüm. Fersiz çökük gözleri anlamıştı. “İhtiyarladık” dedi. Teselli ettim. Artık çalışmamasını bir köşeye çekilip istirahat etmesini söyledim. O: “Doğrusu elimde bir etüt vardı. Tamamlamayacağım galiba. Artık yazıları seçemiyorum.” dedi. Gaffar Totaysalgır Konya matbuat hayatına bayağı emeği geçmiş sade, hoş sohbet bir ilim adamıydı. O’nun folklora, dile tarihe ait yüzlerce makalesi her biri uzun yorucu bir araştırmanın mahsulü olan yedi sekiz eseri vardır. Konya ve dolaylarındaki kadim devir asarına ait etütleri, bilhassa Larende/Karaman, Saidili/Kadınhanı, Eti tapınakları gibi mahalli ilmi araştırmaları bugün bile bilginlerimiz tarafından aranmaktadır. O çok sevdiği mesleği öğretmenlikten ayrıldıktan sonra kendini tamamen ilmi araştırmalara vermiş çok sevdiği Konya’ya itiraf edelim ki ölçüsüz hizmet etmiştir. Fakat bizde takdir eden nerde? Hoca eserlerini bastırmak için emeklilik maaşından kesmiş, çocuklarının ekmeğinden kısmıştı. Kitaplarını satamadı. Son defa elli kitabını Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bizzat elimle götürdüm. Hocaya belki de ilaç parası oldu. Bu yıl Gaffar hocayla mütemadiyen mektuplaştık. Bana tarihi notlar, fotoğraflar gönderdi. Çalışmalarıma yardım etti. Son mektubunda Hamit isimli polis damadının yıllardır şarkta kaldığını sevdiği kızının orada ümitsiz hasta olduğunu şöyle yakın yerlere naklinin imkânını soruyordu. Hocanın bu işi olmadı. Üzgün gitti, küs gitti Hoca. Hoca çok ihtiyarlamıştı. İkamet ettiği Ayrancı bucağında kitaplarıyla, bağ ve bahçesiyle meşgul oluyor ara sıra Konya’ya gelerek gazeteleri ziyaret ediyordu. O’nu son görüşümde Yörükler hakkında bir tetkik yazısı sunacağını söylüyordu. Dün ölüm haberini işittiğim zaman çok hem de pek pek çok üzüldüm. Allah Gaffar Hoca’dan razı olsun ve rahmet eylesin.”

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri