Yeni alınan bir kararla torununa bakan babaannelere maaş verilecekmiş. Pilot bölge seçilen iller arasında Konya da varmış. İşin şartı, şurtu, maaşın miktarı, şusu busu, detayları pek de önemli değil. Prensip olarak böyle bir karar alınması külliyen sakat.
Bir defa bizim kültürümüze, değerlerimize, örf, adet ve geleneklerimize ters, inançlarımızla, medeniyetimizle bağdaşmayan bir karar.
Bizim inancımıza göre anne-baba çocuğuna, nene-dede torununa para karşılığı bakmaz. Sevgiyle, şefkatle, merhametle bakar. Öper, okşar, bağrına basar, "garnımı yarıp içine goyuvurasım gelir" diye aşkla, şevkle sever.
Çocuk zaten dünyanın en tatlı nimeti, torun ondan da tatlıdır.
Parayla toruna bakmak anne-baba, çocuk-kardeş, nene-dede... mefhumunun kalmadığı, aile mefhumunun olmadığı, evde köpek besleyen materyalist Batı toplumlarında olabilir. Bizim geleneklerimizle bağdaşmaz.
Parayla toruna bakmak babaanne ile torun arasındaki sevgi ve saygıyı yok eder. Büyüyüp te kendisine para karşılığını baktığını öğrenen torunun babaanneye bakışı değişir, saygısı kalmaz, muhabbeti azalır.
Geçici bir süre için maaşla toruna bakmaya alışan babaanne maaş kesilince ister istemez morali bozulur.
Aynı mahallede, apartmanda, aynı sülalede toruna bakan babaanelerden şartları tutup tutmadığı için maaş alanlarla almayanlar arasında ikilik çıkar.
Torun babaannenin ciğeridir, parçasıdır. O onun için "il" değildir. Gazete ilanıyla "maaş + sigorta + bilmem ne..." diyerek çocuk bakıcısı arar gibi, kiralık bir dadı değildir o.
Bir babaanne, dede veya herhangi bir kimsenin maddi durumu bozuksa devlet ona her türlü desteği versin ama mukaddes değerlerimizi ayaklar altına alarak bunu adını "torun bakma parası" koymasın.
Bir babaanne bugün torununa para karşılığı bakarsa yarın torun da ona para karşılığı bakmak ister. Bu da olmayınca torununa parayla bakan babaanneyi bekleyen akıbet huzurevinde ölmektir! Parayla bakılan torun, bakarsın "işlerinin yoğunluğu" dolayısıyla cenazeye bile katılmaz da tabutunu belediye görevlileri omuzlar!
Bu uygulamayı icad eden Eski Milli Görüşçülerden Bakan Müezzinoğlu, daha önce de enine boyuna düşünmeden İslami hassasiyetlerle bağdaşmayan, son derece mahsurlu bir "Süt Bankası" fikri ortaya atmıştı. Başta Diyanet’in ikazı olmak üzere gelen yoğun tepkiler üzerine uygulamadan vazgeçilmişti.
Hele bir de referandum öncesi 5-10 bin kişiyi üç kuruş parayla etki altına almak gibi çok pespaye bir düşünce varsa - ki buna inanmak istemiyorum - o zaman çok ucuz düşüncelerle nesiller boyu sürecek bir hataya yol açacağı için durum daha da vahim demektir.
Belki niyetiniz iyidir bilmiyorum ama Süt Bankası kararı gibi bu kararı da bir daha gözden geçirseniz fena olmaz derim.