SÖZ REKTÖR
ADAYLARINDA - 10
Mustafa AKÇA
akca_mustafa@windowslive.com
‘Kimseyi ayrıştırmayacağım’
Rektörlüğünde hiçbir öğretim üyesini ayrıştırmadan herkesi kucaklayacağını belirten rektör adayı Prof. Dr. Mustafa Şahin, üniversitenin tüm olanaklarının bulunduğunu ancak bu olanaklara rağmen bir hedefinin olmadığını söyledi
SUNUŞ…
Selçuklu Tıp Fakültesi’ne Başhekim olmasıyla üniversitenin olanaklarını görerek neler başarabileceğini düşündüğünü ve bunun üzerine Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne adaylığını koyduğunu dile getiren Selçuklu Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Üniversitemizde alt yapı, kapasite ve birikim var ama. Üniversitemizin tek eksiği kendine hedef koyamamasıdır. Üniversitemizin kendine hedef koyamamasının sebebi ise üniversite içindeki huzursuzluk durumudur. Ben üniversitemize rektör olarak seçilmem dahilinde bu huzursuzluğu ortadan kaldırarak, tüm öğretim üyelerini kucaklaya bir yönetimle üniversitemize hedefler koyacağım. Üniversitemiz özellikle Türki Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Balkan ülkelerinde etkinliğini artırması gerekiyor. Üniversiteler devletin fonksiyonunu yerine getirmede ona sivil destek olan yerler olmalıdır” diyor…
PROF. DR. MUSTAFA ŞAHİN KİMDİR?
1961 yılında Seydişehir ilçesinin Yenice köyünde dünyaya geldi. İlköğretimi köyünde tamamladı. Ortaöğretimi Seydişehir ilçesinde, liseyi İstanbul’da okudu. 1987’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Mustafa Şahin, ihtisasını Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Anabilim Dalında tamamladı. Birçok kamu kurumunda görev yapan Mustafa Şahin, 1997’de yardımcı doçent, 2000’de doçent ve 2005’te profesör unvanlarını almıştır. 16 yıldır Selçuk Üniversitesi’nde görev yapmakta olan Prof. Dr. Mustafa Şahin, halen Selçuklu Tıp Fakültesi Başhekimlik görevini sürdürmektedir. Mustafa Şahin, evli ve 3 çocuk babasıdır.
* Selçuk Üniversitesi’ne rektör adaylığınızı koymanızın nedeni nedir ve adaylık süreciniz nasıl şekillendi?
- Selçuk Üniversitesi Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birisidir. Ben uzun seneler bilim camiasının içinde bulundum. Ve kendimi bilimsel çalışmalara adadım. Son 3 yıl için Selçuklu Tıp Fakültesi’nde yaptığım Başhekimlik görevimde bulunuyorum. Bu görev süresinde ülkemizin ve üniversitemizin ne kadar büyük olanaklara sahip olduğunu gördüm. Bu kaynakların ve olanakların doğru, etkili kullanıldığında neler olabileceğini, başarabileceğimizi tahmin ediyorum. Üniversitemizin bu kaynak ve olanaklarının etkili ve büyüme için kullanılması için rektörlük seçimine aday oldum. Ben Selçuk Üniversitesi’nde son 16 yıldır bulunuyorum. Bu süre içinde iki rektör arkadaş gördüm. Bu arkadaşlar ikişer dönem üniversitenin başında kaldılar ve her ikisi de güzel hizmetlere imza attılar. Üniversitenin gelişmesi noktasında çok iyi adımlar attılar. Ama üniversite içinde öğretim üyeleri ve yönetim öğretim üyeleri arasında sürekli huzursuzluk vardı. Yani son iki rektörümüz üniversitemizin fizik ve kalitesi açısından büyük başarılara imza atmalarına rağmen öğretim üyeleri arasındaki soru oluşturdular. Bunun da sebebi bana göre doğru iletişimin kurulamamasıdır. Bana göre rektörün birilerinin seçtiği kişi olmaktan ziyade tüm öğretim üyelerini kucaklayan bir yönetim anlayışına sahip olması gerekiyor.
'3 YIL ÖNCE REKTÖR ADAYI OLMAYI DÜŞÜNMÜŞTÜM'
* Rektör adayı olmaya ne zaman karar verdiniz?
-Yaklaşık 3 yıl önce yakın çevremdeki arkadaşlarla konuşurken olabilir mi diye düşündük. Selçuklu Tıp Fakültesi’ne Başhekim olarak geldikten sonra az öncede söylediğim gibi üniversitemizin olanaklarını kullanmak, tüm öğretim üyelerini kucaklayan bir yönetim ortaya koymak için düşünmüştüm. Kesin olarak rektör adayı olmaya ise 2011 yılının Şubat ayında oldu. Bunu Haziran ayında kamuoyuna duyurdum. Yakın çevremdeki arkadaşlarımla bir birliktelik sağladık. Aslında ben rektörlük adaylığımı kesin olarak açıklamadan önce bir aday üzerinde birleşebilir miyiz diye düşündük. Ama bu mümkün olmadı, ben de aday olayım diye çok çıkışmadım arkadaşlarım benim adıma teveccüh gösterdiler. Ben ve yakın çevremdeki arkadaşlarımız üniversitemizin tüm öğretim üyeleriyle birer birer görüşerek benim aday olacağımı ilettik. Çalışmalarımız da çok güzel gidiyor. Ben birilerinin rektörü olarak seçilmek istemiyorum, üniversitemizin tüm öğretim üyelerini kapsayan birini diğerinden üstün görmeyecek şekilde adaylığımı açıkladım. İnşallah rektörlüğümde de bunu uygulayacağım.
*Selçuk Üniversitesi’nin diğer üniversitelerle karşılaştırdığımızda özellikle Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) yayınları açısından konumunu nasıl buluyorsunuz?
- Sözümün başında da söylediğim gibi üniversitemiz Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biri. Bilimsel duruş itibariyle üniversiteleri birbiriyle kıyaslamada birçok kıstas bulunuyor. Mesela üniversitelerin toplam yayın sayısına göre durumu veya akademisyen başına düşün yayın sayısı bakımından eksikliği var. Selçuk Üniversitesi toplam yaptığı yayın sayısı bakımından Türkiye’de 9. sırada. Ama bu yayınları akademisyen sayımıza göre oranladığımızda sıralamamız aniden 34. sıraya geriliyor. Bu acıdan üniversitemiz toplam yaptığı yayınlar itibariyle Türkiye’nin köklü üniversitesinden biri diyebiliriz.
Ama üniversitelerin tek amacı sadece öğrenci yetiştirmek değildir. Bilim, bilgi, teknoloji üretmektir. Yine devletin birçok görevini yerine getirecek olan önemli bir sivil ayağını oluşturmalıdır. Bunlar ulusal ve uluslararası düzeyde olur.
'SELÇUK ÜNİVERSİTESİ BULUNDUĞU ŞEHİRDEKİ KÜLTÜR MİRASINI DEĞERLENDİRMELİ'
* Devletin fonksiyonunu yerine getirmesinde üniversitelerin görev üstlenmesi gerektiğini söylediniz. Selçuk Üniversitesi böyle bir görevi yerine getiriyor mu?
- Üniversitemiz bunu çokta sağlamış durumda değil. Ama sağlayabilecek olanağa sahip. Hem üzerinde bulunduğumuz coğrafya da yatan kültürel hazine üniversitemizin elini çok güçlendirmektedir. Yine sosyal ve kültürel tarihi bağlarımız olan coğrafyalara dönük Selçuk Üniversitesi çok güzel faaliyetler icra edebilir. Mesela bu faaliyetlerin başında Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Balkan ülkeleri gelmektedir. Bana göre üniversitemizin hedefi Osmanlı coğrafyasına dönem hizmetler, faaliyetler olmalıdır. Çünkü içinde bulunduğu şehir ve elindeki tarihi kültürel miras bunu gerektirmektedir. Üniversitemizin bu alanda bir eksikliği bulunuyor. Hedeflerimiz ortaya konulmalı ve üniversitemizin olanakları ülkemizin yararına yönelik kullanılmalıdır. Ben bunu sağlamak istiyorum.
'ÜNİVERSİTENİN EN BÜYÜK SORUNU HEDEFİNİN OLMAMASIDIR'
* Selçuk Üniversitesi’nin en büyük eksikliği, sorunu size göre nedir?
- Üniversitemizde alt yapı, kapasite ve birikim var ama bu alanda bir hedef koyabilme eksikliği bulunuyor. Artı insanları koordine edebilme noktasında üniversitemiz sorun yaşamaktadır. Yani üniversitemizin her şeyi tamam yola çıkmak için bir eksikliği yok ama tek sorun hangi yola gidileceği veya çıkılacak olan yolda neler hedeflendiğidir.
* Üniversitenin hedef koyma noktasında yaşadığı sorunun sebebi nedir?
- Bunun sebebi; önceki yönetimlerin bir çekişme, çatışma ortamında bulunmalarıdır. Çokta anlam ve detaylandıramadığım bir çekişme var oldu üniversite içinde. Oy verme vermeme gibi sebeplerle üniversite kendine hedef koyamadı. Üniversite içindeki bu çekişmeyi, öğretim üyeleri arasındaki küskünlükleri, huzursuzluğu ortadan kaldırılmalı. Üniversite içindeki ayrışmışlığı bir kenara koyup bir vücut halinde hareket ediyor olmamız son derece önemli. Üniversitenin tek vücut gibi hareket etmesi sonucu SÜ’nün gerçek gücü ve neler yapabileceği ortaya çıkacaktır. Üniversite içinde şu an bizler bir dağınıklık içindeyiz. Bizim derlenip toparlanmaya ihtiyacımız var. Bizim elimizdeki gücü kullanarak hizmet etmeye başlamak bizim için önemli bir idealdir.
HUZURSUZLUK ÜNİVERSİTENİN GÜCÜNÜ KAYBETTİRİYOR
* Üniversite içindeki hiç huzursuzluk hangi durumların yaşanmasına engel oluyor?
- Bunu şöyle açıklayayım; bir evde, aile içinde bile çatışma ve huzursuzluk olur. Bu ailede olduğu gibi devletin organları, kurumları içinde de yaşanabilir. Ama bu kısa sürede çözülerek huzur ortamı sağlanır. Nitekim bizim üniversitemizde de bir iç huzursuzluk yaşanmakta. Ama üniversitemizin içinde yaşanan huzursuzluk bizim çok gücümüzü kaybettiriyor. Gücümüzü ileriye yönelik kullanmamızı engellemektedir. Üniversite içinde bu durumlara çözüm üretilerek gücümüzü kullanmamız gereken noktalara doğru kullanmalıyız.
Ben üniversiteye rektör olarak seçilmem dahilinde bu huzursuzluk durumunu deşmeden ortadan kaldıracağım. Huzursuzluğun sebeplerini çok iyi biliyorum ve çok basit şeyler. Ben tüm öğretim üyelerimizi kucaklayan, eşitlik ve adalet çerçevesinde bir yönetim anlayışını ortaya koyacağım.
* Üniversitenin tek vücut olarak kendine belirlediği hedeflerde hareket etmesi için idari anlamda ne gibi deşikliklere gideceksiniz?
- Üniversitenin birçok fakültesi, yüksek okulu ve diğer kurumları var. Biz üniversitemizi ileriye götürecek, ülkesine faydalı olacak bir kurum haline getirmeye çalışacağız. Bu anlamda üniversitenin tek vücut olarak hareket etmesi gerekiyor. Bunun için görevlendirmelerimizi buna göre yapmalıyız. Bu anlamda biz görevlendirme yaparken liyakat ve emniyete bakacağız. Gerçekten bir yere atanacak olar arkadaşımız ne görev yapacağını biliyor mu, burada faydalı olur şeklinde. Görev alacak olan arkadaşımızın güvenilir mi olduğu da çok önemlidir. Bu hem kurum hem de bizim adımıza önemli. Tabi burada bizim göreve gelmemiz durumunda yönetim alanında bir kıyım yapacağız durumu ortaya çıkmasın. Biz birilerinin huzursuzluğunu çözerken birilerini huzursuz etmeyeceğiz.
'DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMA YOLUNDA PROJELER HAYATA GEÇİRİLECEK'
* Üniversiteye rektör olarak seçilmeniz durumunda hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz neler?
- Ben üniversitemiz için projelerimi üç ana başlık altında yapacağım. Bunlardan birincisi; eğitim-öğretim kalitemizin daha da yükseltilmesidir. Özellikle ülkemizdeki başarılı öğrencilerin bizim üniversitemizi tercih etmelerini sağlamaktır. Bu sağlandığı vakit üniversiteniz kaliteli eğitim veriyor demektir. Ve bu alada söz sahibi olursunuz. Yine buraya gelecek öğrencilerin fiziki alt yapıda sıkıntı yaşamamaları için gerekli düzenlemeler, iyileştirmeler yapacağım. Tabi burada öğretim üyelerimiz için yapacağımız fiziki alt yapı çalışmaları olacak. Öğretim üyesi arkadaşlarımızın daha rahat ortamlarda çalışmaları için ne gerekiyorsa ortaya konulması gerekiyor. Çünkü öğrencilerimizi akademisyen arkadaşlarımız yetiştiriyor. Mesela öğretim üyelerimiz için; veritabanı yüksek olan çeşitli internet ortamındaki kaynaklardan tutunda, yurtdışı ziyaretler, BAP yayınlarına ayırtılan kaynaklara var. Tabi burada adil ve eşitlik ilkesi unutulmadan hayata geçirilecek. Yani üniversite kaliteli, bilgili öğrenci mezun ederken bilim ve teknoloji üretmesi gerekiyor. Bu alanda üniversitemizin şu anki durumunu iyileştirme eğitim-öğretim kalitemizin artırılması alanında yapılacaktır.
İkinci projemize gelince ben üniversitemizin dünya üniversiteleri arasında olması gerektiğine inanıyorum. Bu alanda dünya üniversitesi olmamız için az önce söyledim; Türki Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Balkan ülkelerinde çalışmalarımızı artırmamız gerekiyor. Şu an birçok öğretim üyesi arkadaşımızın buralardaki üniversitelerle bağlantıları var. Yok değil ama bu az, bunun artırılması gerekiyor. Osmanlı Devleti’nin bulunduğu bu yerlerde daha etkin çalışmalıyız. Hem bu yolla ülkemizin çalışmaların sivil yoldan destek vermiş olacağız. Bunun için yabancı dil sorunu çözülecek, kardeş üniversiteler bağlantısı kurulacak ve yurtdışında üniversitemizin ofisleri oluşturulacak. Bu proje çok önemli. Üniversitemizin dünyaya açılması noktasında gerekli ve ülkemizin yurtdışı çalışmalarına sivil yoldan çok büyük destek olacaktır.
Hayata geçireceğim üçüncü projelerin içinde ise; ülkemizde sorun yaşanan ihtiyaç duyulan alanlarda projeler olacak. Bunların başında ‘Aşı Üretim Merkezi’ kuracağız. Rüzgar tribünleri oluşturarak, üniversitemizin elektriğinin buradan karşılanmasını sağlamak. Üniversitemizin elindeki teknolojiyi sanayi ile ortak kullanımını sağlayarak yerel alanda da kalkınmayı sağlayacağız. Yine bu teknik aletlerin başında öğrencilerimizi çalıştırarak öğrencilerimizin de en iyi şekilde bilgiyle donanmış hale getireceğiz.
Üniversitemizin çevresinin düzenlenmesi çalışması yapılacak. Üniversitemizin çevresi güzel bir düzenleme çalışmasından geçirilmesi gerek. Büyük bir kongre merkezi kurmak istiyorum ben. 4 bin 5 bin kişilik uluslararası çalışmalar, sempozyumlar üniversitemizde yapılamıyor. Şu an üniversitemizin 2 bin 200 kişilik bir salon kapasitesi var. Biz bir bunun kadar daha bir salon inşa edeceğiz.
Yine çok önemli bir proje, öğretim üyelerimizin bilimsel makale yazabilecekleri, araştırmaları teşvik edecek merkezleri bizim kurmamız gerekiyor. Bu anlamda Bilimsel Makale Danışma Merkezi’nin üniversitemizi kurulmasını sağlayacağım. Bu merkez akademisyen arkadaşlarımızın çok faydasına olacaktır. Burada projeler üretilecek. Üniversitemiz içinde yayın yapan matbaa var. Bu matbaayı yayın evi şekline dönüştüreceğiz. Öğretim üyelerinin hazırladığı eserler buradan yayınlanacak.
YÖK’ün programlarıyla ne kadar uyuşur şu an bunu bilmiyoruz ama üniversitemize Eczacılık Fakültesi’nin kurulması için çalışacağım. Yine uzaktan eğitim ve açıköğretim fakültesinin açılmasını sağlayacağım. Günümüzde uzaktan eğitimin, onlien eğitimin önemi bir hayli artıyor. Bu gelecekte daha fazla ve önemli olacak şimdiden biz bu alanda çalışmalarımızı yaparak eğitime başlamamız gerekiyor.
* Üniversite ile şehrin bütünselleşmesi için neler yapılmalı?
- Üniversitemiz ile şehrimizin arasında küçük çapta da olsa bütünselleşme için çalışmalar var. Yine hocalarımızın kendi çabaları ile sanayicilerle olsun, diğer kamu ve özel kuruluşlarla ortak çalışmaları mevcut. Ama bunun daha organize bir şekilde yapılarak şehrin ve üniversitenin birbirine yardımcı olmaları sağlanmalı. Mesela yukarıda projelerim arasında söyledim. Üniversitemizin elindeki teknik cihazların sanayicilerimizle ortak kullanımının sağlanması. Bu sanayi ile üniversitemizin birlikteliğini güçlendirecek ve her ikisinin kalkınmasını büyümesini getirecektir. Bunun gibi tüm alanlara şehir ile üniversitenin ortak çalışmasını sağlayacağım. Buna şehrinde üniversitenin de ihtiyacı var. Bu alanda sanayi Ar-Ge ve patent ofisi kuracağız. Mesela yine belediyelerimiz vatandaşın eğitim için merkezler kuruyor KOMEK gibi. Buralar çok güzel ve toplum adına verimli yerler. Öğretim elemanlarımızın buralarda eğitim vermelerini sağlayabiliriz. Hem insanlar daha kaliteli eğitim almış olurlar hem de öğretim elemanları için gelir kaynağı olur. Yani görüldüğü birkaç örnekle bile şehir ile üniversitenin ortak hareket etmesi çok önemli olduğu görülüyor.
Güzel sohbetten dolayı sizlere teşekkür ediyorum hocam.
* Son olarak neler söylemek istersiniz?
- Ben yapılacak olan rektörlük seçiminin üniversitemizin faydasına olmasını diliyorum. Bu bir seçim süreci ben tüm akademisyenlerimizi kucaklayarak yola çıktım. Ben öğretim üyelerini oy verdi vermedi şeklinde bir ayırıma gitmeyeceğim. Üniversitemizin mevcut şartlarını iyileştirerek bundan herkesin yararlanmasını sağlayacağım. Sonuçta seçim yapılacak kazanmakta var kaybetmekte var. Aday olan arkadaşlarımızda önemli insanlar. Çok olgun bir seçim süreci yaşıyoruz. Kazanan üniversitemiz ve ülkemiz olsun.