Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış... Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş...
***
Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek... Karakuşi Kadı, fırıncıya 'Ben bunu aldım' demiş... Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş...
***
Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş...
***
Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
***
Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş...
***
Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...
***
Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar... Kadı sırayla sorguya başlamış...
***
Ördeğin sahibi,'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş...
***
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?' Fırıncı; 'Sen aldın' dese gidecek okkanın altına... 'Ördek uçtu Kadı Efendi' demiş...
***
Kadı, kara kaplı defterini açmış: 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı... Tayyar 'Uçar' anlamına gelir... O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek fırıncının beraatına karar vermiş...
***
Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş... Onun şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslim’in tek gözü çıkarıla...'
***
Davacı 'Ne olacak?' diye sorunca, Karakuşi Kadı, 'Şimdi, fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.'
***
Gayrimüslim bakmış ki kadı jilet, şikayetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş...
***
Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı, 'Tamam demiş, hatununu boşayıp vereceksin fırıncıya, bu adam yerine yeni çocuk koyacak, zararını tazmin edecek'
***
Adam tokat yemiş gibi huzurda toparlanarak, “Aman efendim fırıncı zahmet etmesin, biz hatunla yeniden yaparız, davacı değilim” diyerek şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş...
***
Kadı en son dönmüş Yahudi'ye: 'Bre adam senin şikayetin ne?'
***
Yahudi korkarak ellerini açmış, titrek sesle; 'Ne diyeyim Kadı efendi, adaletinle bin yaşa sen, e mi!'
***
Durup-durup ülkede şimdi ne olacak diye soranlara el cevap;
***
Seni "öpen" kadı ise, kime şikayet edecen Hacıemmim..!
***
Moda ya şimdi meydanlarda, hep beraber türkü söylemek... Hadi bizde söyleyelim...
***
“Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
***
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
***
Perde-i vuslat çekilmiş, korkarım ikbalime”
***
Sağanak başladı, hadi bi daha...