O hâlde yalanlayanlara boyun eğme. İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar. Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der. (Kalem Suresi 8-15)
Arkadaşlık, dostluk, sırdaşlık konusu o kadar ehemmiyeti yüksektir ki kişinin ahiret hayatını dahi etkilemekte, karakterini şekillenmede ölçü olmaktadır. Peki, bu konu bu kadar önemli ise kimle arkadaş olmalıyım?
Arkadaşlık kavramı günümüzde çok farklı boyutlara çekilmiş durumdadır. Eskiden okul arkadaşı, mahalle arkadaşı var iken şimdi ise bunun yerini sanal arkadaşlıklar ve sosyal medya arkadaşlığı almış durumda. Aslında ikisi arasında bir fark var mı diye sorarsanız bence fark yoktur. Önemli olan arkadaşlığı hangi ortamda kurduğumuzdan çok kiminle ve hangi karakterli biriyle arkadaşlık kurduğumuzdur. Dost ve arkadaş dediğimiz kişi gördüğümüzde bize Allah’ı ve Resulünü hatırlatıyorsa arkadaştır. Ama bizi Allah’ın haram kıldığı şeylere çağırıyorsa o bizim arkadaşımız değil öz ve öz düşmanımızdır. Furkan Suresinde bu arkadaşlık bakın nasıl zikredilmiştir : “O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: "Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor" der.” Bu gerçek bize şunu hatırlatmaktadır. Bizi Allah’ın yolundan alıkoyan, günaha taşıyan, iyiliği engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba, malı ile övünen kimseler asla dostluk kurmayacağımız kimselerin tarifidir aslında. Peygamber Efendimiz (s.a.v) : “Kişi dostunun dini üzeredir; şu halde her birniz kiminle dost olduğuna iyi baksın.” (Ebu Davud, Edeb,16)
Dost demek muhabbet kurabildiğiniz kişidir, size dert olan değil sizin dertlerinizi yüklenendir. Gördüğünüzde neşenizi, huzurunuzu artıran, arayıp konuştuğunuzda sizi gerçekten dinleyendir. Sizi siz gibi kabul eden, küçümsemeden, ayıplamadan bakan eksiği kusuru açmayıp örtendir. Bu tarife uyan bir dost bulursanız aman ha onu kırmayın incitmeyin. Bu tarife uymayan biri ile arkadaşız diyorsanız ise hemen onunla yollarınızı ayırın derim. Arkadaşlıkta, iyilikte kötülükte ortaktır. Sevinçte gazapta ortaktır. Bu konudaki Ayet-i kerime ve Hadis-i Şerifi de kulağımıza küpe edelim. Vesselam.
Sonunda Bize gelince arkadaşına: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arasındaki kadar uzaklık olsaydı, sen ne kötü arkadaş imişsin!" der. Nedametin bugün size hiç faydası dokunmaz; zira haksızlık etmiştiniz, şimdi azabda ortaksınız. (Zuhruf Suresi 38-39)
“İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” (Müslim, Birr, 146)
Selam, dua ve muhabbetlerimle…