Kim temizse o yakalansın...!

Kerem İşkan

Soma maden kazası üzerine çok şey konuşuldu...

***

Bir tarafta suçluyu arayanlar, diğer tarafta her halükarda kendi değirmenlerine su taşımaya çalışanlar...

***

Öte yanda provokatörler...

***

Soma, tüm acısıyla birlikte gömülmeli mi?

***

Yoksa acının ve yaranın taze olmasına aldırmadan, sıcağı-sıcağına, didik-didik edilerek herşey tartışılmalı mı?

***

Her iki yolunda üzerinde engeller var...

***

Bir tarafta yolsuzluk dosyalarında olduğu gibi hükümet bu işi de “gömecek” diyenlerle, maden kazasının hükümet nezdinde bir sorumluluğu yok, hükümeti devirmek için komplo üretiliyor diyenler arasında SOMA sıkışıp kalıyor...

***

Ortak akıl, bilimsel yaklaşım, hukuki süreç bu sıkışma arasında her geçen gün biraz daha ezilerek, iki taraftan birine yaklaştırılmaya mecbur kılınıyor...

***

“Hükümeti takdir ediyorum ama burada sorumluluğu var” demek bile cesaret gerektiriyor...

***

Ya da tam tersi... “Hükümeti sevmiyorum ama kaza sonrası burada gerekeni fazlasıyla yapmıştır” cümlesi de diğer tarafta kabul görmüyor...

***

İki renk var... Siyah ve beyaz...

***

İki renkten birine, koşulsuz biat etmen bekleniyor...

***

İçinde bulunduğumuz ülkede, maalesef mağduriyetler siyasetin enerji kaynağı haline dönüştü...

***

Hal böyle olunca, Soma'da oluşan, muazzam boyutlardaki, mağduriyet herkesin iştahını kabartıyor... Cümle en kibar haliyle mateessüf böyle...

***

Mantık devre dışı bırakılmadan, kamuoyu manipüle edilmeden, sorumlular adalet önüne çıkartılmalıdır...

***

Şu unutamamalıdır, kayıpların sahibi, asıl mağduriyet sahibi Somalılardır... Kaybettiklerinin gerçek değerini ancak Somalılar bilir...

***

Gonya tabiri ile “alaşalık” yaparak, başkasının acısının üstünden hesap görülmemeli...

***

Öğrenciler, haftalık ders programlarına yeni giren mantık dersini, yaşlı bir profesörün vereceğini öğrenirler...

***
Merakla bekledikleri ilk mantık dersi başlar... Meraklı öğrencilerden biri söz ister...

***
“Sayın Profesör, mantık bize ne öğretir? Lütfen her şeyden önce bize bunu anlatır mısınız?”

***
Profesör; kendine, derse, merak ve şüpheyle bakan öğrencilerine tebessüm ederek anlatmaya başlar...

***

“Mantık dersinin insan düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak biraz güçtür... Onun için bunu sizlere bir örnekle açıklamak istiyorum...”

***

Farz edin ki, maden ocağından iki insan çıkıyor, birisinin üzeri tertemiz, diğerinin ki ise kömür karası içinde... Bunlardan hangisinin yıkanması gerekir?”

***

Öğrenciler, hiç tereddüt etmez... “Elbette ki, kirlisi yıkanmalıdır!” diye bağırırlar...

***
Profesör, gülümseyerek konuşmasını sürdürür...

***

“İşte çocuklar, mantık bu soruya yanıt vermeden önce şu soruyu sorar; Nasıl olur da bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemiz iken, diğerinin ki kirli olabiliyor?

***

Sağduyu ve mantığı elden bırakmadan, madenden para kazanıp, maden işçileri kadar üzerleri kirlenmeden ortalıkta dolaşanları bulmalıyız...

***

Müfettişi, sendikacısı, bakanlık denetçisi, iş güvenliği uzmanı adı her neyse görevi her ne halt ise, o madene girip tertemiz çıkanları bulalım...

***

Şayet, onlar görevlerini yapsalardı, o madenden tüm işçilerle birlikte, elleri kirlenmiş çıkarlardı...