Diyabet Haftası nedeni ile Özel Selçuklu Hastanesi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Tahir Canbaz ve Beslenme-Diyet Uzmanı Diyetisyen Tuba Nergiz, toplantıda dünya nüfusunu tehdit eden diyabet hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi. Dünyada diyabetli sayısının hızla arttığını belirten Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Tahir Canbaz, yapılan araştırılmada dünyada 2000 yılında 171 milyon olan diyabetli sayısının 2030 yılında 366 milyona ulaşılacağının tahmin edildiğini söyledi. Dr. Canbaz, Türkiye’de diyabetli sayısının hızlı bir şekilde arttığını vurgulayarak, “Dünyada yapılan araştırılmalarda diyabetli sayısının çok hızlı bir şekilde arttığı ortaya çıktı. Türkiye’de diyabetli sayısının 5 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de 35–70 yaş aralığında diyabetin yüzde 14,7 olduğu yapılan araştırılmalarda ortaya çıktı. Ayrıca pre-diyabeti yani gizli şekeri olanların oranı ise yüzde 9,6 ve bu da bize gösteriyor ki toplamda diyabeti ve pre-diyabeti olanların oranın yüzde 25’lere varıyor. Eğer gerekli önlemlerin alınmaması durumunda bu sayı daha da artabilir” dedi.
Dr. Canbaz, diyabetin belirtileri arasında aşırı susama ve su içme, çok sık idrara çıkma, kilo kaybı, aşırı iştah, bulanık görme, cilt enfeksiyonları, halsizlik bulunduğunu ifade etti. En çok diyabetin kimlerde bulunabileceğini belirten Canbaz, “Diyabet öncelikle herkeste bulunabilir. Ancak öncelikle yakın akrabalarında diyabet olanlar risk altındadır. Yaş artışı nedeni ile beraber diyabet gelişme riski artar. 40 yaşın üzerinde ve şişman kişilerde diyabete çok sık rastlanabilir. Bu nedenle kilomuza aşırı dikkat göstermeliyiz” diye konuştu. Dr. Canbaz, diyabetin tespiti, tedavisi ve diyabetten korunma yöntemlerini anlattı: “Diyabet öncelikle 12–13 saatlik açlık kan şekerine bakılır, açlık kan şekeri 126 miligram’dan yüksek ise diyabet riski artmaktadır. Teşhisin kolay olduğu diyabette tedavi olma imkanı da vardır. Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi çok önemlidir. Diyabetliye takip ve tedaviye iliştin bilgiler verilmelidir. Diyabetin tedavisinde insülin ilaçları ve beslenmenin düzenlenmesi kadar günlük egzersiz de önemli bir tedavi yöntemidir. Düzenli ve bilinçli yapılan egzersizler diyabet riskini azaltır. Ayrıca diyabetten korunmak için kan şekeri, kan basıncı ve vücut ölçümleri, ayak muayenesi, kolesterol testi, göz muayenesi, diş kontrolleri, kalp grafisi (EKG) düzenli olarak yapılmalıdır. Eğitim, sağlıklı beslenme planı, düzenli egzersiz, doğru ilaç tedavisi, düzenli doktor kontrolleri gibi önlemlerle diyabetin seyri kontrol altına alınabilir.” Diyabetin ilerlemesi sonucu kalp krizi, inme, körlük, böbrek yetmezliği, damar bozuklukları gibi rahatsızlıkların görülme riskinin artığını belirten Dr. Canbaz, diyabet konusunda insanların çok duyarlı olması yönünde uyarılarda bulundu. Diyetisyen Tuba Nergiz, ise sağlıklı beslenmenin bütün hastalıkları önleme noktasında faydalı olduğunu belirterek, sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti. Obozite’nin beraberinde diyabeti getireceğini vurgulayan Nergiz, “İnsülin kan şekerinin düşmesini sağlayan bir hormondur. Obez olma durumunda pankreasta yapılan insülin hormonunun etkisi azalmakta ve pankreasın yorulmasına yol açmaktadır. Zaman içinde yorulan pankreas insülin yapımında bozuklar yaşar ve bu yüzden vücutta yağ oranı artar. Kilo artışına bağlı olarak da diyabet riski artar. Ancak her kilolu diyabet olacak diye bir şey yoktur. Çünkü aile hikayesi, vücut yağ oranı ve egzersiz yapma da bu konuda etkilidir” dedi. Konya’da obezite sayısının çok yüksek olduğunu belirten Nergiz, “Konya’da hamur işi ve et tüketimi oldukça fazladır. Hamur işi besinler özellikle tatlılar kan şekerinin çok hızlı yükselmesine neden olur. Etlerde zaten bilindiği üzere yağdan özellikle doymuş yağdan zengin bir besindir. Bu besinler günlük kalori alımını hem de diyetin yağ içeriğini yükseltmektedir. Bu nedenle Konya’da obez sayısı fazladır ve giderek artmaktadır” diye ifade etti. Diyabetli bir hastanın uzman doktor ve beslenme-diyet uzmanından yardım alması gerektiğinin altını çizen Nergiz, diyabetin diyetisyen yardımı olmadan önlenemeyeceğini söyledi. Diyabetten korunmak için aşırı kilolardan kurtulmak gerektiğini dile getiren Nergiz, şişmanlığa karşı herkesin bilinçli olması gerektiğini ifade etti.
Dr. Canbaz, diyabetin belirtileri arasında aşırı susama ve su içme, çok sık idrara çıkma, kilo kaybı, aşırı iştah, bulanık görme, cilt enfeksiyonları, halsizlik bulunduğunu ifade etti. En çok diyabetin kimlerde bulunabileceğini belirten Canbaz, “Diyabet öncelikle herkeste bulunabilir. Ancak öncelikle yakın akrabalarında diyabet olanlar risk altındadır. Yaş artışı nedeni ile beraber diyabet gelişme riski artar. 40 yaşın üzerinde ve şişman kişilerde diyabete çok sık rastlanabilir. Bu nedenle kilomuza aşırı dikkat göstermeliyiz” diye konuştu. Dr. Canbaz, diyabetin tespiti, tedavisi ve diyabetten korunma yöntemlerini anlattı: “Diyabet öncelikle 12–13 saatlik açlık kan şekerine bakılır, açlık kan şekeri 126 miligram’dan yüksek ise diyabet riski artmaktadır. Teşhisin kolay olduğu diyabette tedavi olma imkanı da vardır. Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi çok önemlidir. Diyabetliye takip ve tedaviye iliştin bilgiler verilmelidir. Diyabetin tedavisinde insülin ilaçları ve beslenmenin düzenlenmesi kadar günlük egzersiz de önemli bir tedavi yöntemidir. Düzenli ve bilinçli yapılan egzersizler diyabet riskini azaltır. Ayrıca diyabetten korunmak için kan şekeri, kan basıncı ve vücut ölçümleri, ayak muayenesi, kolesterol testi, göz muayenesi, diş kontrolleri, kalp grafisi (EKG) düzenli olarak yapılmalıdır. Eğitim, sağlıklı beslenme planı, düzenli egzersiz, doğru ilaç tedavisi, düzenli doktor kontrolleri gibi önlemlerle diyabetin seyri kontrol altına alınabilir.” Diyabetin ilerlemesi sonucu kalp krizi, inme, körlük, böbrek yetmezliği, damar bozuklukları gibi rahatsızlıkların görülme riskinin artığını belirten Dr. Canbaz, diyabet konusunda insanların çok duyarlı olması yönünde uyarılarda bulundu. Diyetisyen Tuba Nergiz, ise sağlıklı beslenmenin bütün hastalıkları önleme noktasında faydalı olduğunu belirterek, sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti. Obozite’nin beraberinde diyabeti getireceğini vurgulayan Nergiz, “İnsülin kan şekerinin düşmesini sağlayan bir hormondur. Obez olma durumunda pankreasta yapılan insülin hormonunun etkisi azalmakta ve pankreasın yorulmasına yol açmaktadır. Zaman içinde yorulan pankreas insülin yapımında bozuklar yaşar ve bu yüzden vücutta yağ oranı artar. Kilo artışına bağlı olarak da diyabet riski artar. Ancak her kilolu diyabet olacak diye bir şey yoktur. Çünkü aile hikayesi, vücut yağ oranı ve egzersiz yapma da bu konuda etkilidir” dedi. Konya’da obezite sayısının çok yüksek olduğunu belirten Nergiz, “Konya’da hamur işi ve et tüketimi oldukça fazladır. Hamur işi besinler özellikle tatlılar kan şekerinin çok hızlı yükselmesine neden olur. Etlerde zaten bilindiği üzere yağdan özellikle doymuş yağdan zengin bir besindir. Bu besinler günlük kalori alımını hem de diyetin yağ içeriğini yükseltmektedir. Bu nedenle Konya’da obez sayısı fazladır ve giderek artmaktadır” diye ifade etti. Diyabetli bir hastanın uzman doktor ve beslenme-diyet uzmanından yardım alması gerektiğinin altını çizen Nergiz, diyabetin diyetisyen yardımı olmadan önlenemeyeceğini söyledi. Diyabetten korunmak için aşırı kilolardan kurtulmak gerektiğini dile getiren Nergiz, şişmanlığa karşı herkesin bilinçli olması gerektiğini ifade etti.