“Kıyamet günü tartıldığında; âlimlerin kanı şehitlerin kanından ağır gelecektir” dedi, Son Nebi, Camiu-s Sağir’de.
Tabi biz burada kendimize âlim olarak değil, zayıf omuzlarımıza ve günahkâr nefsimize binebilecek veballere bakıyoruz.
“Artık bugünden sonra silahlı bir istila beklemeyin. Bundan sonraki istilalar kalemlerle olacaktır” dedi, Ömer OKÇU, nam-ı diğer Hekimoğlu İsmail.
Yazmak zor bir iştir. Muharrir olmak ise çok zor ve veballi bir ameliyedir.
Kâğıda iz olarak bıraktığımız her mürekkep damlası; belki günler, belki aylar, belki de yüzyıllar boyunca duracak ve birçok insanı etkileyecektir. Toplumlara yanlış bir düşünce, şerli bir his vermemiz halinde bu olumsuzluktan etkilenen her insanın günahından bizlere de birer hisse düşeceğinin farkında olarak kalemimiz ile amel etmeye çalışıyoruz; şu fani dünyada.
Bundan dolayı kelimelerimizi yanılma payı yüksek olan kantarlardan alıp; gül terazisine koymaya, ifadelerimizi ise gül ile tartmaya çalışıyoruz.
Kıyamet günü âlimlerin mürekkebinin şehitlerin kanından ağır geleceğini bilen birisi olarak; cahil muharrirlerin mürekkebinin ağırlığının da münafıkların nifaklarının ve fitnelerinin ağırlığına yakın olacağını tahmin etmekteyiz.
Bundan dolayı aramızda iyi niyetli kalem ehillerinin ve onları bilinçli şekilde uyaran okurların çoğalması en büyük temennimizdir; şu zamanda.
KILIÇTAN KALEME
Bu savaş adil olamaz,
İmkânlar taraf tutuyor.
Cephede denge sağlanmaz,
Melekler taraf tutuyor.
Gökyüzünü kuşatırken,
Yağmur olur duaların,
Zarları deler tekbirin,
Yankılar taraf tutuyor.
Bu işlere akıl ermez,
Mucizeyi gözün görmez,
Mevla’m bizleri çiğnetmez,
Sarıklar taraf tutuyor.
Vurulup yere düşerken,
Ecele selam verirken,
Kanın toprağa damlarken,
Lâleler taraf tutuyor.
Sıkıştığında inen sis,
Korkuya direnen nefis,
Can verirken duyduğun his,
Karınca taraf tutuyor.
Girerken kefensiz kabre,
Görürsün cennetten bahçe,
Sual edilecek yerde,
Sorguçlar taraf tutuyor.
Kimin tarafında Sezgin,
Kalem kılıçtan da keskin,
Mürekkep silahla gergin,
Mısralar taraf tutuyor.