Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu “Sen bir gün özel ziyaretime gelirsen, ben sana, senin görmediğin belgeleri de göstereceğim.” dedi.
Partisince Edirne’de düzenlenen bölge toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) partisini karıştırdığı iddiasını burada da sürdürdü. “MİT bizi dinliyor. AKP hükümetine servis götürüyor. Bizim içimizi karıştırmak istiyor.” şeklinde açıklama yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, kendisinden belge isteyen Davutoğlu’na, “Sen gerçek anlamda başbakan isen belgesi hazır, gider MİT’e sorarsın, senin önüne belgeyi koyarlar.” cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, “2 Şubat 2012 tarihinde AKP’nin genişletilmiş il başkanlığı toplantısı, abisi bir konuşma yapıyor. Diyor ki ‘Ey Sayın Kılıçdaroğlu, sen mercek altındasın, senin nefes alışını bile takip ediyoruz’ diyor. Ne demektir bu? Benim nefes alışımı niye takip eder? Ben neden mercek altındayım? Herhalde elinde mercek, beni oradan izlemiyor. Devlette bu işi yapan kim? Devlette bu işi yapan organlar var. Sen o dönem partideydin. Sen bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsan, Başbakanlık koltuğunda zaten boşuna oturuyorsun. Sorunumuz da o zaten.” diye konuştu.
13 Ağustos 2013 tarihinde MİT’in CHP Milletvekilleri ile ilgili fişleme belgelerinin yayımlandığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Milletvekillerinin adları var, MİT bunları fişlemiş. Belgeler yayınlandı. Peki? bu Başbakan bu belgeleri bilmiyor mu? Tamamını biliyor. İsim isim. Bana diyor ki ‘Belge var mı elinde?’ Ya belge gazetelerde yayınlandı çarşaf çarşaf, hangi belgeden söz ediyorsun daha. Benim elimdeki belgeler bunlar. Gazetelerde yayımlandı. Ama istiyorsan, ben devletimi seviyorum, ülkemi seviyorum. Ülkemin kurumlarının yıpranmasını istemiyorum. Ama sen bir gün özel ziyaretime gelirsen, ben sana senin görmediğin belgeleri de göstereceğim.” şeklinde konuştu.
"SEVGİLİ DAVUTOĞLU, LÜTFEN TOKMAĞI AL ELİNE"
Başbakan'ın bunların hepsinden haberi olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Abisinin izin verdiği ölçüde konuşuyor zaten. Abisi izin vermezse konuşmuyor. Emin olun karikatür gibi adam. Diyor ki ben Başbakanım. Dün abisi esnaflara konuşma yapıyor. Size yüzde 0.9 oranında kredi açacağız, borcunuzu kapatacaksın ve gidip emekli olacaksınız diyor. Ne diyordum, Sevgili Davutoğlu, ben seni seviyorum. İyi bir adamsın. Boynunda bir davul olduğunu da biliyorum. Ama lütfen tokmağı al eline. Ben senin iyiliğin için çalışıyorum. Tokmağı başka birisine verme diyorum.
Sevgili Davutoğlu, şimdi elini vicdanına koy ve düşün. Sevgili Davutoğlu düşün. Esnafa kredi açacağız diyen kişi bir ülkede başbakan mıdır yoksa hiçbir yetkisi olmayan cumhurbaşkanı mıdır? Başbakansan demeyecek misin ey cumhurbaşkanı benim görev alanıma sen neden müdahale ediyorsun. Bu ülkede ben mi başbakanım sen mi? O tokmağı ver elime. Senin elinde olmayacak de. Bunu söyle. Ben sana yol açıyorum. Ben sana başbakan nasıl olunur onu anlatıyorum. Urfa’da konuşur tokmağın sesi Ankara’dan çıkıyor. Çünkü abisi Ankara’da. Sen başbakan mısın? Sanal başbakansın. Ben sana söylüyorum. Adam gibi görev yap. Görev alanına müdahale ettirme. Ettirsen, sen bu ülkede başbakanlık yapamazsın.” CİHAN