Kılıçdaroğlu: Siyaseti Lider Sultasından Kurtarmalıyız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 12 Eylül darbe hukukundan kurtulması gerektiğini dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 12 Eylül darbe hukukundan kurtulması gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, darbe hukukundan kurtulmak için yalnızca Anayasa değiştirmenin yeterli olmayacağını ifade ederek “Türkiye darbe hukukundan çok çekti. Siyaseti demokratik kılmak için siyaseti lider sultasından kurtaracaksınız.” dedi.

Konya’da bir dizi temaslarda bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Konya Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Ziyaretinde, demokratik düzeni eleştiren Kılıçdaroğlu, siyaseti lider sultasından kurtarmak gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “12 Eylül darbe hukukunu değiştirmezseniz Anayasa’yı değiştirseniz de bir şey olmuyor. Darbe hukukunun değişmesi lazım. CHP Genel Başkanı olarak size bütün milletin önünde açık çek veriyorum. Getirsinler darbe hukukunu değiştirelim. Türkiye darbe hukukundan çok çekti. Nedir darbe hukukunun tipik özellikleri. Birisi şu; siyaseti demokratik kılmazsanız ülkeye demokrasi gelmez. Siyaseti demokratik kılacaksınız. Siyaseti lider sultasından kurtaracaksınız. Şimdi siz oy kullanıyorsunuz, arzu ettiğiniz milletvekiline oy veriyor musunuz? Hayır. Sizin önünüze bir listeyi koyuyoruz, arkadaş buna oy ver diyoruz. Vermezsen ayrıca ceza yazacağız diyoruz. Kimin hukuku bu? 12 Eylül darbe hukuku bu. Biz bunu istemiyoruz. Milletin vekilini milletin kendisi seçsin diyoruz. Açık çek veriyoruz. Herkes duysun. Biz dünyaya yeniden bakıyoruz, hiç kimseyi ayrıştırmadan bakıyoruz. Hiç kimseyi farklılaştırmak istemiyoruz. Herkesin düşüncesine saygı gösteriyoruz. Demokrasiyi bu ülkeye getiren bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum, bu demokrasi 3. sınıf demokrasi. Biz bunu kabul etmiyoruz. İş dünyası üzerinde baskı kurulmamalı. Açıkça söylüyorum, getirin darbe hukukunu değiştirelim, bu ülkeye demokrasinin geldiğini göreceksiniz. Demokrasi bir yasa işi değil, kültür işidir."

"ARTIK 1930’LARIN CHP’Sİ DEĞİLİZ"

Kılıçdaroğlu, CHP ile ilgili yanlış bir algının olduğuna değinerek artık 1930’ların CHP’si olmadıklarını dile getirdi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “CHP Genel Başkanı olarak şunu açıklıkla ifade edeyim, iş dünyasının yasalardan kaynaklanan herhangi bir sorunu varsa ve o sorun Parlamento'ya gelirse sorunun çözümü konusunda size açık çek veriyorum. Hiçbir endişeniz olmasın. Çünkü biz üretimin ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. CHP’nin genel başkanı olarak iş dünyasıyla ilgili iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Çünkü CHP ile ilgili farklı bir algı vardı. CHP artık sizin bildiğiniz ya da sizin düşündüğünüz 1930’ların CHP’si değil. CHP 2050 – 2100’leri düşünen bir siyasal parti. Dünya dengelerini iyi gözleyen bir siyasal parti.”

"BAŞKANLIK SİSTEMİ OLMAYINCA ANAYASA’DAN VAZGEÇTİLER"

AK Parti’nin yeni Anayasa’dan vazgeçmesinin nedeninin başkanlık sistemini kabul ettirememe olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ifade etti. CHP’nin samimi olarak çağdaş, demokratik, özgürlükçü, bir anayasayı her zaman savunduğunu ifade eden CHP Genel Başkanı “1980 Anayasa’sı referandumunda hayır oyu verenlerden birisiyim. Hayır oyunu gidip verdim. Ama bu ülkenin insanlarının yüzde 90 küsuru evet oyu verdi. Biz evet oyunu verene de bir şey demedik. Ama hayır oyu verenlerden birisiyim. Hiçbir zaman o anayasayı savunmadık. İktidardan bir teklif geldi ve dendi ki bir anayasa uzlaşma komisyonu kuralım ve orada samimi olarak çalışalım. Beklenti şuydu 'CHP bunu reddedecekti'. Tam tersine o anayasaya hayır oyu veren birisi olarak ‘derhal’ diyerek arkadaşlarımızı görevlendirdik. Masaya samimi olarak oturuldu. Geldiğimiz nokta şu: 60 maddede uzlaşma sağlandı. 4 siyasi partinin 60 maddede uzlaşma sağlaması çok önemlidir. Biz bunu önemsedik. Fakat iktidar kanadı başkanlık sistemi diye bir teklif getirdi. Cumhurbaşkanı olmasın, parlamento olmasın, biz rejimi değiştirelim, efendim yeni bir sistem gelsin başkanlık sistemi olsun. Dedik ki ‘bakın bu hiç tartışılmadı’ başkanlık sisteminden neyi kastediyorsunuz, bu hiç konuşulmadı. Üniversiteler, bilim çevreleri, barolar, hukuk çevreleri, bunu tartışmadılar. Çekin başkanlık sistemini, 60 madde olacak, belki 70 madde, 80 madde. Kaç maddede uzlaşırsak o kadar iyi olur. ‘Hayır biz bunu çekmeyeceğiz’ dediler. Peki devam ettik. Fakat sonunda dediler ki ‘Bu görüşmeler bitmiştir', Sayın Cemil Çiçek görüşmeleri bitirdi, Sayın Başbakan görüşmeleri bitirdi.”

"TÜRKİYE’DE BASIN HÜR DEĞİL"

Türkiye’de basının baskı altında olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Benim bir başka samimi inancımı size anlatma görevim var. Anayasa elbette önemlidir. Ama bazen anayasadan daha önemli yasalar vardır. Nedir onlar, size örnek vereyim. İngiltere’de yazılı anayasalar yoktur. Ama hiç kimse İngiltere’de hukuk demokrasi yoktur demiyor. Tam tersine İngiltere demokrasinin beşiği olarak tanımlanır. Çünkü İngiltere'de siyasi ahlak kuralları vardır. Siyaset ahlakın üzerine inşa edilmiştir. Ahlakın üzerine inşa edilen bir siyaset sadece ülkesinde değil bütün dünyada saygın olan bir siyasete dönüşür. Bakın Anayasa’da bir madde var 12 Eylül Anayasası. Şöyle yazar: Basın hürdür sansür edilemez. Doğru mu? Doğru. Yeni anayasa yapsak aynısını yazacak mıyız? Yazacağız. Peki elimizi vicdanımıza koyup soralım. Türkiye’de basının hür olduğunu savunan bir kişi var mı? Hiç kimse yok. O zaman olay Anayasa’nın ötesinde başka şeyler de yapmamızı gerektiriyor.”

"AB’NİN HSYK HAKKINDA ENDİŞELERİ VAR"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın 17 Aralık operasyonundan sonra yaşanan gelişmeler hakkında Avrupa Birliği’ni ikna edip edemediği hakkındaki soruya şu şekilde cevap verdi: “Başbakan Erdoğan’ın Brüksel dönüşünde gazetecilere '17 Aralık operasyonları’ sonrası gelişmeler hakkında AB’yi ikna ettiğini ifade etmiş. İkna olup olmadığını Avrupa Birliği yetkilileri açıkladı. Ben onu ikna ettim, ama onun sesi çıkmıyor. Olur mu böyle şey. Halka doğruları söylemeliyiz. Avrupa Birliği’nin de endişeleri var. HSYK düzenlemeleriyle ilgili endişeleri var. Erdoğan, bir gazetede ‘Onları sanki ikna ettim’ diyor. Buradaki sözü çok önemli. Emin değil yüzde yüz. Biz şunu isteriz, yargı bağımsızlığı, yargıcın güvencesi, yargının tarafsızlığı bizim için çok önemlidir. Hiçbir yargıç siyasi baskı altında olmamalıdır. Hakim vicdanıyla karar vermelidir. Savunduğumuz nokta bu. Ben geçen gün bir tutanak açıkladım. Bana bir tane demokratik ülke gösterin ki adalet bakanlığı müsteşarı, bir yolsuzluk dosyasının kapatılmasıyla ilgili başsavcıya talimat versin. Bunlar doğru değil. Biz çağdaş uygarlığın bir parçası olmak istiyoruz. Avrupa kendi halkına hangi demokrasiyi getiriyorsa aynı demokrasi bize de gelsin. Biz bunu isteriz.”

"CEMAAT ŞANTAJ YAPTI’ DEMEK YETMEZ"

Gazetecilerin, ‘Cemaatin hükümete şantaj yaptığı’ iddiaları hakkında değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Cemaat şantaj yaptı demek yetmiyor. Neyi yaptıysa açıklasın. Hükümet diyor ki bize darbe yapıldı. CHP Genel Başkanı olarak söylüyorum. Her türlü darbeye karşıyız. Hükümete darbe yapılıyorsa gelip bize söylesinler, ‘Şu darbe yapıldı’ emin olun ilk önce ben itiraz edeceğim. Önce ben diyeceğim ki ‘Biz bu darbeye karşıyız’. Siyaset kurumuna birisinin vesayet kurmasını istemeyiz. O ayrı bir şey. Hiçbir siyasal organ, parti şantaja boyun eğmemeli.”

Kılıçdaroğlu, Konya Sanayi Odası ziyaretinin ardından Konya Ticaret Odası'nı ve Konya TIR Garajı’nı ziyaret etti. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri