Kılıçdaroğlu: Hükümet 77 milyonu fişlemiş

Kılıçdaroğlu 'önümüzdeki salı açıklayacağım' dediği 'fişleme belgesini' açıkladı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasında "önümüzdeki salı açıklayacağım" dediği "fişleme belgesini" açıkladı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu grup konuşmasında hükümetin 77 milyonu fişlediğine dair bir iddianame belgelerini açıkladı.  Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:  İşsizlik yüzde 10.9'a yükseldi. Türkiye'de genç işsiz oranı yüzde 20.2 ise Türkiye iyi yönetilmiyor demektir. Türkiye'de büyüme oranı yüzde 1,7... Bu da Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Bizim vizyonumuz var diyorlardı. Sizin vizyonunuz bu kadar. Bak Hindistan'a bak Brezilya'ya... Onlar kadar vizyonunuz bile yok. 

Devleti şirket gibi yöneteceğiz diyorlar. Çünkü hukuk nedir bilmiyorlar. İstediğim gibi yönetirim diyor. Türkiye Cumhuriyeti sizin babanızın çiftliği mi ki şirket gibi yöneteceksiniz? Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları senin müşterin mi sen oturup çiftlik gibi yöneteceksin? Türkiye Cumhuriyeti'ni şirket gibi yönettikleri için fabrikaları tarlaları arazileri hepsini yandaşlarına haraç mezat peşkeş çektiler. Aslında bir itirafta bulundu. Biz bu güne kadar devleti şirket gibi yönettik dediler. İstediğimize istediğimiz malı sattık, istediğimizi sınava girmeden memur yapıyorduk. İtiraf ettiler. İtiraf edince de yeni bir şey söylemiş gibi yaptılar. Hayır zaten öyle yönetiyorsun. Bunlar devleti şirket gibi yönettiği için bu kadar işsiz var. Sorumluluk taşısalar bu kadar işsizlik olur muydu? Bunlar Türkiye cumhuriyetini şirket gibi yönettikleri için devletin kasalarını çocuklarının yatak odalarına taşıdılar. Bilmiyor muyuz bunu? Türkiye Cumhuriyeti'ni şirket gibi yönettikleri için vatandaşları müşteri devlet memurlarını da kendi personelleri gibi görmeye başladılar. Öyle bir anlayış olabilir mi hiç? Devlet ayrı bir kurumdur. Kurumlarıyla bir bütündür devlet. Siyasal iktidarlar devlet olmak için değil devleti yönetmek için gelirler. Hukukun üstünlüğü kuralı içinde devleti yönetecekler. Şirket gibi yönettikleri için vatandaşı borç batağına soktular. Vatandaşın sırtına 90 milyar dolarlık yük bindirdiler. Vatandaş sana devleti yönet diye oy veriyor git devlet ol demiyor. 

Vatandaşlar son 7 yılda bankalara 181 milyar lira faiz ödediler. Faiz lobisi diyor. Lobinin başkanı sensin zaten. Şirketin başkanı sen değil misin?  Merkez Bankası'nın politika faizi yüzde yedi buçuk. Bu çok yüksek diye kıyameti koparıyorlar. Peki vatandaşın kredi kartı faizi nedir? Yüzde 24... Hiç vatandaşın borç faizi yüksek diye karşı çıkan oldu mu? Az önce verdiğim rakam işte buradan geliyor. Temerrüde düşerse vatandaş, faiz oranı oluyor yüzde 34.  Türkiye 1984 en büyük 20 ekonomi içinde 14. sıradaydı. Bugün 19. sıraya geriledi. Son 1 yılda iki basamak geriledi. Bu da neyi gösteriyor? Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösteriyor.  

ATATÜRK'ÜN VASİYETİ ELİMİZDE

Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili Atatürk'ün vasiyeti var bu vasiyete aykırı yapılıyor bu bina. Devlet Arşivleri basın açıklaması yaptı. Atatürk'ün vasiyeti bizde yok dediler. Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili olarak Atatürk'ün vasiyeti işte burada. Hazineye bağışladığını söylüyor. Bu yazı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde. Bunun üzerine İsmet İnönü Atatürk'e telgraf çekiyor. O da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde. Şükranlarını sunuyor AOÇ'yi hazineye bağışladığı için. Atatürk İnönü'ye bir telgraf gönderiyor. Bu telgrafın son cümlesinde şu yazıyor: "Mevzubahis olan hediye yüksek Türk milletine benim asıl vermeyi düşündüğüm hediye karşısında hiçbir kıymeti haiz değildir. Ben icab ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim".  Bu belge mahkemeye gönderilmiyor. Hangi gerekçeyle göndermiyorsunuz siz? Çanakkale savaşlarının 100. yılındayız arkadaşlar. O savaşlarda Gazi Mustafa Kemal'in çabalarını biliyoruz. Nasıl mücadele ettiğini biliyoruz. O günün genç askerlerine "Size ölmeyi emrediyorum" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Diyanet Vakfı Çanakkale dolayısıyla hutbe okutuyor. Güzle bir şey yapıyor. Ama bir şeyi yapmıyor. En azından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bir rahmet okutsalar. Bütün mal varlığını buraya verdi. Canımı veririm diyor. Siz onu görmezden geliyorsunuz. Başındaki kişiye söylüyorum. Diyanet İşleri Başkanı'na sesleniyorum... Bütün devlet büyüklerine rahmet okutmak zorundasınız. Özellikle de Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına okutmak zorundasınız. Sen acaba mal varlığını bu millete adadın mı? O adadı. Sen bu millet için mücadele ettin mi? O mücadele etti. 

Başında olduğun kurumu kuran da Mustafa Kemal Atatürk'tür. Siz nasıl bu kadar nankör olabilirsiniz. Din adamısınız siz. Herkese sevgiyle yaklaşmak zorundasınız. Geçmişi yüceltmek zorundasınız. Şehitlere gazilere saygı duymak zorundasınız. Bir Mustafa Kemal'i düşünün. Avustralya'dan gelen askerler için, "Onlar bizim bağrımızda bizim evlatlarımızdır". İşte yücelik insan sevgisi din iman budur.  MİT müsteşarı milli olmak zorunda. Siyasal kimliği ortaya çıktıktan sonra eğilim yoklamasına girdikten sonra AKP il başkanlığını ziyaret ettikten sonra o göreve ahlaken dönemezsin, dönmemelisin. O kurumun üzerine hepimizin titremesi gerekiyor. Sen o kurumu yıpratıyorsun. O kurumun özel bir yasası var. Beş yıl süreyle görev yaparlar, beş yıl dolmadan görevinden ayrılanlar beş yıl geçmeden tekrar dönemez. Şimdi 17 nisan 2010 atandığı söyleniyor. Resmi gazetede yayınlanmadığı için bilmiyoruz. 18 Nisan 2010'da Hürriyet'e açıklama yapıyor. Görev başındayım diyor. Beş yılı dolmadan istifa etti. Geri dönmek için en az beş yıl ihtiyaç var. Yasasında özel hüküm var. MİT mensupları hakkında kendi kanunları uygulanır diyor. Davutoğlu'na çAğrı yapıyorum. Sayın Hakan Fidan ne zaman atandı ve beş yıllık süresi doldu mu dolmadı mı? Bunu açıklasın. Eğer o kuruma saygı duyuyorsa, yıpranmasını istemiyorsa bu açıklamayı yapmak zorundadır.  Salı günü gazeteci arkadaşlarıma bir şey söyledim. Davutoğlu'nu görürseniz sorun bu ülkede 77 milyon fişlendi mi fişlenmedi mi? Ama izledim sordum kimse sormadı. Niye sormuyorsunuz arkadaşlar? Şu söylendi bana. Hangi sorunuz hangi gazeteci tarafından sorulacağı önceden programlanıyormuş. Eğer bunu yapıyorsa o başbakanlık koltuğunu derhal bıraksın. İkincisi... Artık bu ülkede Davutoğlu'na adam gibi soru sorma cesaretine sahip gazeteciler istiyoruz biz. Bize her türlü soruyu sorarlar. Onların hakkı zaten. Ama Davuoğtlu'na Erdoğan'a gelince sormayalım, acaba açığa düşer mi diye. Açık ve net sordum. 77 milyon insan senin iktidarında fişlendi mi fişlenmedi mi? Cevap yok.  

BUGÜN AÇIKLIYORUM: HÜKÜMET 77 MİLYONU FİŞLEMİŞ

Bugün açıklıyorum. Hüseyin Çelik diyor ki, "Eğer kendi insanınıza yönelik fişleme yapıyorsanız bu alçaklığın en büyüğüdür" Bu lafı aynen kabul ediyorum. Yine Hüseyin Çelik söylüyor. "İnsanları mağdur etmek için fişleme yapılması alçaklıktır." Bülent Arınç ağlamadan söylemiş... "İnsanların takip edilmesi özel hayatlarına girilmesi kişilik haklarına saygısızlık yapılması fevkalade çirkindir suçtur ahlaki noktadan bakarsan ahlaksızlığın ta kendisidir". Evet doğru söylüyor. Elimde bir iddianame var. İddia şu, Türkiye Cumhuriyeti Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianame. Mağdur Erdoğan ve ailesi. Savcı diyor ki, "Emniyet genel müdürlüğü istihbarat daire başkanlığının ülke genelinde herkese ait istihbarat bilgilerini, sanal ortamda detaylı veri analizi programı ile topladığı, program içinde ülkedeki herkese ait istihbari kişisel bilgilerin bulunduğu..." Yani bunu birisi anlatsa yok canım olur mu öyle şey derim. Biz zaten biliyoruz da fişlendiğimizi, 77 milyonu neden fişliyorsun? İşadamını sanayiciyi, taksiciyi neden fişliyorsun. Neye dayanarak fişliyorlar? Bir kanun maddesine dayanıyor. "Polis devletin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzene dair önleyici tedbirleri almak üzere ülke seviyesinde istihbarat faaliyetinde bulunur. Bu amaçla bilgi toplar değerlendirir ulaştırır."  Neymiş? Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü için bunları yapıyorlarmış. Yine iddianameden okuyorum. "Kişilere ait özel her türlü bilginin yer aldı. Herhangi bir devlete ait gizli sır niteliğinde bilgi bulunmadığı." Özel hayatı fişliyorlar yani. Bu fişlemelerden Erdoğan'ın haberi var mı? Elbette var. Dönemin başbakanına servis yapılıyordu. 

77 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Ne diyordum? Ülke iyi yönetilmiyor. Gestapo muhaberat devleti gibi yönetiliyor. Her vatandaşın özel hayatı mercek altına alınıyor. Sen bunun hesabını 7 Haziran'da sormak zorundasın sevgili yurttaşım.  Bazı polisler Erdoğan ve ailesi ile ilgili bilgi toplamışlar. Devlet Arşivleri müdürlüğündeki verileri de çok iyi kullanıyorlardı. Ama size sözüm söz. CHP iktidarında benim başbakanlığımda bu tür pespayelikler asla ve asla olmayacaktır.  Benim özel hayatımla ilgili bilgileri neden AKP hükümeti fişliyor? Hangi gerekçeyle yapıyorlar bunu? Bunlar bir de kendilerine demokrat diyorlar. Bizi bütün dünyaya rezil ettiniz.  

DAVUTOĞLU'NA SÖYLÜYORUM... GEL BEN SANA ÖZEL HAYATIMI ANLATAYIM!

Davutoğlu'na söylüyorum. Şimdi konuş bakalım. Gazeteciler sormadılar veya fırsat bulmadılar. Şimdi ben söylüyorum. Arkadaşların da dinliyor sen de dinliyorsun. Şimdi çık şu sorunun cevabını ver. 77 milyon yurttaşın özel bilgilerini sen ne yapacaksın? Benim özel hayatımı merak ediyorsan gel ben sana anlatayım. Hiçbir sakıncası yok. Ama sen vatandaşın özel hayatından ne istiyorsun? Deva 1 ve Deva 2 programı hangi gerekçeyle tutuluyor. İşte devleti şirket gibi yönetirseniz geldiğiniz nokta budur.  Çocuklarıma helal lokma yediremedim diyordu. Allah büyük işte.. Şunu yine söylüyorum. İşsizlik var, yoksulluk var, emeklinin durumu iyi değil. Size sözüm söz... Parayı veremezsin diyorlar. Önümüzdeki salı, beni dinleyin emekliler. Size sözüm söz dedim onun nasıl yapılacağını size anlatacağım.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Politika Haberleri