Eskiden Kars’ta sürekli olarak aşıklar kahvelerde, halkın yoğun olduğu yerlerde saz çalıp hikayeler anlatırlardı…
Bu hikayeler bazen ayları alırdı… Yine böyle bir zamanda aşıklardan biri Ramazan ayı boyunca sazıyla sözüyle aşık ‘Kerem ile Aslı’yı anlatıyormuş…
Yirmi dokuz gün devamlı olarak aşığı dinleyen köylünün biri, aşığın programı bittikten sonra yanına yaklaşarak sorar:
“Ay aşık...!
Bu Kerem arvat mıydı? Yoksa herif miydi?..”
Aşık sazı kırar, sessizce köyden uzaklaşır..
***
Bazen o kadar şey anlatırsınız ki, anlattıklarınızın muhatabı üzerinde derin etkileri olacağını, gerçekleri öğrendikten sonra, kendiyle birlikte toplumu kurtarmak için çabalayacağını sanırsınız…
Oysa anlatılan şeyin bir kelimesi bile anlaşılmamıştır…
Onca hikayeye, onca anlatıma rağmen, muhatap hep nefsine hangisi uyuyorsa ona inanır gibi yapar…
Yanlış olduğunu bildiği halde, sürünün kullandığı yalaktan rızkının kesileceğini(!) sanar… Yaratan da, rızıklandıran da, ALLAH’tır…
Unutuverir…
***
Maalesef Siyasal İslam(!) o kadar şey unutturdu ki, şurada yazsak tek-tek beş dakika sonra kimsenin hafızasında tek bir şey kalmaz…
Her türlü haram ve dinde yasaklanmış kavram, Yahudi hahamlara taş çıkartır incelik ve kepazelikte dini tahrif ederek dine uyduruluveriyor… Koca koca din adamları(!) dünya menfaati için şeytani fetvalar(!) veriveriyor…
İslam ile gelenler, şimdi en çok İslam’a vuruyor…
***
Haydi bir fıkra daha anlatalım size;
Sabahın ilk ışıklarında içki masasından dönen birisi, kafayı bulduktan sonra arkadaş ve dostlarını ziyaret etmeye başlar… Her gittiği yerde yüz bulmayan sarhoş, nihayet bir çöplüğe düşer ve orada sızar…
***
Bu arada çöplükte yiyecek arayan bir köpek, sarhoşun ağzının kenarında kalan kusmuk parçacıklarını yalamaya başlar...
Sarhoş yarı uyanık yarı uykudadır… Ağzını yanağını yalayan köpeğe;
“Sil gardaş sil... dost düşman bele günde belli olur…”
***
Etrafınıza bir bakın, ağzımızı yüzümüzü kimler silmeye(!) çalışıyor?
Biz tam olarak şimdi neredeyiz?
İslam nerede?