Kendimizi “Dağda” bulduk

Doğa sporlarının her biri farklı heyecanlar barındırıyor bünyesinde. En son yamaç paraşütü ile yaşadığım adrenalin patlamasını bu hafta da uzun dağ yürüyüşüyle devam ettirdim.

Spor faaliyetlerini sadece futboldan ibaret sanmayan, spor ve doğa aşığı insanların gayreti ve azmiyle sürdürülen doğa sporları, birçok güzelliği, zorluğu bünyesinde barındırıyor. Konya spor camiasında genellikle futbol konuşuluyor olsa da, görünmeyen yüzünde birçok alanda kararlılıkla spor faaliyeti yapan insanlar var.

Yamaç paraşütü, paramotor, bisiklet turları ve dağcılık gibi birçok alanda spor faaliyetleri sessiz sedasız sürdürülüyor. Üstelik kısıtlı ve bireysel imkânlarla. Kış başlangıcında yaptığım yamaç paraşütü atlamasıyla müthiş bir heyecan, korku ve mutluluk yaşamıştım. Şimdi ki durağım ise dağcılık oldu. Dağcılık derken, tırmanış olarak algılanmasın.. Uzun mesafeli dağ yürüyüşü.

Yine harika bir deneyim oldu benim için. Dağcılık Federasyonu İl Temsilcisi Recai Kıcıkoğlu önderliğinde faaliyet gösteren Mevlana Dağcılık ve İzcilik Kulübü üyeleriyle birlikte Hasan Şeyh Köyü (mahallesi) sınırlarındaki Karadağ’da uzun soluklu bir yürüyüş gerçekleştirdik.

Yaklaşık 2 metre kar kalındığının olduğu dağ yollarında, birlik, dayanışma, disiplin ve dikkat konularında birçok güzelliği yaşadık. Öyle ki, en öndeki  Öncü’nün ayak izlerini takip ederek ilerledik. Herkes onun bastığı yerlere basarak güvenle yürüyebildi. Dağ yolculuğumuz sırasında memleketimizin her noktasının ne kadar güzel olduğuna bir kez daha şahitlik ettik.

11,5 kilometre uzunluğundaki yürüyüş parkurunun sonunda 2 bin 500 metrelik zirveye ulaşmayı başardık. Sabah saat 9 civarında başlayan yürüyüşümüz, akşama doğru 6 sularında tamamlanmış oldu. Kışın en sert yüzünü görebileceğiniz dağlarla özellikle inişte büyük heyecan yaşandı. Dik bir bölgeden yapılan inişte, çığ düşme tehlikesi nedeniyle sessizce ilerlemek zorunda kaldık. Tüm bunlar doğanın kurallarına saygıyı bize bir kez daha hatırlattı.

Her kesimden macera severle tanışma fırsatım oldu. Bize güzergâh ve bölgenin tarihi hakkında bilgiler veren Necdet Çoban, yürüyüş öncülüğü yapan Hüseyin Turan, Eğitimci Alper hoca, Artçı (en arkadan gelen) Muhammet Ali Sıvacı, fotoğrafçı Ahmet Karpuz, sağlıkçı Hasan Çelik, Doktor Seyit Karaca, Avukat Mustafa Deveci, Derici İsmail Şahin gibi birçok kişi ile yürüyüşü gerçekleştirdik.

Zirvenin tepesinde ise azık karıştırıp, her insanın mutlaka görmesi gereken bir manzara eşliğinde yemeğimizi yedik. Burada tanıştığım Dağcılık Federasyonu İl Temsilcisi Recai Kıcıkoğlu, tam bir ihtiyar delikanlı. Tüm yürüyüşü en önde tamamladı. Yıllarını dağlara vermiş, tam bir tecrübe abidesi.  (İlerleyen dönemde kendisiyle söyleşi yapmayı planlıyorum.)

Sonuç olarak, herkesin mutlaka bu tür duyguları yaşaması gerektiğini düşünüyorum. Sporun sadece, futbol ve basketboldan ibaret olmadığını, amatör branşlara ve doğa sporlarına da ilginin artması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu alanlarda, samimi, çıkar ilişkisi olmayan ve birlik, beraberlik ruhu ile çalışan insanlar çoğunlukta.

Dağcılık da tıpkı diğer doğa sporları gibi tam bir sevda ve gönül sporu. Gerekli ekipmanları almanız, zor şartlarda neler yapacağını öğrenmeniz gerekiyor. Ancak şunu da itiraf etmeliyim ki bu yorucu, tehlikeli sporları yaptıktan sonra tekrar ve tekrar yapmak istiyorsunuz. Bırakamıyorsunuz. Gelecek spor maceralarımızda görüşmek üzere.

Hakan ARMUTCU merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Konya Spor Haberleri