Keçeye ömür verdiler

Keçeci Mehmet Usta, keçe kültürünü dünyaya tanıttığını belirterek, "Keçeye karşı yurt dışında inanılmaz bir ilgi var. Fakat keçenin yabancılar tarafından benimsenmesine ve onların kültürünün bir parçası olarak gösterilmesine izin vermeyeceğim" dedi

Aileden aldığı eğitimle dede mesleği keçeciliği 40 yıldır sürdüren Mehmet Girgiç, Avrupa ve Amerika’da üniversite hocalarına keçe eğitimi üzerine ders veriyor. Arjantinli eşi Rabia Girgiç ile dünyaya keçeyi aktarmaya çalıştığını belirten Girgiç, keçenin bilimsel daire çerçevesinde ele alınacağı çalışmalara imza atmayı amaçladığını belirtti. Keçede geleneksel olarak 20-25 yıl çalıştığını bu dönemde yer sergisi, çoban kefeni, muz keçesi ve çadır keçeleri yaptığını fakat son 20 yıldır ise keçeyi modern hayatla uygulamaya yöntemleri kaydettiğini kaydeden Girgiç, farklı dekoratif eşyalarla ve görsel sanatın dallarıyla keçeyi bütünleştirmek amacında olduklarını söyledi.

KEÇEYE KURŞUN BİLE İŞLEMEZ

Keçe için kullanılan yünün kalitesine ve keçenin faydaları hakkında bilgi veren Girgiç “Keçe kuzu yününden yapılır. Yeni doğmuş ilk birinci kırkım kuzu yünü kullanılır. Ben merinos koyunu da kullanıyorum. Daha ince daha dekoratif ürün kullanılacağı zaman yün kalitesi ve yün tipi büyük önem taşıyor. Yurt dışına gitmem bana bu konuda büyük avantaj sağladı. Farklı yün tiplerini öğrendim” dedi. Keçe’nin anti stres bir yapısı olduğunu kaydeden Girgiç, keçeyle uğraşılması ya da çıplak ayakla keçenin üzerine dinlenilmesi durumunda stersin azaldığını ifade etti. Keçe’nin hayvancılıkla uğraşan Anadolu insanının yaşamını kolaylaştıran en büyük unsurlardan birisi olduğunu kaydeden Girgiç sözlerine şu şekilde sürdürdü: “Keçeye yılan ve akrep yaklaşmaz. Bu nedenle çobanlar kepenek kullanırlar. Ayrıca sıcak tutar. Tipi olsa birle keçesine bürünen kimseye zarar gelmez. İyi şekilde işlenmiş bir keçeye kurşun bile işlemez.”

DOĞAL BOYA KULLANIYORUZ

Keçeyle oluşturdukları eserlerde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait motiflerden faydalandığını kaydeden Girgiç, “Konya motif açısından oldukça zengin bir şehir. Bölgemizin geleneksel olan Deveboynu, Sille yatağı, güneş, yarım göbek, mezar taşı gibi motiflerin yanı sıra farklı tasarım ve motiflerle keçeyi buluşturuyoruz. Kullanılan motif, yünün kalitesinin yanı sıra keçede diğer bir önemli unsurda kullanılan boyadır. Biz doğal boya kullanıyoruz. Keçenin hazırlanması ve oluşturulma süreci özellikle yünün keçeye dönüştürülmesi büyük bir emek ister. Ben öğrenmeye çalışan öğrencilere ve yurt dışında katıldığım toplantılarda da bunu aktarmaya çalışıyorum” dedi. OXFORD ÜNİVERSİTESİ DAVET ETTİ

Yurtdışı çalışmaları hakkında bilgi veren Girgiç “İngilizlerle beraber keçe yaptık. Oxford Üniversitesi davet etti. Üniversitenin yaptığı sanat etkinliğinde 4 yıl üst üste beni çağırdılar ve keçe çalışması yaptık. Avrupa’ya açılınca keçeyi yapabileceğimden çok farklı yorumlar içinde görebileceğimi fark ettim. Beş yıl da Amerika’ya gidip geldim. Geliştirdiğim çeşitleri onlarla paylaştım, onlar da çok meraklıydı. Avrupa,da olduğum süre boyunca, boya ve keçeleştirme yöntemlerini aktarmaya çalıştım” dedi.

KEÇE BİLİMSEL OLARAK İNCELENİYOR

Heykeltıraş gruplarıyla da ortak çalışma içinde olduklarını kaydeden Girgiç, üç boyutlu keçe çalışması oluşturduklarını söyledi. Yurt dışında keçeye karşı büyük bir ilginin olduğunu ve keçenin bilimsel olarak incelendiğini ifade eden Girgiç, özellikle yurt dışında keçenin Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu ve keçenin ilk kez Türkler tarafından kullanıldığını dile getirdi . Girgiç sözlerini şöyle sürdürdü. “Keçeye karşı yurt dışında inanılmaz bir ilgi var. Bu ilgi beni mutlu ediyor. Fakat keçenin yabancılar tarafından benimsenmesine ve onların kültürünün bir parçası olarak gösterilmesine izin vermeyeceğim. Katıldığım konferanslarda vurguladığım ilk cümle bu olur. Beraber çalışalım kültürel paylaşıldıkça güzelleşir. Fakat Dünya tarihinde hayvancılıkla uğraşan bizleriz. Keçe Anadolu kültürünün bir ürünüdür.”

EVLANA MÜZESİNDEKİ KEÇELERİ HAZIRLADIMM

Mevlana Müzesinde bulunan keçeleri kendisinin hazırladığını kaydeden usta Mehmet Girgiç, sözlerine şöyle devam etti: “Mevlana Müzesinde bulunan balmumundan yapılmış derviş heykellerinin sikkelerini ve ortamda bulunan tüm keçeleri ben hazırladım. Dünya’daki bütün dervişlerin sikkelerini ben yaptım. Bu işi yapmak benim için onur vericiydi, yaptığım işle o atmosferde çalışmak tarif edilemez bir duygu. Şimdi gidip bakıyorum dünyanın dört bir yanından Mevlana'yı ziyarete gelen misafirler bizim yaptığımız keçe ve sikkelerle o tarihi tanımaya çalışıyor” dedi.

ALİ İBİLEME merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri