Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Mihalıççık ilçesindeki Kavak Krom Madeni'nde grev yapan işçileri ziyaret etti. Burada bir konuşma yapan Başkan Kurt, özgürlüklerin, hakların kağıt üzerinde kaldığı sürece işe yaramayacağını vurguladı.
“Biz bugün size 4,5 ay gibi uzun bir süre direniş içinde olan işçilerimize kolay gelsin demek istiyoruz, desteklerimizi bildirmek istiyoruz. Çünkü biz programına, tüzüğüne 'Emek en yüce değerdir' diye yazan bir partinin üyeleriyiz. Emekçi kardeşlerimizin her türlü hakkını sonuna kadar savunuruz, savunmak zorundayız. Ama Türkiye’nin geldiği noktada da bir tabloyu siz kendiniz yaşıyorsunuz. Bazı şeyler anlatmakla, okumakla görülmez. Yaşamak gerekir, bu da onlardan biridir.’’ dedi.
Türkiye’de farklı bir sömürü sisteminin var olduğunu söyleyen Kurt, ‘‘Yıllardır bu ülkeyi yönetenler işçiyi görünce öcü anladı. Örgüt deyince terör örgütü anladı. Oysa şimdi işçinin de sendikanın da nasıl lazım olduğu ortaya çıkıyor. İşte başkan biraz önce sayılar veriyor. Şu anda Türkiye’de Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanabilen işçi sayısı Türkiye nüfusunun yüzde 1’ine düştü arkadaşlar. Ve bu şartlar altında cumhurbaşkanı, başbakan diyor ki biz dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz, hiç kimseye ihtiyacımız yok diyor. Bunların tamamının yanıltıcı olduğunu yaşayarak anlamanız lazım. Özgürlükler, haklar kağıt üzerinde kaldığı sürece işe yaramaz.’’ diye konuştu.
Kurt, ‘‘2002’de Tayyip Erdoğan’ın çocuğuyla aynı statüde olan şimdi 900 – 1000 TL maaşla çalışıyor ama oğlu gemicikler sahibi oldu’’ diyerek sözlerini şöyla sürdürdü: ‘‘12 yıldır bu ülkeyi yöneten hükümet aynı hükümet. Belki bir çoğunuz bu hükümet iş başına geldiği zaman on, on beş yaşında çocuktu. Şimdi orta yaşlı, aile sorumluluğu olan insanlar haline geldiniz. Çoluğunuz, çocuğunuz oldu. Onların geleceği için çalışıyorsunuz. Peki, bu hükümetin yaptım dediği şeylerden size ne düştü? Ne kaldı? 2002’de Tayyip Erdoğan’ın çocuğuyla aynı statüde olan sen şimdi neredesin? 900 – 1000 TL maaşla çalışıyorsun. Ama Tayyip Erdoğan’ın oğlu gemicikler sahibi oldu. Şimdi insanlar onun vakfına arsa bağışlamak için yarışa giriyor. Bunlar sizin tarafınızdan görülmesi gereken gerçekler arkadaşlar. Bunları görmediğiniz sürece maalesef işiniz zor. Bakın Soma’da facia oldu. Ne dedik? Öldük, bittik. Kimin umurunda kardeşim. Ölen öldüğüyle kaldı. Bunu iddiayla söylüyorum. Siz birlikte olmazsanız, yan yana durmazsanız, sol bir hükümeti kurmazsanız bu işler düzelmez. Türkiye’de işçi sınıfı ne zaman rahatlamış? Ecevit çalışma bakanı, sendikal haklar verilmiş. 2015’te seçim var Haziran’da. Süleyman Çelebi Çalışma Bakanı olsun, gene olur. Ama Faruk Çelik olunca olmuyor işte gördünüz. Tekrar Faruk Çelik’i orada tutmayın arkadaşlar. Bu sizin elinizde. 6 – 8 ay sonra seçim var. Yine götürüp götürüp aynı yere oy verirseniz sonuçta gelinen nokta budur. Bu noktayı aşalım. Bu nokta sizi de bizi de zarara sokan bir nokta. Eylem yapmaya kalksanız, polis gelecek Toma’yla saldıracak. Direnemezsin. O nedenle ben işçi sınıfının örgütlü olması gerektiğini düşünüyorum.’' CİHAN