Meşhur bir kurbağa hikayesi var hani.
Kaynar suya atılan bir kurbağa, canı anında yandığı için direkt su dışına sıçrar.
Ancak soğuk ve rahatlatıcı bir suya koyulan kurbağanın içinde bulunduğu su yavaş yavaş ısıtıldığı zaman, kurbağa durumun farkına varmaz. Ve su kaynayana kadar ya da daha doğrusu haşlanana kadar o suyun içerisinde kalır. Ve en nihayetinde canını verir.
***
Türkiye’nin ve içinde yaşayan insanların içinde bulunduğu durum tam olarak da böyle.
Kaynar suya atılma ihtimalini görüyor halkımız her seçim dönemi.
***
Geçmişte yaşadıklarını ya da dedelerinden duyduğu o yaşanmışlıkları tekraren görmemek için sürekli kendisini konfor alanına en uygun yer olan o soğuk suya atlıyor. Halbuki diğer suyun halen kaynamakta olup olmadığını dahi bilmiyor.
Ve akabinde başlıyor su kaynamaya.
***
Vergiler artıyor.
Zamlar yağıyor.
KDV oranı artıyor.
Beklenen iyileştirmeler yapılmıyor ya da geciktiriliyor.
Döviz uçuyor.
Yatırımcı kaçıyor.
Borsa spekülatörlere yem ediliyor.
Kira, ev, arsa, araba vb temel ihtyiaç sınıfına dahil edilebilecek ürünleri alabilmek imkansızlaşıyor.
Enflasyon yeniden canavarlaşıyor.
Ama su yavaş yavaş kaynatıldığı için hiç kimsenin haberi olmuyor. Ya da alışa alışa o kaynar suda haşlanmaya başlıyor, devam ediyor.
***
Hasılı olan ne suyu kaynatana ne suya ne de o suyu kaynatan/kaynattıran objelere oluyor.
Olan yine suyun içerisindekilere oluyor.
Ha tabi burada suyun içindeki seçiyor suyu kaynatanı da koyanı da kaynattıranı da.
Ondan dolayı, Konya tabiri ile, “Fazla şiitmemek lazım”
Vesselam.