Pak Eğitim İşçileri Sendikası Genel Başkanı Abdullah Kayışkıran, bazı özel okullar ve dershanelere yönelik ortaya konulan tavırlara tepki gösterdi. Kayışkıran eğitim ve öğretim hakkının engellenemeyeceğini ve cadı avı tarzında yapılan uygulamaların tasvip edilemeyeceğini belirtti.
Pak Eğitim İşçileri Sendikası Genel Başkanı Abdullah Kayışkıran, yaptığı açıklamada, eğitimin, bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan ve politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor bir kavram olduğuna dikkat çekti. Kayışkıran, “Bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreç olarak tanımlanmıştır. Fakat son günlerde Türkiye’de Sayın Başbakan'ın ifadelerini kendilerine emir telakki eden bazı belediye başkanları, ülkemizin güzide kurumlarını anlamsız ve sudan bahaneler üreterek cadı avı başlatmaktadır.“ dedi.
Bunlardan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, 18 yıldır Antalya ilinde eğitim ve öğretim hizmetinde bulunan Toros Koleji'ne ait okulun yıkımıyla sonuçlanacak bir sürecin önünün açıldığına işaret eden Pak Eğitim İşçileri Sendikası Genel Başkanı Abdullah Kayışkıran, “Bir okul arsasının imar planının iptaline yol açacak bir karar alındı. Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin Ağustos ayı meclis toplantısının devam oturumunda, Toros Eğitim Kurumları’yla ilgili iki önemli karara imza atıldı. Bunlardan ilki 1996 yılında Narenciye olarak bilinen bölgede faaliyetine başlayan özel okul ile ilgili oldu. Muratpaşa ilçesindeki 18 yıllık okulun imar planı değiştirilerek yıkılmasının önü açılmaktadır, bununla birlikte Bolu ilimizin Belediye Başkanı Alâeddin Yılmaz’ın talimatı ile imar müdürlüğü zabıta memurlarının Fatih Koleji’ndeki uygulamaları akıllara durgunluk vermektedir. Yıllardır Bolu ilimizde fedakârca çalışan ve Bolu ilimizin Türkiye ve dünyada tanıtılmasında büyük katkılar sağlayan halkın göz bebeği kurumların kapısına kilit vurulmak istenmektedir. Yapılan bu faaliyet halkımızı derinden yaralamakta ve yöneticilerimizden ve devlet adamlarımızdan beklenen tavırları boşa çıkarmaktadır. Aynı uygulama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından da Özel Fem Dershanelerine yapılmakta ve bu kurumun tabelaları gecenin derin bir saatinde belediye yetkilileri tarafından getirilen vinçlerle yerinden sökülmektedir. Fem Dershaneleri İstanbul iline yıllarca eğitim adına değer katmış ve her yıl üniversite giriş sınavlarında birincilikler çıkarmış bir kurum olarak, yapılan davranışları hem halk nazarında hem de Hak nazarında hak etmemektedir. Yapılan bu anlamsız davranışların bir an önce terk edilmesi, kanayan yaraların bir an önce tedavi edilmesi adına vicdanlı ve adaletli yetkililerin harekete geçmesi gerektiğine inanmaktayız.” diye konuştu.
Pak Eğitim İşçileri Sendikası Genel Başkanı Abdullah Kayışkıran; kanun önünde herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kayışkıran, "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.“ ifadelerinin yer aldığı Anayasamızın 10. Maddesi’ni hatırlatarak, sonuçta hükümet yetkililerinin bir gruba yönelik cadı avı başlatmasının Anayasanın 10. Maddesi'ne de aykırı düştüğünü vurguladı.
Kayışkıran, şöyle devam etti: “İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'ye Ek Protokol Madde 2 Eğitim hakkı: Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir. Gerek Anayasamız gerekse İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin sözleşmede hiçbir şahsın eğitim alma hakkı elinden alınamaz. Dolayısı ile anlayışına ve bakış açılarına güvendiğimiz devlet adamlarımızın, yapılan bu haksız ve anlamsız uygulamalara bir an önce son vermelerini beklemekteyiz. Bu kurumlarda çalışan binlerce eğitim emekçisinin ve ailesinin yapılan bu hukuksuz davranışlarla gelecek kaygısı duyması onarılmaz ailevi ve sosyal yaralar açacağını, toplumsal bir kaosun ülkemizi zor durumda bırakacağına inanmaktayız. Yapılan cadı avı uygulamasının çözümü adına yetkili mercileri ve sivil toplum kuruluşlarını göreve davet etmekteyiz.“
CİHAN