Ruh halleri farklı iki takım vardı sahada…
Hem de belirgin bir fark…
Gerek fiziksel gerekse de takım kimyası adına…
Bu fark hem oyuna, hem de skora yansıdı…
Farkı olan Erciyesliler sadece maç kazanmakla kalmadılar, kendilerine olan özgüvene de “merhaba” dediler...
xxx
Maç nasıl kazanılır?
Önce iyi bir tutanınız…
Sonra kale gibi savunanız…
Daha sonra pas vereniniz…
En önemlisi ise iyi bir atanınız…
Ve inancınız...
Ve de direnciniz…
Yoksa bunlar “topalsınız” demektir…
Yukarıda saydıklarımın hangisi vardı Erciyesspor maçındaki Torku Konyaspor’da?
“Var” diyen ya da diyenler bir adım öne çıksın…
Varsa biz de bilelim…
Şimdi…
Tutanınız kim?
Kaya...
Savunanınız kim?
Ömer Ali, Kokaloviç, Selim Ay, Vukoviç...
Orta sahanız kime emanet?
Uğur İnceman, Ali Çamdalı ve Mehmet Güven'e...
Atanınız kim?
Marica, Hasan Kabze, kerhen de Kenan Özer...
Erciyesspor maçında penaltı pozisyonunun dışında Marica'yı gören var mı?
Hasan'ı ve Kenan'ı da...
Yok…
Ya da diğerlerini?
Ben görmedim…
Gören varsa söylesin…
Torku Konyaspor’un Erciyesspor maçındaki fotoğrafı bu…
Böyle bir durumda bu takım nasıl maç kazanacak, nasıl puan alacak?
Bir maçı kazanmak için, önce direneceksiniz ya da mücadele göstereceksiniz…
Bu direnci ve mücadeleyi göstermek için psikolojiniz iyi olacak…
Artı yeterli bir fizik gücünüz de…
Yoksa bunlar yine “topalsınız” demektir…
Ne 3'ü, ne de 3'ün birini...
Koklatmazlar adama…
Puanlar aslanın midesinde…
Maçtan önce 17 puanı olan Erciyesspor bile canını dişine takmışken, senin oyuncularının yürümeye mecali yoksa, bunun araştırılması gerekmez mi?
Bundan sonraki maçlarda, sana kırmızı görmüş boğa gibi saldıracak takımlara, sen bu halinle nasıl cevap vereceksin?
HAKEMLER
Maçın hakemi Fırat Aydınus ve yardımcıları da en az Torku Konyaspor kadar kötüydü…
Erciyesspor'un kazandığı penaltıların ikisi de tartışılmaz...
Eyvallah...
Ama Marica'nın pozisyonu da tartışılmaz...
Vermedi...
Fırat'a izlettirip, gözüne sokacaksın o pozisyonu...
Canı yanacak biraz...
Gözüne çöp girince, anlayacak insanın canının nasıl yandığını!
Aydınus skoru etkiledi mi?
“Hayır” diyeni Allah çarpar…
Abartmıyorum; belki de maçı bir taraftan aldı, diğer tarafa verdi, 11. dakikada...
Ama…
Bu lige tutunacaksan hakemi de yeneceksin…
Başka çaren yok…
Yani, çare kendinsin.
xxx
Şeytanın avukatlığı gibi algılanmasın...
Oyuncular ile teknik adamların arasında köprüler atılmış, saflar netleşmiş, elmanın içine de kurt girmişse, bu saatten sonra dikiş tutması beklenmesin...
Oyunun aktörleri birbirleri ile duygu ve hedef birlikteliğinde değillerse eğer, bu takımda huzur da olmaz, umut da olmaz, başarı da…
Yapmacık ve maskeli sahte sevgi gösterileri ile bir yere kadar gider bu birliktelik…
Eveleyip gevelemenin alemi yok…
Sözün özü şu; Türkiye’de futbolcuya dayalı bir düzene mahkum ise kulüpler, hele de sağlıklı bir ekonomisi olmayan, siyasilerin ve işadamlarının sıçrama tahtası Torku Konyaspor ise bu kulüp! sözün bittiği yerdeyiz...