Keçecizâde Fuad Paşa’nın sadrazamlığında İstanbul’un Ermeni zenginlerinden biri ölmüştü…
***
Katolik Ermeniler, bu kişinin ölümünden az evvel Katolik mezhebine girdiğini söylüyorlar, Gregoryenler ise, onun kendi mezheplerindeyken öldüğünü iddia ediyorlardı…
***
Ölünün çok zengin olması sebebiyle, her iki kilise, iddialarında ayak diretiyorlardı… Münakaşa, ihtilaf ve gürültü çıkaran Katoliklerle, Gregoryenler, büyük kavgalara girmek üzereyken mesele hükümete aksettirildi…
***
İki taraf da sadrazamdan hakem olmasını rica ettiler… İnce zekâ, zarafet ve hazırcevaplığıyla şöhret bulan Sadrazam, önce Katolik Ermenileri dinledi ve meseleyi iki soruyla halletti...
***
İlk önce Katoliklere dönerek;
“Müteveffanın Katolik olarak öldüğüne emin misiniz?” diye sorunca hemen cevap verdiler;
“Tamamıyla eminiz Sadrazam paşam bizdendi...”
***
Sadrazam ikinci soruya geçti; “Demek ki müteveffanın ruhuna siz sahip çıkıyorsunuz?
***
Sadrazamın makamını dolduran Katolikler; “ Evet!” diye bağrıştılar…
***
Sadrazam’da cevabı yapıştırdı; “O halde insaf edin, cesedi de Gregoryenlerin olsun!”
***
Mesele halloldu…
***
Konya’da maalesef yeni farklı bir o kadarda çirkin bir süreç başladı… Kim nerden tutsa, karşısından gizlice tutup çekiştirenlerin bulunduğu tuhaf bir dönemi yaşıyoruz… En basit meselemizi bile içinden çıkılmaz hale getiriveriyoruz…
***
Konya birilerine göre tam da bu zaman “Altın Çağını” yaşayacakken, her anlamda en “kısır” dönemine girdi diyebiliriz… Gonya tabiriyle, “Kokutmadan, bir aman, bir kusur asmadan, Adam yetiştiremiyoruz… Anlayacağınız helali mundar etmeden yiyemez hale geldik…
***
Emek zahmet yetiştirdiklerimize de Ankara burnunu kıvırıyor…
***
Yukarıdakileri de sanki burası göndermemiş gibi…
***
Gelin hep birlikte, otomobil fabrikası nasıl kurulur, metro inşaatı ne zaman başlar, şehrin merkezi bütçeden payı nasıl artırılır, istihdam sorunu nasıl çözülür, içimizden kimleri yukarılara göndermeliyiz onları konuşalım…
***
Birbirini çekiştiren, hırpalayan, örseleyen bir hal var üzerimizde… “Ekip olmayı” yanlış anlamış, birbirine karşı ekip kurup, mücadele eden insanlar olduk… Bir araya gelip bu şehrin hem ruhuna hem bedenine sahip çıkacak işler yapamıyoruz…
***
Bu da birilerinin işine gelirken, inanılmaz keyf alıyorlar…
***
Kaybediyoruz hem şehrin bedenini en çokta ruhunu…