CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Adalet ve İçişleri bakanlıklarına yaptığı atamayla kendisini, yakınlarını ve ekibini korumaya aldığını, kendi iç kabinesini kurduğunu" öne sürdü.
Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, TMSF yönetiminde bulunan Sabah-ATV'nin, 2008'de Çalık grubuna satılması, bu satışın 750 milyon dolarlık bölümünün Halkbank ve Vakıfbank'tan kredi yoluyla karşılanmasının uzun süre tartışıldığını anımsattı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun, kredi şartlarındaki ciddi riske dikkat çektiğini ifade eden Kart, Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesinde olan kredinin, 3 yıl ana para ödemesiz, toplam 10 yıl vadeyle verildiğini belirtti.
Kart, imtiyazlı şartlarla krediyi alan Çalık grubunun, bu ödeme şartlarına da uymadığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkbank'ın, devlet sırları misyonunun bulunduğu gerekçesiyle, 17 Aralık'ta başlatılan yolsuzluk operasyonunun üstünü örtmek isteyen, hedef saptırmak isteyen Başbakan, öncelikle bu tablonun hesabını vermek zorundadır. Halkbank ve kamu bankaları, Hükümet'in kişisel ve siyasi çıkar ilişkileri için bir araç haline getirilmiştir.
Çalık Grubu, Sabah-ATV'yi, Kalyon grubuna satmıştır. Turkuvaz medya grubuna ait medya organlarının satın alınması için Başbakan'ın talimatıyla ve eski Ulaştırma Bakanı'nın sorumluluğunda, Hükümet'e yakın olan iş adamlarından 100'er milyon dolar imece usulüyle para toplandığı ve bu paranın 550 milyon dolara ulaştığı basına yansıyan bilgiler arasındadır. 17 Aralık'ta başlatılan operasyonun ikinci ayağında araştırılacak suçlamalar arasında bu olayın da bulunduğu bilgisi kamuoyuna yansımıştır."
Kart, Ak Parti İstanbul Milletvekili'nin 4,5 milyon doları aklama, suç delillerini ortadan kaldırma girişiminde bulunduğunu öne sürerek, bunu yetkili mercilerin dikkatine sunacaklarını belirtti.
Kabine değişikliğine ilişkin bir soru üzerine Kart, bakanların başarılı olmasını temenni etti. Kart, ancak bunun olamayacağını savundu.
Kart, "Başbakan'ın, Adalet ve İçişleri bakanlıklarına yaptığı atamayla kendisini, yakınlarını ve ekibini korumaya aldığını, kendi iç kabinesini kurduğunu" öne sürdü. Kart, Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarından önce hep AK Parti içindeki hiyerarşik ilişkilerin öne geçtiğini ileri sürdü