Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan Allah’a (c.c) hamdolsun. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) salat ve selam olsun.
Yine bir eğitim öğretim yılının sonlarındayız. 20 milyon civarında öğrencimiz karne alacaklar. E Okul kayıtlarından okul notlarımızı görebiliyoruz. Bu teknolojik imkân nedeniyle tam olarak bir karne heyecanı yaşamayabiliriz. Eğitim öğretim yılı boyunca hangi dersten, hangi sınavdan kaç puan aldığımızı gösteren karnemiz bugün elimizde olacak inşallah. Yılın sonunda aldığımız karnemizde yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı (tam olarak yansıtmasa bile) karnemizde yazılı olarak göreceğiz. Nihayetinde ömrümüzden bir yılın daha kayıp gittiğini ve ahirete de bir yıl daha yaklaştığımızı göreceğiz. Ahiret karnemizde en küçük ayrıntısına kadar, hiçbir haksızlık yapılmadan her şeyimiz tas tamam kayıtlı olacak. “O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.” (Kıyame Suresi 13)
Dünya hayatı geçicidir ve bir imtihan yeridir. Herkesin yaptıklarının ve yapmadıklarının karşılığını alacağı ahiret günü gelecek. Bu Dünya hayatının fani olduğuna ve ebedi olan ahiret hayatına iman eden insanlarız. Hepimiz, Dünya hayatında iken yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı karşımızda göreceğimiz ahiret hayatına “her gün, bir gün daha” yaklaşmaktayız. “Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.” (İnfitar Suresi 1-5)
Akıllı insan dünyayı imar ederken bile ahiret öncelikli çalışır. Okul sırasında, kantinde, yazılı ve sözlü sınavlarda, yıl sonu etkinliklerinde! hep ahiret öncelikli yaşar inançlı insan. Ve Peygamber Efendimizin şu ikazını aklından hiç çıkarmaz; “Beş şey gelmeden önce, şu beş şeyin kıymetini bilin:
1- Hastalıktan önce sağlığın,
2- Meşguliyetten önce boş vaktin,
3- Fakirlikten önce zenginliğin,
4- İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin,
5- Ölmeden önce hayatın, dünyada âhireti kazanmanın kıymetini bilin!”
* * *
Benim canım kardeşim; Hepimiz biliyor ve inanıyoruz ki “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” (İsrâ Suresi 14) denilecek olan âhiret muhakkak gelecek. O gün, her birimiz Dünya hayatımızın karnesi ile baş başa kalacağız. Bu karnede elbette namazımız, orucumuz olacak. Helal haram hassasiyetimiz, dürüstlük kalitemiz olacak. Kimileri için endişeli, kimileri için korku dolu ve kimileri için de heyecanlı olacak ahiret günü. Ve üzerimizde hakkı bulunan her varlık o gün bizden hakkını alacak. O gün iflas edenlerden olmamak için Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ikazına dikkat edelim; “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zina isnâd ve iftirasında bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede Cehenneme atılır.”
Canım kardeşlerim;
Mahşer günü elimize verilecek olan karnemizde nelerin olmasını istiyor isek onun temelini bu hayatta atalım. Merhamet sahibi olup olmadığımızın hesabının sorulacağını unutmayalım. Ne olur, âhiret günü yapılacak olan pişmanlığın hiçbir faydasının olamayacağını bilelim. Ve “Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım” (Fecr suresi 24) dememek için gayret edelim.
Ahiret karnemizde kayıtlı olan amellerimiz için “bilmiyordum, haberim yoktu, herkes yapıyordu, çoğunluk yalan söylüyordu, kalbimin temiz olduğunu zannediyordum, şartlar zor idi” vb. mazeretler fayda vermeyecek. Bunu hepimiz biliyoruz. Herkes yaptığının karşılığını alacak. Bu nedenle hiç kimse bilmiyormuş! gibi de yapmasın. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir. (Zilzal Suresi 6- 8)
İyilik ve güzelliğin ölçüsünün İslam olduğunu bilen; hayat karnesinin yanında takdir belgesi de alarak Peygamber Efendimize (s.a.v.) komşu olabilmek için çırpınan öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve velilerimize selam olsun. Allah’a emanet olunuz.