Ebu Hureyre (r.a)’den gelen bir rivayette Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kim bir müslümanın ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki bir sıkıntısını giderir. Kim de bir müslümanın ayıp ve kusurunu gizlerse, Allah da onun kıyamet günü o kimsenin ayıp ve kusurunu gizler.” (İbn Mace, nr. 225.)
Enes b. Malik (r.a)’ten gelen bir rivayette Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz kendisi için arzu edip istediğini, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe iman etmiş olmaz.” (Müslim, İman, 71.)
Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir: “Allah (c.c), merhamet etmeyen kişiye merhamet etmez. Affetmeyeni affetmez.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Merhametli olanlara, Allah da merhamet eder. Sizler yerde olanlara merhamet edin ki, gökte olanlar da size merhamet etsin.” (Tirmizi, nr. 1924.)
Başka bir Hadis-i Şerif’te Efendimiz (s.a.v):
“İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez.” (Buhari, nr. 6376.) buyurmuştur.
Katâde’nin dediğine göre İncil’de şöyle geçer:
“Ey insanoğlu! Başkalarına karşı merhametli olursan merhamet bulursun. Allah’ın yarattıklarına karşı merhametli olmayan, Allah’tan nasıl merhamet bekler?”
Düşene, düşecek olana tekme atıp çelme atmak veya yükselmek için birilerinin sırtına basmak yanlış bir davranıştır. Kötü olanın iyi olması için uğraşmak vazifemizdir. Düşene el uzatmak, nasihat isteyene nasihat vermek bizim vazifemizdir.
Beklentimiz ve isteğimiz insanların kötülüğü olamaz. Günahına şahit olduğumuz kimse için yapmamız gereken şey ondan nefret etmek ya da onu rezil etmek olmamalı, onun affı için Allah’a yalvarmak olmalıdır.
Gününüz hayırlı, bereketli olsun.