Karbon İzi Yalanı

Süleyman Küçük

Karbon ayak izi nedir ve neden hesaplanır diye hiç sordunuz mu kendinize?

Ya da bize karbon ayak izini dayatanlar, kendilerinin karbon ayak izini neden açıklamazlar diye.

Küresel egemenlerin tariflerine göre; Karbon ayak izi insanların gündelik hayattaki faaliyetleri ile tükettikleri gıdaların üretim ve kullanım aşamalarında, kullandıkları araçların ise, atmosfere yaydıkları karbondioksit gazı dâhil, tüm sera gazlarının (CO2) ton eşdeğeri cinsinden miktarını ifade ediyor.

Şimdilerde bu tanıma evlerdeki enerji tüketimi ve ulaşım (araba ve uçak) dâhil olmak üzere fosil yakıtların yanmasından ortaya çıkan CO2 miktarının ölçüsüne “Birincil Ayak izi”, kullandığımız ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 miktarının ölçüsüne ise, “İkincil Ayak izi” deniliyor.

Dünya yaratıldığından beri var olan karbondioksit ve diğer sera gazları şimdilerde en büyük düşman ilan edildi.

Üstelik karbondioksit gazının sanayide makinelerin soğutulmasında ve alanın iyi bir şekilde havalandırılmasında, sera alanlarında gübreleme faaliyetlerinde ve endüstri alanında metal yüzeylerin temizlenmesinde ve yangın söndürme cihazlarında kullanılmasına rağmen.

Dahası karbondioksit gazı Sağlık alanında çok önemlidir ve bakteri ve mikrobun üremesinin sınırlandırılmasında yaygın olarak kullanılıyor olmasına rağmen.

Yirminci yüzyıla gelindiğinde endüstriyelleşmenin artması bahane edilerek atmosferdeki gazların miktarının artmış olmasının küresel ortalama sıcakları artırması ve iklim değişikliği nin baş sebebi ilan edildi.

Bugün, ''Karbon salınımını azaltmak lazım'' diyen ülkelerin tamamı, bu gün bile düşük maliyetle enerji elde edebilmek için kömür yakarak dünyayı berbat etmektedirler.

Kendi suçlarını örtbas etmeye dönük olarak da az gelişmiş ülkelere karbon ayak izi dayatması yapmaktadırlar.

Hâlbuki çok kirleten çok öder kuralı işletilerek enerji kaynaklarını sınır tanımadan kullandıkları için hem gelişmekte olan ülkelere tazminat ödemeleri hem de getirilen sınırlamaları öncelikle kendilerine uygulamaları gerekmektedir.

İnsanlığın geleceği için yeşil enerji kaynaklarının kullanılmasını dayatanlar kullandıkları fosil yakıtların dünyamıza verdiği zararların da bedelini ödemelidirler.

İnsanın kendileri dünyayı diledikleri gibi kirlettikten sonra şimdi yapmayın durun ne yapıyorsunuz demeleri devam ettikleri yaşam tarzlarına bakınca çok yüksek kalitede bir sahtekâr ve düzenbazlar olduklarını gösteriyor.

Bir aylık sürede 500 TL elektrik, 160 TL doğalgaz, 400 KM araç yolculuğu, 2 uçak yolculuğu yaptığınızda size 7 tonluk C02 kotanız doldu diye şehir içinde bile yolculuğu yasaklamak isteyecek sahtekârları kendi özel jet ve tekneleri ile 1 yılda yaptıkları yolculukların karbon miktarını asla açıklamayacaklardır.

Diğer taraftan son yılların yükselen trendi olarak tanımlanan elektrikli araçlar ayrı bir düzenbazlığın sonucudur.

Benzin ve dizel yakıt kullanan içten yanmalı araçların karbon değerlerini hesaplayan bu sahtekârların iddia ettiği gibi elektrikli araçlar sıfır emisyona sahip değillerdir.

Çünkü elektrikli araçların en önemli bileşeni olan bataryalar elektrik üretmezler. Sadece üretilmiş elektrikleri kullanırlar.

Bu araçların elektriği nerede ve hidroelektrik, kömür, atom santralleri ya da dizel jeneratörlerle nasıl üretilir ve nakledilir diye de hiç hesap yapmazlar.

Çünkü elektrikli araba ve yeşil enerji havarisi olanlar araçların bataryalara yakından baktıklarında rüzgâr türbinlerinden güneş panellerine kadar kullanılan malzemelerin hiçbir zaman karbon ayak izinin hesaplanmadığını göreceklerdir.

FARKINDA MIYIZ?

Sıfır emisyonlu araç olduğu iddia edilen elektrikli araçlarla ilgili gerçeklere bakıldığında; Tipik bir elektrikli araba bataryası 450 kg ağırlığında olduğu kabul edilirse, bu batarya içinde 11 kg lityum, 27 kg nikel, 20 kg manganez, 14 kg kobalt, 90 kg bakır ve 180 kg alüminyum, çelik ve plastik bulunuyor.

İçinde ise 6 binden fazla bireysel lityum-iyon hücresinin var olduğu görülecektir.

Ayrıca her bir araç bataryası için de 11.000 kg tuz lityum, 15.000 kg kobalt ve nikel ve 11.000 kg bakır minerali ile 2.270 kg reçine gerekmektedir.

Bize karbon ayak izini dayatanların neden kendi karbon ayak izlerini açıklamadıklarını umarım anlatabilmişizdir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.