Son iki haftadır köşemizde çocukların ve ada sakinlerinin Karatay Belediyesi’ne seslerini duyurabilme adına isteklerini yazmıştık. İki haftadır ifade etmeye çalıştığımız yazının özeti kısaca şu:
Karatay gelişmeye müsait ve gelişmekte olan bir ilçemiz. Gelişirken de yeni yeni binalar yapılmaktadır. Oyun alanlarına apartmanlar yapılan çocuklar, oyun içinde belediyeden park talep etmektedirler. Çocukların oyun oynayabilecekleri park yapılmayınca, çocuklar bu sefer kendi aralarında Karatay Belediye Başkanı Sayın Mehmet Hançerli’ye mektup niyetinde bir dilekçe yazmışlar. Dilekçenin (2 Eylül 2013 Pazartesi günü Sayın Hançerli adına verdikleri 18638 ve 18640 kayıt no’lu dilekçeler) verilmesinden bu yana üç aya yakın bir zaman geçmesine rağmen hâlâ Karatay Belediyesi’nden (olumlu) bir cevap gelmedi.
Karatay Belediyesi’nde geri dönüşüm (olumlu) olmayınca, bir arkadaşımızın Meram Belediye Başkanı’nın geri dönüşümü ile ilgili anlattığı hatıra aklıma geldi. Aynen aktarıyorum:
Meram Belediyesi’nde bir işim vardı. Köyden gelip belediyeye vardığım zaman üç-dört kişi tatlı yiyorlardı. Selam verdim ve afiyet olsun diyerek yanlarından geçtim. Onlarda usulende olsa da buyur demediler. Neyse işimi halledip köye geri geldikten sonra Meram Belediye başkanına durumu anlatan bir mektup yazdım. Amacımın tatlı olmadığı sadece Meram Belediyesi’ne sosyo-ekonomik seviyesi farklı birçok insanın girip çıktığı ve çalışanların bu konuda daha dikkatli olmaları konusundaki duygu ve düşünlerimi ifade eden bir yazı yazdım.
Bir hafta sonra Meram Belediye Başkanı telefonla arayarak: “Hassasiyet ve duyarlılıkları nedeniyle teşekkür ettiklerini, her zaman kapılarının açık olduğunu ve en kısa zamanda çay içmeye beklediklerini” söylediler.
Yine bu konuda bir okurumuzun geçen haftaki yazıma yaptığı yorumu (gazetemizin internet sitesinden bakabilirsiniz) da sizinle paylaşmak istiyorum: …“Meram Belediyesine attığım sineklerle ilgili mesaj için Belediye Başkanının Özel Kaleminden özellikle telefonla aradılar.”
Anlatılanlara bakılırsa bu çocuklar Meram’da otursalardı ve dilekçeyi de Meram Belediyesi’ne vermiş olsalardı herhalde en azında istekleri yerine gelmese de çocukların gönülleri alınır mıydı bilmem. Fazla yorum yapmak istemiyorum. Konuyla ilgili yorumu size bırakıyorum.
“… Bizlerin ümit ve hayallerini kırmayacağınızı biliyor ve sizleri de yıllarca hayırla yâd etmek için çocuk parkımızın yapılmasını dört gözle bekliyoruz.(02.10.2013)
Çocukların dilekçelerindeki son paragraf beni yıllar öncesine götürünce eski muhtarımızı hayırla yâd etmemek olmaz. Keşke dedim imkânım olsa da hem bu çocukların hayalleri gerçekleştirebilsem hem de dualarını alsam diye geçirdim içimden. Fakat imkânsızlıklar elimi kolumu bağlıyor.
Bu çocuklar, hayal kırıklığı yaşayınca içime bir hüzün kapladı. Kelimeler boğazımda düğümlendi. Bu duygu ve düşünce içinde iken çocukluk dönemime gittim. İçimde güneş gibi parlayan ve aklıma geldikçe de hayır yâd edip dua ettiğim eski muhtarımızın çocuklara yaptığı hizmetin buruk sevincini yaşadım.
Köyde yaşayanlar daha iyi bilirler. Aşağı yukarı her mahallenin bir mahalle odası birde harman yeri vardır. Mahalle odalarında yolcular konaklarken harman yerleri de toplu etkinlikler için kullanılırdı.
Harmanlar düz olduğu için köylünün harman kaldırdığı, kışlıkların kurutulduğu, düğünlerde pilavların verildiği, bayramlarda mahalle sakinlerin yemek yediği, çocukların oyun oynadıkları yerlerdir. Şehir tabiriyle miting alanları ya da hükümet meydanlarıdır.
Çocukluğumuz köyde geçtiği için topumuzu genelde harman yerlerinde oynardık. Harmanlar da top oynamak güzel fakat bazı sıkıntılarını da beraberinde getiriyordu. Topumuz harmanın etrafındaki bahçelere kaçtığı zaman bahçe sahipleriyle sıkıntılar yaşardık. Birçok kez topumuzun kesildiğini ya da alıkonulduğu hatırlıyorum. Bunun yanında yazları harmanda top oynamak daha da sıkıntılı olmaktadır. Ekinler biçilip ya harmana yığılmıştır ya da kışlıklar kurutulmak için harmana serilmiştir. Yazları harman yerleri, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi olurduk.
Bir gün bir baktık köye bir dozer gelmiş ve köyün girişindeki eğimli araziye düzleştirmeye çalışıyor. Biz zannettik ki köye ya bir şey ya da yol yapılacak. Çalışma sahasına vardığımızda herkesin yüzü gülüyordu. Meğer top sahası yapılacakmış. Diğer çocuklar gibi bizde sevincimizden hopluyorduk. Bir hafta sonu sahamız hazırdı hatta kale direklerimiz bile dikilmişti. Sanki günümüz “Olimpiyat Stadı” gibiydi. Artk taş kalelerden kurtulmuşuz, gollerimizin de gol mü değil mi tartışması da son bulunmuştu. İşte bize göre köye gelmiş geçmiş yapılan en güzel hizmet buydu. Çünkü çocukluğumuzu doya doya yaşamamızı sağlamıştı.
Sonuç olarak bana göre belediye başkanları ve muhtarların yapacakları en iyi hizmet çocukların çocukluklarını yaşamalarını sağlayacak hizmetlerdir. Çünkü bu, çocukların çocukluklarını yaşamalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine imkân sağlayacaktır. Bu amaçla bu hizmetleri çocuklara sunanlara (belediye başkanı, muhtar…) şükranlarımı sunuyorum. Eğer vefat eden varsa rahmetle, hayatta olanlara da saygıyla anıyorum.
SON DAKİKA: Karatay Belediyesi’nin sanal âlemde (e mailime) çocukların dilekçelerine verdiği cevap (“…Yerin hazır olmadığı görülmüştür” diyerek kapatılmıştır.) pek aklımıza yatmadı. Bu cevaba bakılırsa Karatay Belediyesi bahsedilen yere bakmaya dahi gitmemiş gibi. Bahsedilen yer halen apartmanlar ortasında parke taşlarla çevrili toprak alan olarak durmaktadır. Bir çalışana neden böyle bir cevap verilmiştir diye sorduğumda siyaset bu “Yapmamak için” diye cevap verdi. Sanki belediyenin gerekçesi “Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar.” der misali. Karatay Belediyesi’nin yapmaya niyeti olmadıktan sonra ne yazılsa ne konuşulsa boştur diye düşünüyorum.
Olan çocuklara oldu. Keşke hayalleri yıkılmasaydı. Keşke çocukluklarını yaşabilecekleri yerler olsaydı. Keşke yıllarca hayırla yâd edebilecekleri başkanları olsaydı. Ve keşkeler hayaller yıkılınca uzar gider…