Nedenini bilmiyorum, ama Konyaspor’un iki yakası bir türlü bir araya gelmiyor… İktidar olup da muktedir olamayanların çoklukta olduğu bu şehirde garipliklerin bir türlü ardı arkası kesilmiyor…
Konyaspor camiası bütün sancılarını iç kanama olarak yaşardı… Ya da ben öyle bilirdim… Bu kez kanama dışa taştı… Mustafa Eraydın ve altyapıdaki sürtüşmeler fitili ateşledi, ateş yangına döndü bir anda…
Ve yönetimin önemli isimlerinden Hilmi Kulluk ile Abbas Kılınç’ın istifa depreminin ardından diğer artçı depremlerle sarsıldı Konyaspor… Artçı depremlerin arkası gelir mi gelmez mi, bilemem ama, bildiğim bir tek şey var, o da teknenin su aldığıdır…
Burada yiğidin hakkını yiğide de vermek lazım… Yönetim içinde çok güçlü ve duruşu olan Hilmi Kulluk, iyi bir Konyalı ve iyi bir Konyasporlu olduğunu da göstermiştir… Farklı bir hesabı kitabı olsaydı, kulübü olağanüstü genel kurula götürebilirdi… Kulluk, böyle bir gücünün olmasına rağmen, bu duruşuyla da Konyaspor’u sahiplendiğini göstermiştir…
Şimdi…
Tekne su almaya başlamışsa küreklere daha bir gayretle asılmak nafiledir… Yarışa olduğun yerden, daha güçlü ve hızlı devam etmek niyetindeysen eğer, mürettebatı değiştirmek maksadıyla en yakın iskeleye rotayı çevirmek şarttır…
Batmak istiyorsan o ayrı…
O halde tam yol ileri!
İşin özü şu; Bahattin Karapınar’ın işi dünden daha çok zor… İşinin zor olduğunu da kendisi bal gibi biliyor… En önemli nokta burası işte…
Ve bir adım sonrasını söylüyorum buradan; Konyaspor kongre yapmalı…
Bahattin Karapınar ya daha güçlü bir yönetimle güven tazelemeli ya da ileride çıkacak bir arızadan dolayı sızlanmamalı…
Birileri istiyor diye de değil… Yasal olarak da değil… Mecburiyetten yapmalı… Hem Konyaspor’un selameti için hem de kendi sarığına leke sürmemesi için…
“Konyaspor şampiyonluk kapısına dayanmışken, dümeni hedefi olan bir teknik adama teslim etmişken, zamanı mı şimdi?”
Demeyin…
Bana göre tam zamanı…
Eğriye eğri doğruya doğru… Bir gidenlere bir de gelenlere bakın… Kişiliklerine lafımız olamaz… Gelen insanların birçoğunun “he” deyince çıkarıp 10 milyarı masaya bırakması mümkün değil… Bırakın kulübü yürütmeyi, kendi gemilerini bile zor yürütüyorlar bu insanlar… Hele hele ülkenin ekonomik bir tranva geçirdiği bir dönemde…
Derdimiz şahıslarla ve yaptıkları işlerle değil… Kompleks ve saplantı ile de yazmıyorum bunları… Koskoca Konyaspor’un hak ettiği şekilde yönetilmesi, kendi kimliği ile var olabilmenin gururu ve asaletini yaşamasıdır tek isteğim…
Çok şey mi acaba?
Evet, Konyaspor’un dünden daha çok bugün desteğe, paraya, yenilenmeye ihtiyacı var… Ama, Bahattin Karapınar ve ekibi “biz bu işin üstesinden geleceğiz” diyorlarsa da, feneri gözlerine değil, önlerine tutmak yakışır bizlere…
Konyaspor camiası bütün sancılarını iç kanama olarak yaşardı… Ya da ben öyle bilirdim… Bu kez kanama dışa taştı… Mustafa Eraydın ve altyapıdaki sürtüşmeler fitili ateşledi, ateş yangına döndü bir anda…
Ve yönetimin önemli isimlerinden Hilmi Kulluk ile Abbas Kılınç’ın istifa depreminin ardından diğer artçı depremlerle sarsıldı Konyaspor… Artçı depremlerin arkası gelir mi gelmez mi, bilemem ama, bildiğim bir tek şey var, o da teknenin su aldığıdır…
Burada yiğidin hakkını yiğide de vermek lazım… Yönetim içinde çok güçlü ve duruşu olan Hilmi Kulluk, iyi bir Konyalı ve iyi bir Konyasporlu olduğunu da göstermiştir… Farklı bir hesabı kitabı olsaydı, kulübü olağanüstü genel kurula götürebilirdi… Kulluk, böyle bir gücünün olmasına rağmen, bu duruşuyla da Konyaspor’u sahiplendiğini göstermiştir…
Şimdi…
Tekne su almaya başlamışsa küreklere daha bir gayretle asılmak nafiledir… Yarışa olduğun yerden, daha güçlü ve hızlı devam etmek niyetindeysen eğer, mürettebatı değiştirmek maksadıyla en yakın iskeleye rotayı çevirmek şarttır…
Batmak istiyorsan o ayrı…
O halde tam yol ileri!
İşin özü şu; Bahattin Karapınar’ın işi dünden daha çok zor… İşinin zor olduğunu da kendisi bal gibi biliyor… En önemli nokta burası işte…
Ve bir adım sonrasını söylüyorum buradan; Konyaspor kongre yapmalı…
Bahattin Karapınar ya daha güçlü bir yönetimle güven tazelemeli ya da ileride çıkacak bir arızadan dolayı sızlanmamalı…
Birileri istiyor diye de değil… Yasal olarak da değil… Mecburiyetten yapmalı… Hem Konyaspor’un selameti için hem de kendi sarığına leke sürmemesi için…
“Konyaspor şampiyonluk kapısına dayanmışken, dümeni hedefi olan bir teknik adama teslim etmişken, zamanı mı şimdi?”
Demeyin…
Bana göre tam zamanı…
Eğriye eğri doğruya doğru… Bir gidenlere bir de gelenlere bakın… Kişiliklerine lafımız olamaz… Gelen insanların birçoğunun “he” deyince çıkarıp 10 milyarı masaya bırakması mümkün değil… Bırakın kulübü yürütmeyi, kendi gemilerini bile zor yürütüyorlar bu insanlar… Hele hele ülkenin ekonomik bir tranva geçirdiği bir dönemde…
Derdimiz şahıslarla ve yaptıkları işlerle değil… Kompleks ve saplantı ile de yazmıyorum bunları… Koskoca Konyaspor’un hak ettiği şekilde yönetilmesi, kendi kimliği ile var olabilmenin gururu ve asaletini yaşamasıdır tek isteğim…
Çok şey mi acaba?
Evet, Konyaspor’un dünden daha çok bugün desteğe, paraya, yenilenmeye ihtiyacı var… Ama, Bahattin Karapınar ve ekibi “biz bu işin üstesinden geleceğiz” diyorlarsa da, feneri gözlerine değil, önlerine tutmak yakışır bizlere…