Twiter da şimdilerde bir muhabbet dönüyor…
***
Şehrin göbeğinde akşam vakti yolları-kaldırımları işgal eden, kafe-nargileci-restoranlarla ilgili… Gariban seyyara gücü yetenler, mekan sahiplerine ses çıkartamıyor… Neden?
***
Milletvekili, müdürü-amiri buraların müdavimleri olursa, memuru ne yapar Allah bilir…
***
Şehir karanlıkla birlikte, sokak-sokak parselleniyor…
***
Trafiğe açık sokaklar masalarla doluyor… Kaldırımlar zaten hınça-hınç dolu…
***
Sen, trafikte telefonla konuşana kilitle arkadancezayı… Adamlar koca sokağı trafiğe kapatsınlar, yollara masa yerleştirsinler, tıkını çıkartma…
***
İşteo zamanda, normal vatandaş soru sormaya, öküz altından ikiz buzağı çıkarmaya başlıyor…
***
Kim, kime ne veriyor?Kim kime, kimin malını bağışlıyor? Diye…
***
Kanunla, hukukla yönetilen bir şehir olsaydık, şimdiye kadar, Büyükşehir Zabıta Müdürü ve Konya Trafik Şube Müdürlerine, görevi ihmalden dava açılırdı…
***
Bu kanunsuzluğa, neyin karşılığında nasıl göz yumulduğu sorulurdu…
***
Herkes soruyor; “Bu gücü kimden alıyorlar” diye…
***
Osmanlı döneminde söylenmiş bir söz var; “Padişah, yolda canı çekse, bir ağaçtan bir kayısı koparsa, yanındakiler ağacı kökünden sökerler” diye…
***
“Gücünü kimden alıyorlar” sorusuna bir nebze de olsa yukarıdaki söz cevap veriyor sanırım…
***
Kimse darılıp, gücenmesin, herkes işini yapsın kardeşim!
***
İşini yapanlara da, Allah dert-keder vermesin!
***
Amin diyin Müslümanlar!