Bursa Valisi Münir Karaloğlu, deprem riski büyük olan Bursa'da mühendislik hizmeti alınmadan yapılmış binlerce bina stoku olduğunu söyledi. Dönüşüm alanlarındajs sımfılfuf. 'Hadi kardeşim bu riski azaltalım, kentsel dönüşüm yapalım' dedikleri zaman karşılarına vatandaşın çıktığını belirten Karaloğlu, "Vatandaşın yüz metrekarelik bir gecekondusu var, 5 tane çocuğu varsa,'5 çocuğuna birer daire nasıl alırım'ın hesabını yapıyor. Kimse şunu demiyor; 'Bana güvenli konut lazım. 'Bana bir afette bir depremde çoluk çocuğuma tabut olmayacak bir konuta ihtiyacım var' demiyor. Bunu vatandaşa anlatmamız öğretmemiz lazım, yoksa kentsel dönüşümü bu günkü mantığı ile hızlandırmamız çabuklaştırmamız mümkün değil." dedi.
Mimar Mühendisler Grubu'nun düzenlediği 'Büyükşehirlerde Afet Yönetimi' toplantısına katılan Vali Karaloğlu, Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 70'inin 1. ve 2. derece deprem bölgesi olduğunu ve nüfusun yüzde 85-90'ının da bu bölgelerde yaşadığını söyledi. Vali Karaloğlu, "Riski yüksek bir coğrafyadayız. Peki bu riske bağlı olarak ne kadar hazırlıklıyız?. Türkiye'deki en büyük sorunumuz deprem veya afet öncesi süreci yönetme konusunda. Riski görüp riske göre kendimizi konumlandırmada sorunumuz var. Riski yönetmiyoruz ha kriz ortaya çıktıktan sonra krizi yönetme kabiliyetimiz çok yüksek. Dünyaya baktığınızda özellikle Japonlara baktığımızda onlarda riski yönetmekte çok iyiler. Yani afet öncesi hazırlık döneminde zarar azaltma noktasında çok iyi hazırlanıyorlar ama krizi yönetme konusunda da onlar kötüler, işte en son tsunamide halen enkazın kaldırılamadığı söyleniyor.Türkiye, Van depreminde bir yıl içerisinde 17500 konutu altı ayı kış olan bir memlekette yapıp teslim etti. Türkiye'nin böyle bir operasyon gücü var, ama riski yönetmiyoruz. Türkiye'nin en riskli olan bölgesinde yaşıyoruz. Şimdi kendi kendinize sorun. Yaşarken, ev alırken, evde herhangi bir eşyanızı konumlandırırken "ya bu kent 1. derece deprem bölgesindedir' dediğiniz oluyor mu ? mesela gardırobunuzu, tuvalet aynanızı yerleştirirken ve ya buzdolabınızı monte ederken 'bu dolap bir gün bir depremde üzerimize gelebilir' diye düşünüyor musunuz? çoğumuz düşünmüyoruz"diye konuştu.
"ÇALIŞMADIĞIMIZ İÇİN FAYI BİLMİYORDUK"
Van depremini de değerlendiren Karaloğlu şunları kaydetti: "Ben gittiğimde de Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğü vardı, Afet Merkezi vardı, arama kurtarma ekiplerimiz vardı. Haritalardan baktığımızda Van merkez 2. bölgedeydi. Erciş ve Çaldıran hattı 1. Derece Deprem bölgesi. Çaldıran hattında bir kırılma olabilir diye bekliyorduk sonra Van Gölü içerisinden bir deprem geldi ve Türkiye'deki Bilim Adamları dediler ki bu sürpriz bir fay böyle bir fayı bilmiyoruz. Niye bilmiyorduk çalışmıyorduk, çünkü çalışmazsanız bilmezsiniz. Sadece büyük fayın Çaldıran Fayı olduğu biliniyor Van Gölünün içerisinde şimdi yüzlerce kılçık fay olduğu ortaya çıktı. Şimdi Edremit'te var diğer bölgelerinde var karşıda var, demek istemeye çalıştığım şu, biz mental olarak şeye hazır değiliz arkadaşlar her an afet olacakmış gibi bir hazırlığımız yok.Van depremi bizim için bir milat oldu diyebilirim. Hem Devlet açısından bir milat oldu hem de fertler açısından bir milat oldu. Hatırlarsanız o günkü Başbakanımız Sayın Cumhurbaşkanımız Van depreminden sonra neye mal olursa olsun artık Türkiye'de kentsel dönüşümü gerçekleştireceğiz kararlılığı ile işte afet riski altındaki binaların dönüştürülmesiyle ilgili yasa çıkmıştı. Şimdi burayı çözmemiz lazım arkadaşlar riski yönetmek konusunu çözmemiz lazım."
"GECEKONDUDAN ÇOCUK SAYISI KADAR DAİRE YAPMA ANLAYIŞI VAR"
Bursa'nın 1. derece deprem bölgesi olduğunu anlatan Vali Karaloğlu, "İşte en son büyük deprem 1855'te olmuş. Bursa'yı yerle bir etmiş, Ulucami'nin bile 20 kubbesinden 18 tanesinin indiği, hasar gördüğü söyleniyor. Onun ötesinde bizim Gemlik- İznik fayımız var Geyve'ye kadar uzanan, Sakarya Geyve'ye gidip Anadolu fayı ile birleşen fay var. Yaklaşık 1000 senedir kırılmamış. Bu kadar deprem riski büyük olan bir şehre baktığınızda mühendislik hizmeti alınmadan yapılmış binlerce bina stoku olan bir şehirden bahsediyoruz. 'Hadi kardeşim bu riski azaltalım, kentsel dönüşüm yapalım' diyorsunuz, bu seferde vatandaş karşınıza çıkıyor. Vatandaşın yüz metrekarelik bir gecekondusu var, 5 tane çocuğu varsa,'5 çocuğuna birer daire nasıl alırım'ın hesabını yapıyor. Kimse şunu demiyor; 'Bana güvenli konut lazım. 'Bana bir afette bir depremde çoluk çocuğuma tabut olmayacak bir konuta ihtiyacım var' demiyor. Bunu vatandaşa anlatmamız öğretmemiz lazım, yoksa kentsel dönüşümü bu günkü mantığı ile hızlandırmamız çabuklaştırmamız mümkün değil." şeklinde konuştu. CİHAN