Geçmişte yaşanan birçok darbe gibi 15 Temmuz da, toplumsal tarihimizin hafızasına kara bir leke olarak kazındı.
Şükürler olsun ki; Allah’ın(cc) milletimiz aleyhine oyun kuranların oyunlarını kısa sürede boşa çıkarması ve milletimizin aklıselime yönelmesi sonucunda hükümeti devirip, yönetimi ele geçirmek isteyen güçlerin darbe hevesleri kursaklarında kaldı.
Henüz olayın ne olup olmadığı belli bile değilken, TV’lerden “kalkışma olabilir” başlığı ile İstanbul Boğaz Köprüsü’nün askerler tarafından trafiğe kapatıldığını duyurulduğu ilk dakikalarda, “Bu bir darbe girişimidir, zaten sonunda olacağı buydu” veya “Beklenen oldu, Erdoğan başkanlığı artık rüyasında görür, Allah askerimize güç kuvvet versin” diyerek sosyal medya da paylaşım yapanlar veya paylaşımların altına yorum yazanlar ise daha ileri gidiyor ve tabir yerinde ise askeri darbe sevicileri, zil takıp oynuyorlardı.
Bir diğer grup ise, abilerinden ve ablalarından gelen haberle sevinen ve Hocalarının(!) sakalsız Humeyni gibi memlekete döneceği için sevinenler idi.
Sonsuz şükürler olsun ki, her iki grubunda sevinci kursaklarında kaldı.
Cenabı Allah(cc) bu milletin yüzüne baktı ve darbe başarısız oldu.
Darbe girişimini haber alır almaz meydanlara çıkmak yerine evlerinde oturanlardan pek çoğunu ise, bu günlerde “DEMOKRASİ NÖBETİ” adı altında meydanlarda toplanıyor olarak görüyorsunuz.
Bunların pek çoğu FETÖ terör örgütü ile maddi manevi hiçbir ilişkisinin olmadığını belirtecekler, yeminler ve hatta küfürler edecekler.
Ama pek çoğunun dün denecek kadar yakın bir zamanda FETÖ hakkında sarf ettikleri sözler halen akıllarımızdaki yerini koruyor.
Bu günlerde yine pek çok kişinin, meydanlarda kendisine hasbelkader uzatılan mikrofonlara çok şeyler söylediğini duyacak ve göreceksiniz.
Kimisi askeriye ile ilgili akla hayale gelmedik senaryolar üretecek, genelkurmay başkanının yeni bir darbe için fırsat kollayacağını iddia edecek ve haklılığını ispat için ipe sapa gelmez kararlar alınmasını istediğini göreceksiniz.
Kimisi de MİT müsteşarının da darbede rol oynadığından dem vurup, MİT ile ilgili yeni senaryolar yazdığını göreceksiniz.
Kimisi ise hükümet içindeki FETÖ mensuplarını sayıp dökecek size.
Daha neler neler duyacaksınız.
Milletçe söylenecek tek bir söz var.
Bülent Arınç kendisi için ahmak denilmesini istemiş olsa da, bu millet asla ahmak değildir.
Unutkan hiç değil.
Bakmayın bu günlerde at izinin it izine karıştığına.
Kimin dost kimin düşman olduğu kısa bir süre sonra veya çok yakında belli olacak.
Dün kendini gizleyenler olduğu gibi bu günde kendisini gizleyenler olacaktır.
Kimi kendisi için, kimi oğlu için veya kızı ile damadı için kendini gizleyecektir.
Bu arada maddi kayıplarını azaltmak veya kaybettiklerinden en azından bir kısmını geri alma umuduyla gizlenenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok olacaktır.
Bu günlerde belediye başkanlarından sesi en çok çıkanlara dikkat edin derim.
Özellikle de sesini çok gür bir şekilde çıkarmak için özel bir gayret gösterenlere sizde özellikle dikkat edin.
Bu darbe girişimi sadece Türkiye tarihi için kara bir leke olarak kalacak değildir.
Bu darbe girişimi dün FETÖ için her türlü desteği verdikleri halde, bu günlerde herkesten daha fazla FETÖ düşmanı olanların da alınlarında aynı şekilde kara bir leke olarak kalacaktır.