'Kapı Kıranlar İçişleri Bakanı; İnsanları Öldürenler Eşbaşkan Oluyor'

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, AK Parti'nin ülkeyi bir devlet olarak değil adeta kuralları her dönem değişen bir aşiretler birliği gibi yönettiğini söyledi. AK Parti'nin karşılaşılan her toplumsal olayı yasayla zaptı rapt altına...

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, AK Parti'nin ülkeyi bir devlet olarak değil adeta kuralları her dönem değişen bir aşiretler birliği gibi yönettiğini söyledi. AK Parti'nin karşılaşılan her toplumsal olayı yasayla zaptı rapt altına almak gibi kötü bir alışkanlığı olduğuna dikkat çeken Yeniçeri, "AKP yönetiminde Türkiye giderek hukuk devleti olmaktan çıkıyor ve kanun devletine dönüşüyor." dedi. Gazeteci, yazar Aytekin Gezici'nin, 'makul şüphe' ile evi aranarak gözaltına alınmasıyla ilgili soruyu ise Yeniçeri şöyle cevapladı: "Ayıp bir şey, kınıyorum bu yaklaşım biçimini. Madem çıkacak, çıkmadan bu insanları içeri atalım anlayışı bu getirilen yasanın bizi nereye götüreceğini de gösteriyor. Hepinizin söz ve ifade özgürlüğü tehdit altında. Kapıyı kıranlar İçişleri Bakanı oluyor; binaları yıkanlar, insanları öldürenler eşbaşkanı oluyor, muhatap oluyor, statü elde ediyor ve dolayısıyla da hukuk da bu hale geliyor."

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yeniçeri, Kobani bahanesiyle PKK’nın çıkardığı ayaklanmanın ayrıntıları ortaya çıkınca vatandaşların nasıl bir insanlık düşmanı örgütle karşı karşıya olduğunun da ortaya çıktığını ifade etti. Yapılan saldırılardan örnek veren Yeniçeri, ırkçı/etnikçi ve bölücü bir zihniyetin insanları nasıl insanlıktan çıkardığını ve barbarlaştırdığını meydana gelen bu olayların gösterdiğini kaydetti.

"PKK/HDP/KCK gerçekte IŞİD’in yaptıklarını, kendileri yapamadığından dolayı karşı olduklarını ortaya koymuşlardır." diyen Yeniçeri, "Zira IŞİD de böyle bir durumda ancak PKK’lı göstericilerin yaptığını yapar ve ancak PKK’lılar kadar zalim olabilirdi. PKK/HDP/KCK cenahı yıllardır 'kimliğimiz inkâr edildi. Asimilasyona uğradık. Kürtçe konuşamıyorduk. Kürt olduğumuzu söyleyemiyorduk' diye mazlumları oynuyorlardı. Ancak ellerine geçen ilk fırsatta zalim ve barbar yanlarını net biçimde ortaya koymuş oldular. Hem de kendileri gibi Kürt olan insanlara karşı." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, devlet içinde devlet gibi davranan, kendi yargısı olan, insanları isyana çağıran bir yapıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Yeniçeri, "Paralel devlet denilen şey işte budur. AKP iktidarı bunu görmezlikten geliyor. Öcalan’ın oluşturduğu yapıyı, Öcalan’a ihale ederek çözmeye çalışıyor. KCK’nın üstüne gidilmemesi Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış en büyük ihanettir. Bu ihaneti AKP yapmaktadır." diye konuştu.

KCK'yı dışarıya çıkaranın Erdoğan ve Davutoğlu olduğunu vurgulayan Yeniçeri, yalnız Türkiye’de değil Batı basınında da PKK’nın 'terör örgütü' listesinden çıkmak için büyük bir propaganda faaliyeti başlattığının gözlendiğini kaydetti.

Yargı paketiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Yeniçeri, demokrasi ile güvenlik arasında alternatif ya da karşıtlık türünden bir ilişki olmadığını ifade etti. Özgürlük ile güvenlik bir birinin karşıtı değil tamamlayıcısı olduğunun altını çizen Yeniçeri, özgürlük ile güvenlik arasında diyalektik bir ilişki olduğunu ifade etti.

"Güvenliğin olduğu yerde özgürlük, özgürlüğün olduğu yerde de güvenlik vardır." diyen Yeniçeri, şöyle devam etti: "Özgürlüğün olmadığı yerde güvenlik; güvenliğin olmadığı yerde özgürlük tehdit altındadır. Kamu düzenini ihlal edenlere yönelik olarak getirilen bazı düzenlemeler aslında geç kalınmış yaptırımlardır. Uzun süreden bu yana terör örgütü mensuplarının yaptıkları yanlarına kar kalmaktadır. Bu konuda getirilen düzenlemelere itiraz edilemez. AKP iktidarı yargı ve eğitim alanını üzerinde her türlü tasarrufun yapılabileceği bir kadavra gibi görüyor. Bu iki alanda da 'koy-kaldır', 'yap-boz', 'dene yanıl', 'olmadı eskiye dön' sistemini devreye sokmaktadır. AKP’nin karşılaşılan her toplumsal olayı yasayla zaptı rapt altına almak gibi kötü bir alışkanlığı var. AKP yönetiminde Türkiye giderek hukuk devleti olmaktan çıkıyor ve kanun devletine dönüşüyor. AKP ülkeyi bir devlet olarak değil adeta kuralları her dönem değişen bir aşiretler birliği gibi yönetiyor. Davutoğlu; 'iç güvenlik reformu özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alıyor. Özgürlükten taviz vermeyeceğiz. Ama demokratik hakların kullanılması kamu düzeni içinde olur.' PKK yol keserken, araç yakarken, sokakları kargaşaya çevirirken AKP yetkilileri 'demokrasiyi güvenlikçi politikalara feda etmeyeceğiz' türünden açıklamalar yapıyorlardı. O zaman özgürlüklerin kamu düzeni içinde yapılabileceği akıllarını gelmiyordu. Ne zaman PKK başkaldırıyı yaptı, sokakları savaş alanına çevirdi bıçak kemiğe dayandı AKP tekrar eski güvenlikçi politikalarına döndü. 21 Şubatta yapılan düzenlemeyle, hakimin arama kararı alması için 'somut delillere dayalı şüphe' koşulu konmuştu. Eski yasaya göre ise soyut bir kavram olan 'makul şüphe' şartı yeterliydi. AKP şimdi 'Somut Delilden', 'makul şüpheye' geri dönülme karar verdi. Yargı paketinin anahtarı 'Makul şüpheli' kavramıdır. Bu ibare CMK’da yer alan 'somut delile dayalı kuvvetli şüphe' ifadesinin yerine yerleştirildiği için fazlasıyla endişe etmeniz gerekiyor. 'Makul' yani kişinin aklına uygun şüphenin sınırını kimse çizemez. Bu ibareyle istenilen kişi 'makul şüpheli' olarak nitelenebilir. Makul şüpheli olarak suçlanan kişiye buyurun suçsuz olduğunuzu ispatlayın denilebilir. Ayrıca düzenlemede 'mal varlığına el koyma' kapsamının genişletilmesi de sakıncalıdır. Bu durumda herhangi bir medya grubuna yönelik olarak, 'anayasal suça iştirak' suçlamasıyla operasyon yetkisi verilebilir. 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları' mal varlığına el koyma kapsamına alan düzenlemeyle basın ve ifade özgürlüğü ortadan kaldıracak sonuçlar üretecektir."

AYTEKİN GEZİCİ'NİN GÖZALTINA ALINMASIYLA İLGİLİ YORUMU: ÖNCE YAPIYORLAR SONRA YASAYI GETİRİYORLAR

Bir soru üzerine Yeniçeri, Meclis Soruşturma Komisyonunun aklama komisyonu haline dönüştüğünü ifade etti. Yolsuzlukların takipsiz kalınacağının anlaşıldığını vurguladı. Gazeteci, yazar Aytekin Gezici'nin, 'makul şüphe' ile evi aranarak gözaltına alınmasıyla ilgili bir soruya Yeniçeri, "Durumdan vazife çıkarıyor arkadaş. Daha yasa çıkmadı. Demek ki pusuda bekliyorlar, çıksın da insanları biran evvel derdest etsinler. Bu da tipik yansıması. Önce yapıyorlar, arkasından yasayı getiriyorlar. Ayıp bir şey, kınıyorum bu yaklaşım biçimini. Madem çıkacak, çıkmadan bu insanları içeri atalım anlayışı bu getirilen yasanın bizi nereye götüreceğini de gösteriyor. Hepinizin söz ve ifade özgürlüğü tehdit altında. Kapıyı kıranlar İçişleri Bakanı oluyor; binaları yıkanlar, insanları öldürenler eşbaşkanı oluyor, muhatap oluyor, statü elde ediyor ve dolayısıyla da hukuk da bu hale geliyor." karşılığını verdi. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri