Şehir Ekimizin yeni sayısıyla yine sizlerle olmak mutluluk veriyor. Ancak bu mutluluğa mutluluk katacak bir olayı da yani Kurban Bayramı’nı da yine bu ay içinde yaşayacağız.
Ben şimdiden herkesin Kurban Bayramı’nı kutluyor, bayramı bayram gibi yaşamamızı diliyorum.
İçerisinde bulunduğumuz Kasım ayı itibari ile sektörlerdeki hareketlilik iyiden iyiye kendini hissettirirken, birçok firmada yaşanan indirim ve kampanyalar ilgi çekiyor.
Özellikle tekstil sektöründeki sezon değişimi, hareketliliği daha çok artırıyor. Bunun yanı sıra kış mevsiminin ‘Merhaba’sı niteliğinde yaşanan hava değişikliği ise ister istemez kışlık hazırlığını hızlandırıyor.
Durum böyle olunca da tekstil sektöründen yakıt sektörüne gıda sektöründen mobilya sektörüne kadar birçok alanda gerçekleştirilen kampanya ve indirimler tüketicileri cezp edecek.
Vatandaşın alım gücünün tartışılmaya halen devam ettiği günümüzde, kampanyalara ve indirimlere gösterilen ilginin küçümsenmeyecek kadar büyük olduğunu da görmemiz mümkün oluyor.
Dolayısıyla üretici, satıcı ve tüketici arasındaki sirkülasyon, gücünden hiç bir şey kaybetmeden devam edip gidiyor.
Yazımın başında da belirttiğim gibi bu ay Kurban Bayramı’nı yaşayacağız. Bayramın olağan hareketliliğini Ramazan Bayramı kadar olmasa da tüm sektörler iliklerine kadar hissedecek. Ramazan Bayramı’nda giyim, şeker ve gıdaya yönelen bizler, Kurban Bayramı’nda bu ihtiyaçları ikinci plana itip Kurbanlık hesapları yapacağız.
Bu hesabı yapacağız yapmasına da benim dikkatini çekeceğim bir şey var ki o da; bu hesabı bizden çok önceler yapıp Pazar konumlandıranlar oluşturuyor.
Yani açık ismi ile “spekülatör”ler..
Kurban Bayramının isminin telaffuz edilmediği aylardan başlayan “Ette Kriz, hayvanda eksilme” söylentileri ithalata oradan da “canlı mı olsun cansız mı olsun?” tartışmalarına kadar uzandı gitti. Durum böyle olunca fiyatlarda uçtu gitti.
Ancak günümüze geldiğimiz zaman ifade edilen gerçekler, söylemimdeki “spekülatör”ler.. gerçeğini apaçık ortaya koyuyor.
Özellikle ulusal medyanın “şişirmesi” ile yapılan haberlere bakıldığında bu bayram kurban kesecek insanları parmakla sayacakmışız gibi bir imaj oluşurken, pazarlara indiğimiz zaman herkesin rahatlıkla kurban kesebileceğini gözlemlemek mümkün oluyor.
Üreticilerin şiddetle karşı çıktığı kurbanlık sıkıntısı söylemlerinin aksine halen gündemde hayvan ithalinin konuşuluyor olması da sanırım ‘pişkinlik’ oluyor.
Düne kadar hayvan ithaline onay verenleri bugün dinlediğimde konuları çok daha farklı oluyor. Nasıl mı?
Hayvan ithali konusu yüksek sesle konuşulurken ithal edilecek hayvanların ne ile beslendiğinden bir haber olan kesim, bugün ekran karşısına geçip ithal edilen hayvanların domuzdan elde edilen yemlerle beslendiğini ve bu hayvanların kurban olup olmayacağını tartışmaya başlıyor.
Peki, madem böyle bir durum vardı da ithalat tartışmaları yaşanırken neden ifade edilmedi ve bugün neden ifade ediliyor?
Bunun mantıklı açıklamasını eminim ki kimse yapamayacak, ancak şu bir gerçek ki o da, atı alanın Üsküdar’ı geçtiğidir.
Domatesti, limondu, patatesti derken eti ve kurbanlığı sıkıntı yapanlar gelecek zaman içinde neleri sorun haline getirecekler merakla bekliyorum.
İşte tüm bu olumsuzlukların ve streslerin içinden sıyrılıp heyecanı ile sevinci ve mutluluğu ile bir bayram yaşamayı kendimize esas edinelim.
Gelecek sayılarda yine birlikte olmak dileği ile tekrar Kurban Bayramınızı kutluyor, bu bayramın yaşantınızda daim olmasını temenni ediyorum…
Ben şimdiden herkesin Kurban Bayramı’nı kutluyor, bayramı bayram gibi yaşamamızı diliyorum.
İçerisinde bulunduğumuz Kasım ayı itibari ile sektörlerdeki hareketlilik iyiden iyiye kendini hissettirirken, birçok firmada yaşanan indirim ve kampanyalar ilgi çekiyor.
Özellikle tekstil sektöründeki sezon değişimi, hareketliliği daha çok artırıyor. Bunun yanı sıra kış mevsiminin ‘Merhaba’sı niteliğinde yaşanan hava değişikliği ise ister istemez kışlık hazırlığını hızlandırıyor.
Durum böyle olunca da tekstil sektöründen yakıt sektörüne gıda sektöründen mobilya sektörüne kadar birçok alanda gerçekleştirilen kampanya ve indirimler tüketicileri cezp edecek.
Vatandaşın alım gücünün tartışılmaya halen devam ettiği günümüzde, kampanyalara ve indirimlere gösterilen ilginin küçümsenmeyecek kadar büyük olduğunu da görmemiz mümkün oluyor.
Dolayısıyla üretici, satıcı ve tüketici arasındaki sirkülasyon, gücünden hiç bir şey kaybetmeden devam edip gidiyor.
Yazımın başında da belirttiğim gibi bu ay Kurban Bayramı’nı yaşayacağız. Bayramın olağan hareketliliğini Ramazan Bayramı kadar olmasa da tüm sektörler iliklerine kadar hissedecek. Ramazan Bayramı’nda giyim, şeker ve gıdaya yönelen bizler, Kurban Bayramı’nda bu ihtiyaçları ikinci plana itip Kurbanlık hesapları yapacağız.
Bu hesabı yapacağız yapmasına da benim dikkatini çekeceğim bir şey var ki o da; bu hesabı bizden çok önceler yapıp Pazar konumlandıranlar oluşturuyor.
Yani açık ismi ile “spekülatör”ler..
Kurban Bayramının isminin telaffuz edilmediği aylardan başlayan “Ette Kriz, hayvanda eksilme” söylentileri ithalata oradan da “canlı mı olsun cansız mı olsun?” tartışmalarına kadar uzandı gitti. Durum böyle olunca fiyatlarda uçtu gitti.
Ancak günümüze geldiğimiz zaman ifade edilen gerçekler, söylemimdeki “spekülatör”ler.. gerçeğini apaçık ortaya koyuyor.
Özellikle ulusal medyanın “şişirmesi” ile yapılan haberlere bakıldığında bu bayram kurban kesecek insanları parmakla sayacakmışız gibi bir imaj oluşurken, pazarlara indiğimiz zaman herkesin rahatlıkla kurban kesebileceğini gözlemlemek mümkün oluyor.
Üreticilerin şiddetle karşı çıktığı kurbanlık sıkıntısı söylemlerinin aksine halen gündemde hayvan ithalinin konuşuluyor olması da sanırım ‘pişkinlik’ oluyor.
Düne kadar hayvan ithaline onay verenleri bugün dinlediğimde konuları çok daha farklı oluyor. Nasıl mı?
Hayvan ithali konusu yüksek sesle konuşulurken ithal edilecek hayvanların ne ile beslendiğinden bir haber olan kesim, bugün ekran karşısına geçip ithal edilen hayvanların domuzdan elde edilen yemlerle beslendiğini ve bu hayvanların kurban olup olmayacağını tartışmaya başlıyor.
Peki, madem böyle bir durum vardı da ithalat tartışmaları yaşanırken neden ifade edilmedi ve bugün neden ifade ediliyor?
Bunun mantıklı açıklamasını eminim ki kimse yapamayacak, ancak şu bir gerçek ki o da, atı alanın Üsküdar’ı geçtiğidir.
Domatesti, limondu, patatesti derken eti ve kurbanlığı sıkıntı yapanlar gelecek zaman içinde neleri sorun haline getirecekler merakla bekliyorum.
İşte tüm bu olumsuzlukların ve streslerin içinden sıyrılıp heyecanı ile sevinci ve mutluluğu ile bir bayram yaşamayı kendimize esas edinelim.
Gelecek sayılarda yine birlikte olmak dileği ile tekrar Kurban Bayramınızı kutluyor, bu bayramın yaşantınızda daim olmasını temenni ediyorum…