Kamil Büyükateşli'yi bilir misiniz?
Ya da tanır mısınız?
Dünya tatlısı, sürekli gülen ve çevresine de pozitif enerji pompalayan Konya'nın önemli iş adamlarından birisidir...
Kamil abiyi severim...
Hem de çok severim...
Yaklaşık 30-35 yıllık bir tanışıklığımız var...
Tabi ki, Konyaspor sayesinde...
Rahmetli Süleyman Çınar'ın yönetiminde önemli görevlerde bulunmuş, şehrin sporunun da bir ucundan tutmuştu...
Şimdilerde tribünde olmasına rağmen, oğlu Ahmet Büyükateşli sahada kendisini en iyi şekilde temsil ediyor...
Oğul Ahmet, Hilmi Kulluk yönetimindeki, yeşil-beyazlı ekibin başarısı için mesai harcıyor...
Büyükateşli ailesi, sanayide olduğu gibi sporda da şehre hizmet ediyor.
xxx
Dünya beyefendisi Kamil Büyükateşli, hac farizasını yerine getirdi...
Kutsal vazifesini yerine getirmenin büyük heyecanını yaşayan Kamil abi, inanılmaz mutlu...
“Bu muazzam hadise anlatılmaz, ancak yaşanır” diyen Kamil Büyükateşli, “Yüce Allah bütün müslümanlara nasip etsin” demeyi de unutmadı verdiği hac yemeğinde.
xxx
Hac yemeği olunca, bütün dostları Kamil abiyi yalnız bırakmadı...
Ama, bu dostlarının içinde öyle birisi vardı ki, sanki kendisi hacca gitmiş, sanki hac yemeğini kendisi veriyormuş gibi, mutlu, gururlu, gülen yüzüyle misafirleri ağırlıyordu...
Harbiden gururlandım...
Kim mi?
Tabi ki, Mümtaz Kulluk...
Arkadaş ise arkadaş...
Sırdaş ise sırdaş...
Dost ise dost...
Düşünürün, “Gerçek dost gölge gibidir. Eğilsen de doğrulsan da düşsen de asla peşini bırakmaz”mış dediği gibi, Mümtaz Kulluk da, Kamil Büyükateşli'yi bu güzel günde hiç, ama hiz yalnız bırakmadı, misafirleri kapıda karşıladı, kapıya kadar da uğurladı...
Helal olsun...
Bu şehre ve bu şehrin insanlarına büyük bir aidiyet duygusu ile hizmet eden, merhum Belediye Başkanlarımızdan Yılmaz Kulluk'un gözünün arkada kaldığını sanmıyorum...
Mümtaz ve Hilmi Kulluk, daha doğrusu abi-kardeş, baba Yılmaz Kulluk'un bıraktığı aidiyet duygusunu öyle bir omuzlamışlar ki, eğilmeden, bükülmeden, kimseye de eyvallah etmeden taşıyorlar...
Daha ne olsun ki?
Doğdukları, doydukları ve yaşadıkları topraklara aidiyet duymak ya da aidiyet duygusunu omuzlarında taşımak her babayiğidin harcı değil...
O nedenle, Kulluk ailesi ile şehirde yaşayanları bir arada tutan, “aidiyet duygusu” Mümtaz ve Hilmi Kulluk kardeşlere, babadan kalma “kutsal” bir “miras”tan başka bir şey değil...
Vazgeçemezler bu mirastan...
Hoş zaten vazgeçmiyorlar...
Özetlersem; Kulluk ailesinin Konya'ya karşı duygusal bir bağı var...
Kendileri de dahil, bunu kimse ıskalamasın.
xxx
DUYGULANDIM MI? EVET
İnsanız...
Duygularımız var...
Güzel bir söz, güzel bir jest, güzel bir bakış bile yüreğimizi zıplatır, canımıza can katar...
Bazen birisine kızar, tam sayfa yazarız...
Bazen birisine iki kelime eder, hem gözüne, hem de gönlüne gireriz...
Benimle ilgili bugüne kadar olumlu ya da olumsuz çok şey söylendi, yazıldı, çizildi...
Bazılarına “üç maymun”u oynadık, bazılarına da, destanlar düzdük...
Dedim ya; insanız ve duygularımız var...
Facebook hesabımda ay yıldızlı bayrağımızın olduğu bir resim paylaşmıştım...
Resmin altına da “Bayrağımızın başımzının üzerinde yeri var” diye yazmıştım...
Güzel yorumlar geldi...
Mutlu oldum mu?
Tabi ki oldum...
Ama, bu yorumların içinde öyle güzel, öyle sıcak, öyle sarıp sarmalayan, iki kelimelik bir söz vardı ki, bugüne kadar duyduğum en güzel iki kelimelik sözlerden biriydi...
Bilemediniz...
“Seni seviyorum” değil...
Benim, “Bayrağımızın başımızın üzerinde yeri var” cümlesine, sevgili Mustafa Atay'ın, “senin de bizim” kelimesi, inanın gözlerimi yaşarttı...
Hele de sıkıntılı bu günlerimde, Atay'ın iki kelimelik desteği, “bana yaşama sevinci verdi” dersem abartmamış olurum...
Sağol Mustafa Atay...
Varol Pamuk Dede.