İmam Ahmed Müsned’inde, Ümmü Seleme’den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte - Ümmüseleme – Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: “Rasulullah (s.av.) duasında şu duayı çok yapardı: “Allahümme mugallibe’l gulûbi sebbit galbî alâ dinike.” “Kalpleri çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzerine sabit kıl.” (26)
Şu dua da Rasulullah (s.av.)’in duasındandı: “Ve eselüke galben selîmen.” “Allah’ım senden selim / tertemiz bir kalp istiyorum.” (27)
Bütün bunlar gösteriyor ki, muhakkak kalp, büyük bir hataya ve tehlikeli bir eğriliğe sahiptir. Zira onun en ehveni /en hafifi Allah Teâlâ’nın çizgisinden kayması ve son noktası ise mühürlenmesi, damgalanması ve ölmesidir!
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “İşte bilmeyenlerin (hakkı tanımayanların) kalplerini Allah böylece mühürler.” (28)
Diğer bir ayet-i kerime’de celle ve âlâ şöyle buyurur: “Heva ve hevesini (nefsi istek ve arzularını) ilah edinen ve Allah’ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ ibret almayacak mısınız?” (29)
Bütün bunlar, kalbin mekânını, konumunu, onun için tehlikelerden olan şeyleri ve insanın dünya ve ahiret saadetinde etkili olduğu hususları açıklamaktadır.
Bu et parçası, düşünme ve ibretle bakma merkezi olmaya layık değil mi?! Bu kalp, teftiş ve araştırma merkezi olmaya layık değil mi?! bu kalp, denemeye tabi tutma, test etme ve imtihan etme merkezi olmaya layık değil mi?!
Kalp, göğsünde topladığın ve sahip olduğun şeyleri ve dün kalbinde kararlaştırdığın hususları haber vermektedir. İçinde olan sırları ortaya dökmektedir ve derinliklerindekini ortaya dökmektedir.
Allah celle ve âlâ şöyle buyurur: “Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman (insan halinin ne olacağını) düşünmez mi? Şüphesiz rableri o gün onlardan tamamıyla haberdardır”30).
Muhterem kardeşim: Kalbinin muhafazası konusunda ve ıslahında güzel bakışlı olmasında körelmeksizin / azimli bir şekilde, bıkmadan, usanmadan çok çalış. Muhakkak kalp, tehlike bakımından organların en büyüğüdür ve en etkili olanıdır. Durum bakımından en hassas olanı ve ıslahı en zor olanıdır.
Biliyorum ki, kalplerin ıslah edilmesi ve istikamet üzere olması ancak hastalıklardan tahliye etmekle ve onu ifsat eden afetlerden korumakla elde edilir.
Bu hastalıklar ve bu afetler, beş afet olarak tespit edilmiştir. Onlar, hastalığın esası ve bütün belaların kaynağıdır; kim onlardan kurtulursa selamete ermiştir.
Fein tence minhâ tence min zî azımetin
Ve illa feinnî lâ ühalike nâciyen
Sen bu beş afetten kurtulursan, büyük felaket sahibi olmaktan kurtulmuş olursun
Aksi halde muhakkak ben, senin kurtulacağını tasavvur edemem
…………
Muhterem kardeşim: “Salâhu’l Kulûb” isimli kitabın tercümesi burada bitmiştir. Bu imkânı bana lütfeden Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Nasip olursa kitap haline getireceğiz. Dua buyurun.
Kaynaklar:
26. Müsned: 27054
27. Tirmizî: 3408 ve Enneseî: 1305
28. Rûm: 59
29. Câsiye.23
30. Âdiyât: 9–11
Şu dua da Rasulullah (s.av.)’in duasındandı: “Ve eselüke galben selîmen.” “Allah’ım senden selim / tertemiz bir kalp istiyorum.” (27)
Bütün bunlar gösteriyor ki, muhakkak kalp, büyük bir hataya ve tehlikeli bir eğriliğe sahiptir. Zira onun en ehveni /en hafifi Allah Teâlâ’nın çizgisinden kayması ve son noktası ise mühürlenmesi, damgalanması ve ölmesidir!
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “İşte bilmeyenlerin (hakkı tanımayanların) kalplerini Allah böylece mühürler.” (28)
Diğer bir ayet-i kerime’de celle ve âlâ şöyle buyurur: “Heva ve hevesini (nefsi istek ve arzularını) ilah edinen ve Allah’ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ ibret almayacak mısınız?” (29)
Bütün bunlar, kalbin mekânını, konumunu, onun için tehlikelerden olan şeyleri ve insanın dünya ve ahiret saadetinde etkili olduğu hususları açıklamaktadır.
Bu et parçası, düşünme ve ibretle bakma merkezi olmaya layık değil mi?! Bu kalp, teftiş ve araştırma merkezi olmaya layık değil mi?! bu kalp, denemeye tabi tutma, test etme ve imtihan etme merkezi olmaya layık değil mi?!
Kalp, göğsünde topladığın ve sahip olduğun şeyleri ve dün kalbinde kararlaştırdığın hususları haber vermektedir. İçinde olan sırları ortaya dökmektedir ve derinliklerindekini ortaya dökmektedir.
Allah celle ve âlâ şöyle buyurur: “Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman (insan halinin ne olacağını) düşünmez mi? Şüphesiz rableri o gün onlardan tamamıyla haberdardır”30).
Muhterem kardeşim: Kalbinin muhafazası konusunda ve ıslahında güzel bakışlı olmasında körelmeksizin / azimli bir şekilde, bıkmadan, usanmadan çok çalış. Muhakkak kalp, tehlike bakımından organların en büyüğüdür ve en etkili olanıdır. Durum bakımından en hassas olanı ve ıslahı en zor olanıdır.
Biliyorum ki, kalplerin ıslah edilmesi ve istikamet üzere olması ancak hastalıklardan tahliye etmekle ve onu ifsat eden afetlerden korumakla elde edilir.
Bu hastalıklar ve bu afetler, beş afet olarak tespit edilmiştir. Onlar, hastalığın esası ve bütün belaların kaynağıdır; kim onlardan kurtulursa selamete ermiştir.
Fein tence minhâ tence min zî azımetin
Ve illa feinnî lâ ühalike nâciyen
Sen bu beş afetten kurtulursan, büyük felaket sahibi olmaktan kurtulmuş olursun
Aksi halde muhakkak ben, senin kurtulacağını tasavvur edemem
…………
Muhterem kardeşim: “Salâhu’l Kulûb” isimli kitabın tercümesi burada bitmiştir. Bu imkânı bana lütfeden Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Nasip olursa kitap haline getireceğiz. Dua buyurun.
Kaynaklar:
26. Müsned: 27054
27. Tirmizî: 3408 ve Enneseî: 1305
28. Rûm: 59
29. Câsiye.23
30. Âdiyât: 9–11