Türkiye bir yılda iki seçim ile birlikte, iki farklı tercihi birden yaptı…
İkisi de sonuçları ve mesajları açısından siyaset biliminde okutulacak çok çarpıcı seçimlerdi… Getirdikleri ve götürdükleri açısından hiç unutulmayacaklar…
7 Haziran seçimleri;
Vurdumduymazlığa, güç zehirlenmesine, şımarıklığa, torpile, yolsuzluğa, vatandaşın gündemini ıskalayan siyasete ders niteliğindeydi…
***
Sonuçları itibariyle Türkiye’de yer yerinden oynadı;
Terör tırmandı, ekonomik kriterler bir daha oturmamacasına rayından çıktı… Kabineye HDP’li bakanlar girdi… Siyaseti toz dumana boğdu…
Hemen ardından Ahmet Davutoğlu 1 Kasım seçim vaatleri ve toplumsal mutabakata vurgu yapan bir dil geliştirerek;
“Haklısınız, mesajı aldık gereği yapılacak” sözleriyle Türkiye altı ay sonra ikinci bir seçime gitti…
***
Tekrar kazanabilmek için, “hepsini iktidar planladı” diyenlerde çok oldu…
“Bu bir kurtuluş savaşıdır, kazanamazsak ülkemiz yerle yeksan olur” diyende…
1 Kasım seçimlerinde seçmen sandıktan sonuçları açısından mealen şöyle seslenmişti;
“Mesajımı aldınız, bu kadar yeter, geçin işinizin başına…”
***
Bugün gelinen nokta 7 Haziran öncesini andırıyor… Ama bazı farklılıklar var…
7 Haziran’da, seçmen ekonominin bu kadar kötüye gideceğini, terörün hortlayacağını bilmiyordu… Onları gördükten sonra 1 Kasım’da kararını değiştirdi…
Bugün seçmen terörü de, ekonomik sıkıntıları da güçlü seçtiği iktidar döneminde yaşıyor… İktidarın bu konuda seçmene mazereti ve mağduriyeti yok…
Seçmenin durumu ve içinde bulunduğu psikoloji ancak şu deyimlerle anlatılabilir;
“Ölmüş eşek kurttan korkar mı ?”
“İnceldiği yerden kopsun”
7 Haziran’da kalp kırıklıkları vardı, bugün buna hayal kırıklıkları da ekleniyor…
***
Şimdi gelinen noktada halka ne diyecek iktidar;
“Başkanlık sistemi olmadığı için bu durumdayız mı?”
Kimi şikâyet edecek seçmene;
İsrail’i mi?
Avrupa’yı mı?
ABD’yi mi?
Dişine göre, iktidara karşı hiç tehdit oluşturamamış muhalefeti mi?
Yoksa görevden aldığı kendi Başbakanını mı?
Davulda, tokmakta dünya âlem biliyor ki artık ülke de sadece bir kişide…
***
İktidar partisinin önünde tek yol görünüyor;
Kendinden başka birine seçmenin ilgisinin kaymaması için, potansiyel oluşturabilecek herkesi HAİN ve KARANLIK ilan etmek… Her tür alternatifi behemehâl yok etmek… Bu yolda ciddi bir yol da şimdiye kadar alındı zaten…
En tehlikeli yolda bu işte…
Feraset bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz, yegâne eksiğimiz…