“Kaldırımlarınız işgal edilmiş” ve Vefat

Ahmet Güldağ

Ziyarete gelen Antalyalı dostumla sohbet ederken “Konya şehrinin kaldırımları ne olmuş öyle?

 Bazı yerlerin her yeri, bazı yerlerde ise bilhassa satış yapan iş yerlerinde kesinlik olmak üzere kaldırımdan inmeden devam edemiyorsun” derken devam ederek

 “Sen kaç kere yazdın bu konuda ve ne oldu ki?”diye sordu.

“Saymadım ama yazıya başladığım 1954 den beri,  her halükarda bir kere yazmışsam otuzu aşmıştır.

Yazılar içine çoğu zaman işgal resimlerini de koydum. İlgililer bazen geçirmelik ilgi gösterseler de yıllardır daha katmerleşerek devam ettiği de bir olasılıkta.”

Dost içini çekerek Neden böyle olduk? Bırak kanunları yasaklama bir tarafa.

Maneviyat olarak da hakkımız olmayan yerleri işgal ediyoruz.

Anlaşılır gibi değil. Böylemi idi bizim çocukluk hatta gençliğimizde?”

Sorusunu şöyle bir nefes alıp iç çekerek cevapladım.

“Maneviyat dedin de belleğime geliverdi bir hatıra.” Diyerek başladım anlatmaya

***

“1940’lı yıllar. O zamanlar trafik yok ama kaldırımlarda sergilenme de yok!

Çok sert konuşmaları ile günah işlemleri üzerinde ders veren “Akşehirli Hoca” namıyla değer verilen vaiz hocamız vardı. İlmi üzerinde namlı Rahmetli Hacı Veyszade de o günlerde hoca idi.

Akşehirli hoca, Konya Kapı camiinde ki Vaaz’ı sonu çıktığı ayakkabıcılar çarşısı içinden geçerken…

Yaya kaldırıma oturak koyup topluca sohbet eden dükkân sahipleri…

Hocayı görünce hepsi birden saygı ile ayağa kalkıp “Buyur hocam bir kahvemizi iç” diye davet ederler.

Hoca şöyle bir duraklayıp bakar onlara. “bre köftehorlar sizin kahveniz içilmez”(!) deyince

“Hocam ne kusur işledik? Affınıza sığınırız?” diye sorarlar.

Hoca efendi cevaplar; “İnsanların hakkını gasp etmişsiniz. Bu kaldırımlarda oturma hakkınız yok. Yaya geçişine mani ile Kul hakkı yiyorsunuz. Onun için içilmez” diyerek hışımla yoluna devam eder.

Hocadan ders alamayıp işgale devam eden dükkân sahipleri bir başka gün…

Herkese selâm vererek geçmekte olan Rahmetli Veyszade Hocaya anlatırlar durumu.

Aksine cevap beklerlerken

“Çok doğru söylemiş siz burada oturmaya devam ederseniz kahvenizde içilmez yemeğinizde yenmez” deyip yürüyüverir.

***

Sözüme devamla: “Darılmasın ve başka manalara çekmesinler. Diğerlerinin yanında, bilhassa kendilerini çok maneviyatlı sayıp sünneti yerine getiriyorum diye içten değil de maneviyatlı görüntüsü  içinde olabilen iş yeri sahipleri…

Bırakın eşya denen beyaz eşya, plastik, temizlik, yiyecek paketleri, içecek şişeleri vb. ile doldurmayı…

Demir kafes yapıp, geçmeyi bile önleyerek. (birkaç yıl evvel bizzat Belediye ilgilisi ile müşahede ettik. Köşemde resmini bile yayınlamıştım.) İşyerinin önü kaldırımı tapusunda imiş gibi ilave etmeleri ile.

Kul hakkı yediklerinin farkındalar mı acaba?

Ya Belediye Başkanları? Maneviyata kıymet veremeyenleri bir tarafa...

Maneviyat eser ve işlemlerinde çalışmalaryaptıklarını özenle duyuranlar…

Basit gibi görünen ama insanlara zorluk veren geçişini engelleyen bunlar dışı birde oto koyanlar için…

Buradaki kul hakkını kendilerinin de aldığını düşünüyor, gereğini yapıyorlar mı?

Zaman zaman Halife Hazreti Ömer için toplantı tiyatro gösterisi yaparlarken…”diye hızlanırken sözümü kesen dostum.

“Yerden göğe kadar haklısın. Bak bu şehre geldim hakikaten her tarafta işgal gırla gitmiş. Sadece burada mı diğer şehirler yanında ilçelerde bile hortlamış.

Ama bizim Antalya Belediyesi Sayın Menderes’in ilk başkanlığında buna çare buldu  ki

Dört yıl kaldırımlarda işgal kalktı. Caddeler bir tarafa ara sokaklardaki kullanılmış beyaz eşya mobilya satan spotçular sokakları bile işgal ederken, o yıllarda kaldırımlardan rahatça yürümekte idik…” derken sözünü keserek

“Biliyorum o zamanlar ki Antalya seyahatimde bizzat gördüm ve o yıllarda yazdım. Takdire değer bir işlem.” Deyip devam ettim.

“Dediğiniz gibi Merkez Antalya’ya gittiğimde sadece caddeler değil sokaklarda bile iş yeri dışı bir şeyler göremeyip hayret etmiştim.

Ve içimden “bir ay sonra eski hamam eski tas olur” demiştim.

Ama olmadı devam etti fakat Sayın  Menderes seçim sonu yapılan seçimde kayıp etti.  

Gelende serbest bırakıvermişti.

O zamanlar merak edip Antalya’da ki bazı  esnafa sormuştum. “Nasıl oldu oy kaygusuz, partili baskısız bu işlem?” diye…

Verilen cevap doğru veya yanlış bilemem ama şöyleydi.

Zamanın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes, esnafları toplayarak Bütün cadde ve sokaklardaki iş yerleriniz önü kaldırımlarına hiç bir şey konulmamasını istiyorum. Biz turistik beldeyiz örnek olmalıyız” deyince .

Bazıları yine de itiraz etmişse de…

Koyacak olursanız her gün için kaldırım işgal cezası olarak bir milyar TL yazdırıp tatbik edeceğim. Encümen kararı da var.

 İsterseniz yasağa aldırmayıp devam edin…”deyivermiş.

Deyivermiş ama sözünde durup çekinmeden birkaç işgalciye cezayı basmış mı yoksa esnaf denileni mi yapmış ki?..

Ortalık süt liman oluvermiş.

Bilmem anlatabildim mi? Darısı diğerlerinin başına…” derken çaylar geldi.

***

Konya Emniyet Müdürlüğünün FTM Amiri Halil Avcı Rahmeti Rahmana kavuşmuş olduğuna ait mesaj aldım..

Vazifesine müdrik ve başarılı çalışmaları bulunan Rahmetli Halil Avcı ya Rahmet diler kederli ailesi ve Polis arkadaşlarına sabırlar dilerim

Fahri Trafik Müfettişi Ahmet Güldağ

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.