Seyyar kalaycı, günümüzde yok olmaya yüz tutan kalaycılık mesleğini ailesi ile birlikte yaşatmaya çalışıyor.
51 yaşındaki Nurettin Sayar, yaşadığı Balıkesir’den her yıl ilkbahar aylarında Konya’nın Derebucak ilçesine gelerek kalaycılık mesleğini icra ediyor. Derebucak ilçesinin köy odasında yaz dönemine kadar 3 ay süreyle kalan Sayar, eşi ve çocuklarıyla birlikte her evde bulunabilen kazan, leğen, kuzu tenceresi, harana, ibrik, güğüm gibi malzemeleri kalaylayarak geçimini sağlamaya çalışıyor.
Yaz döneminde kış yiyecekleri için hazırlık yapan Derebucak halkının kullandığı mutfak malzemesi ve eşyalarına kalay yapmak için çocukluğundan bu yana gelip gittiğini anlatan Sayar, “Kalaycılık, bana babamdan atamdan kalma bir meslek. Yaşadığım Balıkesir ilinde seyyar olarak bu işi yapıyorum ve yaşatmaya çalışıyorum. Her yıl ilkbahar mevsiminde ise Derebucak ilçesine gelerek bu işi yapıyorum. Dedelerimden öğrendiğime göre, 80 yıldır bu iş için gelinir gidilirmiş. Ben de çocukluk yıllarımdan bu yana Derebucak ilçesine bu iş için gelip gidiyorum. Eşim ve iki çocuğumla birlikte günümüzde kaybolmaya yüz tutan geleneksel mesleğimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Derebucak’ta bulunan 3 köy odasından birinde kalıyoruz. Burada barınma ve ihtiyaçlarımızı odaların bulunduğu mahalle sakinleri karşılıyor. Köy odasında kalırken gündüzleri de önünde vatandaşlarımızın kap kacağının kalay işini artık sloganımız haline gelen ‘3 tencere 1 tava 15 lira’ sözüyle yapıyoruz. Burada, her evde bulunabilen kazan, leğen, harana, kuzu tenceresi, ibrik ve güğüm gibi eşyaları kalaylıyoruz. Kalaylanan ve sağlıklı hale gelen kaplarda vatandaşlarımız yaz döneminde salça, tarhana, peynir, pekmez gibi ürünleri yaparak kış mevsimine hazırlık yapıyor. Kalaylama işinde odun, körük, nişadır, kum, tuz ruhu, pamuk gibi malzemeler kullanıyoruz ve yaklaşık bu iş 1 saatimizi alıyor. Burada kaldığımız 3 aylık dönemde hem nafakamızı çıkarıyoruz hem de Derebucak halkının misafiri oluyoruz.”
51 yaşındaki Nurettin Sayar, yaşadığı Balıkesir’den her yıl ilkbahar aylarında Konya’nın Derebucak ilçesine gelerek kalaycılık mesleğini icra ediyor. Derebucak ilçesinin köy odasında yaz dönemine kadar 3 ay süreyle kalan Sayar, eşi ve çocuklarıyla birlikte her evde bulunabilen kazan, leğen, kuzu tenceresi, harana, ibrik, güğüm gibi malzemeleri kalaylayarak geçimini sağlamaya çalışıyor.
Yaz döneminde kış yiyecekleri için hazırlık yapan Derebucak halkının kullandığı mutfak malzemesi ve eşyalarına kalay yapmak için çocukluğundan bu yana gelip gittiğini anlatan Sayar, “Kalaycılık, bana babamdan atamdan kalma bir meslek. Yaşadığım Balıkesir ilinde seyyar olarak bu işi yapıyorum ve yaşatmaya çalışıyorum. Her yıl ilkbahar mevsiminde ise Derebucak ilçesine gelerek bu işi yapıyorum. Dedelerimden öğrendiğime göre, 80 yıldır bu iş için gelinir gidilirmiş. Ben de çocukluk yıllarımdan bu yana Derebucak ilçesine bu iş için gelip gidiyorum. Eşim ve iki çocuğumla birlikte günümüzde kaybolmaya yüz tutan geleneksel mesleğimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Derebucak’ta bulunan 3 köy odasından birinde kalıyoruz. Burada barınma ve ihtiyaçlarımızı odaların bulunduğu mahalle sakinleri karşılıyor. Köy odasında kalırken gündüzleri de önünde vatandaşlarımızın kap kacağının kalay işini artık sloganımız haline gelen ‘3 tencere 1 tava 15 lira’ sözüyle yapıyoruz. Burada, her evde bulunabilen kazan, leğen, harana, kuzu tenceresi, ibrik ve güğüm gibi eşyaları kalaylıyoruz. Kalaylanan ve sağlıklı hale gelen kaplarda vatandaşlarımız yaz döneminde salça, tarhana, peynir, pekmez gibi ürünleri yaparak kış mevsimine hazırlık yapıyor. Kalaylama işinde odun, körük, nişadır, kum, tuz ruhu, pamuk gibi malzemeler kullanıyoruz ve yaklaşık bu iş 1 saatimizi alıyor. Burada kaldığımız 3 aylık dönemde hem nafakamızı çıkarıyoruz hem de Derebucak halkının misafiri oluyoruz.”