Torku Konyaspor, Cuma akşamı Galatasaray’a sürpriz yapar mıydı? ilk yarıdaki futbolla olurdu.
Ancak, Galatasaray’ın Dünya starlarından oluşan kadrosuna baktığımız zaman da sonucun normal olduğunu kabul etmeliyiz.
Her zaman dediğimiz gibi, Galatasaray’dan alınacak 1 puan bile ekstra olarak Kartal’ın puan hanesine yazılacaktı.
Torku Konyaspor, Galatasaray karşısında, maçın ilk yarısında çok iyi bir görüntü verdi... Belki de yeşil-beyazlılar, Fenerbahçe karşılaşmasının ikinci yarısında olduğu gibi ilk kez bir deplasman maçında da bu kadar cesur, atak bir futbol oynadı.
Rakibin boş alanlarını ve defansta yaptığı hataları da çok iyi değerlendiren, pres yapan, topu ayağa paslarla iyi kullanan ve Recep’in şık golüyle öne geçen Torku Konyaspor, bunun dışında 3 net gol pozisyonundan yararlanamadı. Bunlardan biri dahi gol olsaydı Galatasaray havlu atacaktı belki de.
Ama olmadı mı? olmuyor.. Gekas gibi usta ayak atamazsa, Ümit Milli takımda oynayan Ömer Ali yakaladığı o pozisyonu gole çeviremiyorsa diyecek bir şey kalmıyor. Birde yenen gollerdeki hatalar affedilecek gibi değildi tabi ki..
Hakemin tercih haklarını Galatasaray’dan yana kullanmaması da ayrı bir sorun.
Haaa, birde maçı anlatan spikerin, sanki sahada sadece Galatasaray varmış gibi sürekli sarı-kırmızılı takımdan bahsetmesi, karşılaşmada başka gol atılmamış gibi yönetmenin Galatasaray’ın Burak ile attığı golü defalarca yayına getirmesi ulusal basının karşılaşmaları tek gözle izlediğinin ve Torku Konyaspor yöneticilerin her dönemde olduğu gibi yine Konya dışında yeterli lobi oluşturamamasının bir gerçeği olarak karşımıza çıktı.
…
Galatasaray maçının ardından Torku Konyaspor teknik adamları bir kez daha eleştirilerin hedefi oldu..
Gerek maçı izleyen yöneticiler ve gerekse TV başından izleyenler hocanın yanlış yaptığı noktasında birleştiler.
Öncelikle, Erdal’ın formsuz olması, Ali Çamdalı’nın da cezası nedeniyle Kartallar maça değişik bir 11 ile çıktı. Bu eleştiri konusu olmamalı.
Ancak, futbolu bilen, diri ve topu olumlu kullanan bir Djalma’nın ilk 11’de yer almamasını yadırgadık. Teknik adamlar, Hasan Kabze veya Ömer Ali yerine tercihlerini bu futbolcudan yana kullanabilirlerdi.
Oyuncu değişikliklerine gelince;
Evet, teknik adamlar değişikliklerde geç kaldılar. İkinci yarının başından itibaren orta saha oyuncularının oyundan düşmesi karşısında değişiklikler daha erken yapılmalıydı.
Ama, “Yiğidi öldür, ama hakkını ver” sözünden hareket ederek yedek kulübesine baktığımız zaman, orta alandaki boşluğu dolduracak bir futbolcunun olmadığı gerçeği karşımıza çıkmakta. Bu nedenle keşke Borek oyunda kalsaydı. Djalma Gekas’ın armasında oynatılsaydı daha yararlı olur muydu? diye düşünülebilir.
Galatasaray maçı kazanılabilirdi, sürpriz olabilirdi gibi sözler artık geride kaldı..
Torku Konyaspor için Çarşamba günü Ankara’da Hacettepe ile yapılacak kupa maçının ardından Pazar günü iç sahada oynanacak Antalyaspor karşılaşması yeni bir başlangıç olmalı..
Kartallar, bu maçı kesinlikle kazanmak zorundalar. Kaybedilecek her puan Konyaspor’u daha zor durumda bırakacak. Alınacak 3 puan ise güven ve moral kazandıracak.
Bu nedenle, Antalyaspor maçını bir dönüm noktası olarak görmeliyiz.
Antalya karşısında alınacak galibiyet, ilk yarıdaki hedefe ulaşma adına yeterli mi? tabi ki değil.
Ligde kolay karşılaşma yok. Her takım bir birini yenebilecek kapasiteye sahip.
İnancımız, Torku Konyaspor’un Antalyaspor’u yenerek yola devam edeceğinden yana. Bunun gerçekleşmemesi için de bir neden yok sanırım.
Söz teknik adamlarda ve futbolcularda.