Kader Planı ve Kömür Karası

Erkant Uysal

Emile Zola’nın Germinal kitabından beri değişen pek bir şey yok. Fransız yazar “Ve onlar bu köstebek yuvasında, toprağın yüzlerce metre altında, ciğerleri havasızlıktan yanıp tutuşa tutuşa durmadan kazma sallıyorlardı” cümlesini kurduğunda yıl 1885’ti.

Yıl 2022. Maden kazalarına ve toplu ölümlere engel olamıyoruz. Bartın’daki maden kazasında 41 işçi hayatını kaybetti.

***

Aslında iş kazalarına her gün tanıklık ediyoruz ama maden facialarında toplu ölümlerle karşılaştığımız için mızrak çuvala sığmıyor. İhmaller, güvencesiz çalışmalar, denetimdeki eksiklikler, makyajın altındaki kömür karasını ortaya çıkarıyor.

Maden işletmelerinin 2004 yılından sonra taşeron şirketlere verilmesinin ardından, kazalardaki artış dikkat çekiyor.

İş kazaları, iş cinayetlerini evriliyor.

Türkiye, Avrupa'da en yüksek iş kazası ölümlerine sahip ülke.

Bu yılın ilk 9 ayında ölüm sayısı, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi verilerine göre 1359. Yaşamını yitirenlerin yüzde 97’si sendikasız. 2021’de ise 2 bin 170 emekçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Ölenlerin 14’ü ise çocuk işçi.

***

İlahiyatın konusu olan ‘kader, fıtrat’ gibi sözcükler ise havada uçuşuyor. Tevekkülü ‘Kul olarak elinden geleni yaptıktan sonra, Allah’a güvenmek, boyun eğmek’ olarak bilirken, dini terimler siyaset uğruna ters yüz oluyor.

Madenlerde önlemleri almadan, modernizasyonu yapmadan, denetimleri gerçekleştirmeden durumu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi ‘kader planı’nda değerlendirirsek, insanın suçunu, yüce Allah’a atmış olmaz mıyız?

Sormak gerekir: Avrupa’da en yüksek iş kazası yaşayan ülkemiz, hangi kaderin esiridir?

***

Ve sözün bittiği yerdeyiz.

Oğlu madende ölen babanın, “Hiç aklımın ucundan geçmezdi. Suriye’de askerdeki oğlumu düşünürken, böyle oldu” sözünün üstüne ne denebilir ki…

Ölenlere hızlıca ulaşabilmenin ‘başarı’ olarak sunulduğu zamanlardan geliyoruz.

Aşina olduğumuz ‘yaralar sarılacaktır’ açıklamaları gibi, ders almadığın tarihin tekerrür etmesi gibi, ‘Ölüm hep bana mı düşer usta’ dizesindeki çaresizlik gibi, umudun anlamını yitirdiği anlar gibi bir acı dönemdeyiz.

Kederin bizden daha uzak olduğu sabahlara uyanmak dileğiyle, başımız sağ olsun Türkiye.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.