İzmir’de biraraya gelen dört eğitim sendikası, okul müdürlerinin haklarının gasp edildiğini belirterek, Milli Eğitim İlçe ve şube müdürleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan önce ise Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen, Aktif Eğitim-Sen ve Eğitim İş yöneticileri, okul müdürleri ve eğitimciler, İzmir Adliye Sarayı önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'ın da destek vermek için katıldığı basın açıklamasında eğitimciler, “Hak hukuk dediniz, hakkımızı yediniz”, AKP şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Dik dur eğilme, sendikan seninle”, “Okulda siyaset istemiyoruz”, “AKP yasayı al başına çal” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.
Eğitimciler adına açıklamayı, Türkiye Kamu-Sen Türk Eğitim- Sen İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Adnan Sarısayın yaptı. Milli Eğitim'de tam bir kadrolaşma operasyonu yapıldığını belirten Sarısayın, eğitimin her biriminde kendilerine şartsız biat eden adamları görmek isteyen, kilit noktalara yandaşlarını getirmeyi hedefleyenlerin kapalı kapılar ardından iş çevirdiklerini, "Benden olmayanı yok edeceğim" düsturuyla hareket edenlerin, farklı düşünenlere yaşama hakkı tanımamaya adeta ant içtiklerini söyledi. Sarısayın, “Cumhuriyet tarihinin en büyük kıyımı ve katliamı yapılmıştır. İş bilmeyen, emeği ve alınteriyle değil, siyasi hesaplarla, sendikal tercihleri nedeniyle makamlara getirilen okul yöneticileri devri başlamıştır. Okulların büyük bir kısmı, emir kulları tarafından taraflı bir şekilde yönetilecektir. Okullar, siyasi iktidardan icazet alanların mekanı haline gelecektir. Yılların kazandırdığı bilgi, beceri ve liyakat bir anda yok sayılarak, eğitimin gelişmesi için alınteri dökmüş insanlar gözardı edilmiştir. İzmir'de değerlendirmeye tâbi tutulan 750 okul müdüründen 480'i elenmiştir. Elenen bu okul müdürleri, hiçbir objektif ve geçerli belgeye dayanmadan puanlamaya tâbi tutulmuşlardır.” şeklinde açıklama yaptı.
Bu işlemi yapan ilçe müdürü ve şube müdürlerinin, bu değerlendirmeleri sağlıklı yapabilecek kadar bile birlikte çalışmadıklarını, hiç tanımadıkları, eğitimin fedakâr okul ve kurum müdürleri karşısında kul hakkı yiyen basit insanlar konumuna düştüklerini belirten Sarıkaya, şu eleştirilerde bulundu: “MEB Yasası, zaten kazanılmış hakları ve sosyal statüleri yok eden bir yasadır. Bu yasanın akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmenliği’nin de ucube olduğunu ilan etmiş, yönetmenlikte yer alan hususların eğitim hayatımızda ciddi bir kaosa yol açacağını belirtmiştik. Hukuku yerle bir eden, kazanılmış hakları bir gecede insanların ellerinden alan bu yasa ve yasanın getirdikleri, Türk Milli Eğitim tarihi için utanç vesikasıdır. Yıllarca siyasetten uzak, görevini yapan, vatansever ve milli menfaatler için eğilmeyen, dik duran, başarılı, bilgili okul müdürleri, bu özelliklerinden dolayı iktidar tarafında cezalandırılmışlardır. Okullara siyaset sokmayan bu müdürlere, yandaş ve kendi partilerinin, sendikalarının kölesi olmadıkları için adeta kıyım yapılmış ve en düşük puanlar, gerekçesiz ve belgesiz olarak yanlı bir şekilde verilmiş, kazanılmış hakları ellerinden alınmıştır. Yanlı davranan ve tetikçilik yapan ilçe Milli Eğitim müdürleri ve şube müdürleri tespit edilmiştir. Sendikamız, her türlü hukuki yola başvuracaktır. Bu makamlar kimsenin orta malı değildir. Kişisel, özel davranan, arkası sağlam olanı koruyan, milimetrik hesaplarla yandaş orduyu kurmaya heveslenenler yargı önünde hesap verecektir."
Basın açıklamasının ardından grup, ilçe Milli Eğitim ve şube müdürleri hakkında suç duyurusunda bulundu. CİHAN