Güncel olaylar yazı serisi
Değerli okuyucularım,
1969 yılından beri değişik gazete ve dergilerde yazı yazmaktayım. 1991 ile 1998 yılları arasında kendimin çıkardığı Gençlik ve Kıvılcım adında ki iki dergide yazılar yazdım. Mahalli Gazetelerde sürekli yazı yazmaya başladığımdan bu yana üç sene oldu. İlkyazı gönderdiğim mahalli gazete Konya bölge Merhaba Gazetesi’dir.
Gazetenin çalışkan ve gayretli Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Arslan bana; “Hocam. Her cumartesi size bir köşe ayırıyoruz. Lütfen bu köşeyi doldurun” dediğinden bu güne tam üç sene geçmiş. Önceleri hafta da bir yazarken ve sadece Konya Merhaba Gazetesi’ne yazı gönderirken, elimde biriken yazılardan başka mahalli gazetelerinde istifade etmesi (yararlanması) yolunu araştırdım. Şimdi benim yazı gönderdiğim sizlerin de okumakta gazetenizin de dâhil mahalli gazete sayısı 30’a yükseldi.
Bu arada hemen belirtmeliyim ki mahalli gazeteler adı üstünde sadece o mahalde oturan insanlara hitap eden gazetelerdir. Hâlbuki Türkiye de binlerce yerleşim merkezi vardır ve bunların birçoğunda hem de birkaç tane mahalli gazete çıkmaktadır. Pek tabiidir ki bir mahalde ki gazetenin diğer bir mahalde bulunanlara ulaşması da mümkün değildir.
Şimdi Konyalı okuyucularım bir yazımı okurken aynı anda Marmaris, Tekirdağ, Lüleburgaz, Çanakkale Biga ve Lapseki, Aydın, Nazilli ve Söke, Beyşehir, Çumra, Alanya, Antalya, Kahramanmaraş, Yozgat Çekerek, Giresun, Sivas, Amasya, Düzce Akçakoca, Sakarya, Adıyaman Gölbaşı, Mersin Gülnar, Bandırma, İzmir Aliağa da oturan okuyucularımda aynı yazıları okuma imkanına erişmiş bulunmaktadırlar.
BİR GÜZEL ESPİRİ
Eski Devlet Bakanımız Süleyman Arif Emre çok nüktedan (esprili) bir zattır. Kendisi şu anda İstanbul’da oturmaktadır. Bir vesile kendisiyle telefon konuşması yaparken mahalli gazetelerde yazı yazdığımı ve bunları sayısının 30’a çıktığını söyledim, birkaç il ve ilçe ismi bildirdim. Süleyman Bey bana:
“Ooo… Sen Aydın Doğan’ı bile geçmişsin” deyiverdi.
Bildiğiniz gibi Aydın Doğan “Doğan gurubu” denen birçok Ulusal gazetenin ve televizyonların patronudur.
Yazı yazdığım gazetelerin yöneticileri ile siz değerli okuyucularım çevrelerinde bulunan il ve ilçelerde ki mahalli gazetelerle görüşerek yazımın o gazetelerde de çıkmasını sağlayabilirsiniz. Yazımın çıkmasını istediğiniz gazetenin yetkilileriyle görüşerek benim onula görüşmemi sağlarsanız bu işi birlikte halletmiş oluruz.
Çünkü bizin halkımıza söyleyecek şok şeylerimiz var. Tel: 0.312.229 47 75 – 0.555.219 85 15 ve nevzatlaleli@gmail.com telefon ve adreslerinden bana ulaşabilirsiniz.
Nasıl olsa bir yazı emek verilmiş, hazırlanmış. Bu yazının gazetelere gönderilmesi internetten hiç de zor olmamaktadır.
Haftanı dört günü yazı gönderdiğim mahalli gazetelerimiz bulunmaktadır. Bazı gazetelere hafta üç, yazı bazılarına da (haftada bir çıkanlar da bu guruptadır) haftada bir yazı göndermekteyim. Bunlar içerisinde Cumartesi günleri “Nevzat Amca” olarak çocuklara yazdığım yazılar da bulunmaktadır.
Adına her ne kadar çocuk yazısı diyorsam da bu yazılarımı büyüklerin de severek okudukları görmek beni ayrıca mutlu etmektedir.
Çanakkale’de bir ev sohbetinde bir öğretmen arkadaşın; “Hocam sizin, Sarı inek niçin satılır yazısını okudun ama devamı olan yazıyı okuyamadım. Acaba devamında ne oldu?” Sorusunu sorması üzerine kendisine “Adalet her zaman” yazımda neler yazdığımı özetleyerek onu o meraktan kurtarmıştım.
YAZILARINIZ UZUN OLUYOR
Ara başlık olarak kullandığım “yazılarınız uzun oluyor” sözü, birçok yerde bana da ifade edildi. Her halde okuyucularımın büyük bir kesimi de aynı şeyi söyleyeceklerdir.
Evet. Ben de aynı kanaatteyim. Ancak bir konuyu yazmaya başladığım zaman o konunun önünde arkasında sağında solunda olan olaylar ve bilgileri de okuyucularıma aktarayım dediğim zaman yazım hemen uzayıveriyor.
Bu yazıma başlarken de okuyucularımdan izin alayım da hem ben hem de onlar biraz dinlensinler, diye yazmaya başlamıştım. Ama görüyorsunuz ki yazım gene uzun oldu.
Bir önemli hususu daha açıklamam gerekiyor. Çoğu zaman konu tek yazıyla bitmiyor. Trafik kazalarını yazayım dedim. Baktım ki 9 makale tuttu. Sayın Deniz Baykal’ın İstanbul’da “Kutlu doğum günü” münasebetiyle yaptığı konuşmanın yanlışlığına dikkatleri çekeyim dedim, karşıma “Dinimiz ikmal edilmiştir, Din her şeyi kuşatmıştır, Fert toplum ve sistem, Saadet ancak İslam’da, İslam’da toplum ve sistem, Müslümanlar kardeştir, Her şey bir nizam üzerinedir ve Hakların korunması başlıklarında birbirini tamamlayan 8 makale çıktı.
Okuyucularımda bilirler ki yazılarım uzun olmalarına mukabil sıkıcı değildirler. Konuyu her kesin anlayacağı şekilde ele almam ve aralarda ara başlıklar kullanmam, onları okumaya başlayan bir okuyucum hiç sıkılmadan sonuna kadar okumasını sağlamaktadır.
BANA İZİN VERİRMİSİNİZ
Bir ay kadar yazılarıma ara vermek ve üç senedir kullanmadığım iznimi kullanmak istiyorum. Ancak bunu da okuyucularından da izin alarak kullanmak istiyorum. Bu zaman içerisinde haftalık yazı gönderdiğim gazetelere ve çocuk yazılarımı göndermeye devam edeceğim, inşallah. Çünkü ben çocukları çok seviyorum ve onların benden ve yazılarımdan ayrı kalmasını istemiyorum.
Bu bir aylık zamanda, yazmaya başladığım ama bir türlü tamamlayamadığım “Kızlar, FLÖRT YANGINI sizi yakmasın” isimli kitabımı yazmak istiyorum.
Gördüğünüz gibi yine yazım uzadı. Bir ay sonra sizlerle tekrar baş başa olmak (tabii gazetemiz de müsaade ederse) ve daha kısa yazılarda buluşmak üzere sizlerden helallik diliyorum. Selam ve muhabbetlerimle…
Değerli okuyucularım,
1969 yılından beri değişik gazete ve dergilerde yazı yazmaktayım. 1991 ile 1998 yılları arasında kendimin çıkardığı Gençlik ve Kıvılcım adında ki iki dergide yazılar yazdım. Mahalli Gazetelerde sürekli yazı yazmaya başladığımdan bu yana üç sene oldu. İlkyazı gönderdiğim mahalli gazete Konya bölge Merhaba Gazetesi’dir.
Gazetenin çalışkan ve gayretli Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Arslan bana; “Hocam. Her cumartesi size bir köşe ayırıyoruz. Lütfen bu köşeyi doldurun” dediğinden bu güne tam üç sene geçmiş. Önceleri hafta da bir yazarken ve sadece Konya Merhaba Gazetesi’ne yazı gönderirken, elimde biriken yazılardan başka mahalli gazetelerinde istifade etmesi (yararlanması) yolunu araştırdım. Şimdi benim yazı gönderdiğim sizlerin de okumakta gazetenizin de dâhil mahalli gazete sayısı 30’a yükseldi.
Bu arada hemen belirtmeliyim ki mahalli gazeteler adı üstünde sadece o mahalde oturan insanlara hitap eden gazetelerdir. Hâlbuki Türkiye de binlerce yerleşim merkezi vardır ve bunların birçoğunda hem de birkaç tane mahalli gazete çıkmaktadır. Pek tabiidir ki bir mahalde ki gazetenin diğer bir mahalde bulunanlara ulaşması da mümkün değildir.
Şimdi Konyalı okuyucularım bir yazımı okurken aynı anda Marmaris, Tekirdağ, Lüleburgaz, Çanakkale Biga ve Lapseki, Aydın, Nazilli ve Söke, Beyşehir, Çumra, Alanya, Antalya, Kahramanmaraş, Yozgat Çekerek, Giresun, Sivas, Amasya, Düzce Akçakoca, Sakarya, Adıyaman Gölbaşı, Mersin Gülnar, Bandırma, İzmir Aliağa da oturan okuyucularımda aynı yazıları okuma imkanına erişmiş bulunmaktadırlar.
BİR GÜZEL ESPİRİ
Eski Devlet Bakanımız Süleyman Arif Emre çok nüktedan (esprili) bir zattır. Kendisi şu anda İstanbul’da oturmaktadır. Bir vesile kendisiyle telefon konuşması yaparken mahalli gazetelerde yazı yazdığımı ve bunları sayısının 30’a çıktığını söyledim, birkaç il ve ilçe ismi bildirdim. Süleyman Bey bana:
“Ooo… Sen Aydın Doğan’ı bile geçmişsin” deyiverdi.
Bildiğiniz gibi Aydın Doğan “Doğan gurubu” denen birçok Ulusal gazetenin ve televizyonların patronudur.
Yazı yazdığım gazetelerin yöneticileri ile siz değerli okuyucularım çevrelerinde bulunan il ve ilçelerde ki mahalli gazetelerle görüşerek yazımın o gazetelerde de çıkmasını sağlayabilirsiniz. Yazımın çıkmasını istediğiniz gazetenin yetkilileriyle görüşerek benim onula görüşmemi sağlarsanız bu işi birlikte halletmiş oluruz.
Çünkü bizin halkımıza söyleyecek şok şeylerimiz var. Tel: 0.312.229 47 75 – 0.555.219 85 15 ve nevzatlaleli@gmail.com telefon ve adreslerinden bana ulaşabilirsiniz.
Nasıl olsa bir yazı emek verilmiş, hazırlanmış. Bu yazının gazetelere gönderilmesi internetten hiç de zor olmamaktadır.
Haftanı dört günü yazı gönderdiğim mahalli gazetelerimiz bulunmaktadır. Bazı gazetelere hafta üç, yazı bazılarına da (haftada bir çıkanlar da bu guruptadır) haftada bir yazı göndermekteyim. Bunlar içerisinde Cumartesi günleri “Nevzat Amca” olarak çocuklara yazdığım yazılar da bulunmaktadır.
Adına her ne kadar çocuk yazısı diyorsam da bu yazılarımı büyüklerin de severek okudukları görmek beni ayrıca mutlu etmektedir.
Çanakkale’de bir ev sohbetinde bir öğretmen arkadaşın; “Hocam sizin, Sarı inek niçin satılır yazısını okudun ama devamı olan yazıyı okuyamadım. Acaba devamında ne oldu?” Sorusunu sorması üzerine kendisine “Adalet her zaman” yazımda neler yazdığımı özetleyerek onu o meraktan kurtarmıştım.
YAZILARINIZ UZUN OLUYOR
Ara başlık olarak kullandığım “yazılarınız uzun oluyor” sözü, birçok yerde bana da ifade edildi. Her halde okuyucularımın büyük bir kesimi de aynı şeyi söyleyeceklerdir.
Evet. Ben de aynı kanaatteyim. Ancak bir konuyu yazmaya başladığım zaman o konunun önünde arkasında sağında solunda olan olaylar ve bilgileri de okuyucularıma aktarayım dediğim zaman yazım hemen uzayıveriyor.
Bu yazıma başlarken de okuyucularımdan izin alayım da hem ben hem de onlar biraz dinlensinler, diye yazmaya başlamıştım. Ama görüyorsunuz ki yazım gene uzun oldu.
Bir önemli hususu daha açıklamam gerekiyor. Çoğu zaman konu tek yazıyla bitmiyor. Trafik kazalarını yazayım dedim. Baktım ki 9 makale tuttu. Sayın Deniz Baykal’ın İstanbul’da “Kutlu doğum günü” münasebetiyle yaptığı konuşmanın yanlışlığına dikkatleri çekeyim dedim, karşıma “Dinimiz ikmal edilmiştir, Din her şeyi kuşatmıştır, Fert toplum ve sistem, Saadet ancak İslam’da, İslam’da toplum ve sistem, Müslümanlar kardeştir, Her şey bir nizam üzerinedir ve Hakların korunması başlıklarında birbirini tamamlayan 8 makale çıktı.
Okuyucularımda bilirler ki yazılarım uzun olmalarına mukabil sıkıcı değildirler. Konuyu her kesin anlayacağı şekilde ele almam ve aralarda ara başlıklar kullanmam, onları okumaya başlayan bir okuyucum hiç sıkılmadan sonuna kadar okumasını sağlamaktadır.
BANA İZİN VERİRMİSİNİZ
Bir ay kadar yazılarıma ara vermek ve üç senedir kullanmadığım iznimi kullanmak istiyorum. Ancak bunu da okuyucularından da izin alarak kullanmak istiyorum. Bu zaman içerisinde haftalık yazı gönderdiğim gazetelere ve çocuk yazılarımı göndermeye devam edeceğim, inşallah. Çünkü ben çocukları çok seviyorum ve onların benden ve yazılarımdan ayrı kalmasını istemiyorum.
Bu bir aylık zamanda, yazmaya başladığım ama bir türlü tamamlayamadığım “Kızlar, FLÖRT YANGINI sizi yakmasın” isimli kitabımı yazmak istiyorum.
Gördüğünüz gibi yine yazım uzadı. Bir ay sonra sizlerle tekrar baş başa olmak (tabii gazetemiz de müsaade ederse) ve daha kısa yazılarda buluşmak üzere sizlerden helallik diliyorum. Selam ve muhabbetlerimle…